Yapılan ihaleyle 2005 yılında özelleştirilerek Oyak Holding'e devredilen Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları, global ekonomik kriz nedeniyle demir çelik ürünlerinin satış ve pazarlamasında büyük bir düşüş olmasını gerekçe göstererek tüm çalışanların maaş ve haklarında yüzde 35 oranında azaltma yapmış ve bu indirime muvafakat etmeyen işçilerin işine 2009 yılında son vermişti.
İşten atılan 400'e yakın işçiden 200'ü Ereğli İş Mahkemesi'nde işe iade davası açmıştı.
Davaları reddedilen işçiler, iç hukuk yollarını tüketince İzmir Barosu avukatlarından Barış Kaşka aracılığıyla AİHM'e başvurdu.
Kaşka, iç hukukta feshin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığı ve keyfilik denetimi gibi İş Hukuku'nun temel ölçütlerini dikkate almayan, davanın esasına girmeyen bir yargılama yapıldığını belirterek, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS) düzenlenen adil yargılanma hakkı ihlalini oluşturduğunu savundu. Avukat Kaşka, yapılan yargılamanın çok açık şekilde sadece AİHS maddelerine ve ilkelerine değil, iç hukuk ve Yargıtay içtihatlarına da aykırı olduğunu ileri sürerek, AİHM'den iyi bir sonuç elde edeceklerinden kuşku duymadıklarını vurguladı. İşçiler, özelleştirme sürecinde de çeşitli eylemler yaparak kalifiye işçilerin işten çıkarılarak düşük ücretli işçilerin istihdam edileceğini iddia etmişlerdi.