Atilla Kavdır’ın babası İbrahim Kavdır, dün saat 16.00’da, böbrek ve kalp yetmezliğinden oğlunun hayatını kaybettiğinin kendisine bildirildiğini söyledi. Saat 17.45’te Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Kavdır’ın taburcu edildikten sonra gelişen idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle tekrar hastaneye yatırıldığı, salı günü ani gelişen sepsis nedeniyle yoğun bakıma alındığı, hastanın yoğun bakımda tedavisinin devam ettiği açıklamasını yaptı. Prof. Özkan açıklamasında, “Durumu kritik olarak seyretmektedir” ifadesini kullandı. Ölüm haberinin, yoğun bakım önünde bekleyen ailenin bir doktorun, sağlık personeline “Kavdır’ın ilacını çekin” demesini “Kavdır’ın fişini çekin” olarak algılamasından kaynaklandığı ileri sürüldü. Hastanede bulunan Esentepe Mahallesi Muhtarı Nasuh Kula, “Annesi Ayşe Kavdır ağlayarak hastane bahçesine indi. Yakınları öldüğünü sandılar. Ölüm haberi kulaktan kulağa yayıldı. Tamamen bir yanlış anlama” dedi.


PROFESÖR ÖZKAN: MAKİNEYE BAĞLI YAŞIYOR

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, çift kol nakilli Atilla Kavdır'ın durumuyla ilgili hastane bahçesinde basın toplantısı düzenledi. Kendileri için çok sürpriz olan bir durumla karşı karşıya olduklarını kaydeden Prof. Dr. Özkan, yoğun bakımda tutulan Atilla Kavdır'ın 21 Ocak'ta başlayan bir süreçte 69'uncu gününde taburcu edildiğini ve taburcu olması takip eden bir kaç gün sonra hastanın talebiyle hastaneye yeniden kabul edildiğini anlattı. Prof. Dr. Özkan, son durumla ilgili şunları söyledi:

"Süreç içerisinde bir idrar yolu enfeksiyonu olduğunu gördük. Bu enfeksiyon nedeniyle araştırdığımızda idrarında mantar enfeksiyonu olduğunu öğrenmiştik. Düne kadar hiçbir korkumuz olmadan, her ne kadar süreç içerisinde zorluk bile olsa, fizik tedaviye devam ettirdiğimiz hastamızı dün sürpriz bir şekilde kan zehirlenmesi diyebileceğimiz sepsis nedeniyle ani olarak yoğun bakıma alma gereği duyduk. Sabahtan itibaren de kritik bir şekilde yoğun bakımda devam ediyoruz. Hastanın hiçbir şekilde 'öldü' haberi şu ana kadar doğu değil. Arkadaşlarımız ellerinden geleni yapıyor."

Prof. Dr. Ömer Özkan, hastanın ailesinin Atilla Kavdır'ın öldüğü yönünde yaptıkları açıklamaların yakınlarına belki fazla bilgi vermekten kaynaklanmış olabileceğini söyledi. "Tüm bilgileri açık olarak veriyoruz" diyen Prof. Dr. Özkan, "Arkadaşlarımız ellerinden geleni yapıyorlar ve şu an itibariyle solunumu da nabzı da var. Makineye bağlı bir şekilde yoğun bakımda tedavisi devam ediyor" dedi.

Aileyi gerektiği şekilde bilgilendirdiklerini, bilgilendirmeye de devam edeceklerini kaydeden Prof. Dr. Özkan, Atilla Kavdır'ın dayısı başta olmak üzere diğer akrabalarının hastanede olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Ömer Özkan, "Biz onlarını sakin olması için evlerine göndermiştik. Belki bir yanlış anlaşılma var ama durumu kritik. Her şey güllük gülistanlık değil. Ama hastamız da vefat etmedi. Elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye'nin en iyi yoğun bakımı burası. İnşallah üstesinden geleceklerini umuyoruz" diye konuştu.

Atilla Kavdır'ın yaşadığı durumun hastaya özgü olmadığını, böbrek ve karaciğer nakli olan hastalarda da benzer enfeksiyon durumlarının yaşanabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, "Enfeksiyon riskleri 1 yıl boyunca vardır" dedi. Prof. Dr. Özkan, Kavdır'ın kritik sürecinin ne kadar devam edeceğine ilişkin bir öngörüde bulanamayacağını kaydetti.

KAVDIR'IN EVİNDE YAS TUTULUYOR


Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin 'yoğun bakımda ve durumu kritik' açıklaması yaptığı, ailesinin ise öldüğünü söylediği, Türkiye'nin ikinci çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır’ın evinde yas tutuluyor. Kavdır'ın öldüğü haberleri üzerine Kepez İlçesi Esentepe Mahallesi'ndeki müstakil evine gelen yakınları gözyaşı dökerken, bir yandan da cenaze hazırlıkları yapılıyor.

Yakınlarının teselli etmeye çalıştığı eşi Ayşe Kavdır ve 10 yaşındaki kızı Ayşe Esra, kendini yerden yere atarak ağıt yaktı.

BABA KAVDIR: NAKLİ KALDIRMADI


Atilla Kavdır’ın babası İbrahim Kavdır, "Bizim için her şey hastanede bitti. Doktorlarını görmek istemiyorum" dedi.

Oğlunun vücudunun, bacak naklini kaldıramadığını savunan Kavdır, “Hocaya 'bu bacağı nakletmeyelim' dedik, adeta yalvardık. Hoca ısrar etti. Bacağı taktıktan 5-6 saat sonra bacak tutmayınca da '40 dakikada alırım' dedi. Ama ameliyat 6 saat sürdü. 250- 300 ünite kan verince böbrekleri iflas etti. Çocuk nöbete girdi, sara tutmaya başladı” diye konuştu.