Avukat İzzet Doğan, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabulü ve “Dünya Çocuk Hakları Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, dünyanın pek çok yerinde  çocukların yaşam haklarının risk altında olduğunu, sağlıklarını veya ailelerini kaybettiklerini, erkek çocukların silahlandırılıp savaşa zorlandığını, kendi ülke ve yuvalarından koparıldıklarını, özellikle kız çocukların da cinsel ve ekonomik yönden sömürülmekte olduğunu söyledi.

Doğan çocuklara yönelik cinsel suçlar davalarında son 10 yılda yüzde 700 oranında artış olduğunu açıklayarak, “Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 2014 yılında bin 377’si erkek,9 bin 718 kız çocuğu olmak üzere 11 bin 95 çocuk istismarı yaşanmış olup, gizli kalan olaylar bu rakamların dışındadır” dedi.

Kamuoyunda tecavüzcüye af yasası tartışması yaşandığını ifade eden Doğan, küçük kız çocuklarıyla dini nikah ile evlendirilen ya da evlenen ve bu yüzden hapiste olanlar için yapılacak düzenlemede, tüm partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savundu.

Bunun da “af niteliğinde bir düzenleme” olmaması gerektiğine değinen Doğan, “Tecavüzcüye cesaret verici ve özendirici, kötü örnek oluşacak bir tavırdan uzak durulmalı, kamuoyunun duyarlılığı göz ardı edilmemelidir” dedi.

Doğan, “Çocuk Gelin” kavramına da karşı çıkarak “Bunun yerine ‘Erken Yaşta Evlenenler’ veya çocuk yaşta evlenenler/evlendirilenler’ denilmesi” önerisinde bulundu.

Türkiye’de savaştan kaçan ailelerin nüfusunun 3 milyonu bulduğunu, bu ailelerin çocuklarının da pek çok mahrumiyet çektiğini ifade eden Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diğer yandan özellikle komşu ülkelerde acımasızca sürüp giden savaşların ortasında kalan çocuklar hayatlarından olmakta, sağlıklarını veya ailelerini kaybetmekte, erkek olanlar silahlandırılıp savaşa zorlanmakta, kendi ülke ve yuvalarından ayrılmakta, kız çocukları da cinsel obje olarak görülmekte ve ekonomik amaçlarla sömürülmektedirler.  Dünyanın neresinde olursa olsun sosyal, ekonomik ve siyasal buhranlardan en çok mağdur olanlar, acı çekenler çocuklardır. Onlar kendilerini yeteri kadar ifade edemez, sorunlarını yeteri kadar dile getiremezler ve kendilerini yeteri kadar savunamazlar. Dünyanın pek çok yerinde ve Türkiye`de çocukların içinde bulunduğu durum içimize sinecek kadar iyi değildir. Çünkü çocukların ruh ve beden sağlıkları güvende olmadığı gibi ne yazık ki, cinsel ve ekonomik açıdan istismar edilmektedirler."