Teröristlerin açtığı ateş sonucu evinin önünde şehit olan 16 yaşındaki Eren Bülbül'ün evinde acı dinmiyor. Anne Ayşe Bülbül gözyaşları içinde "Oy Eren'im" diye ağıtlar yakıyor. Eren'in kara lastik papuçlarını gösteren acılı anne "Öyle süslü püslü papuçları yoktu benim oğlumun. İşte bu kara lastik papuçları giyerdi yaz-kış. Şimdi ben giydim o papuçları. Eren'imin şehit olduğu gün ayağındaydı bu kara lastikler. Tek isteğim oğlumu öldüren katillerin yakalanması. Kulağım gelecek haberde. Yoksa gözüm açık gider" diyor.

Sabah'tan Gül Kireklo'nun haberine göre anne en çok da ayağına giydiği Eren'in lastik papuçlarına bakıp ağlıyor. İşte söyledikleri: 57 yaşındayım. 18 ay önce eşimi aniden kalp krizinden kaybettim . Onca çocuğumun içinde Eren sanki evin reisi oldu. Okula gider, günlük 50 liraya iş bulursa yevmiyeye gider, kazandığı parayı "Al anne" deyip bana getirirdi. Kocam da yevmiyeyle çalışırdı. Son dönemde muhtarlık yaptı. Aylık 100 lira gelirle büyüttüm ben bu çocukları. Dağın tepesinde iki gözlü evde büyüttüm ben onu. Ne odası? Her şeyimiz o iki göz odadaydı. Ayakkabısı yoktu. Tepedeki evden Maçka'daki okuluna gidebilmek için 5 kilometre gidiş 5 kilometre dönüş 10 kilometre yol giderdi kara lastikleriyle. Bütün köyün işine o koşardı. Ona hayvan otlatır, 'Al sana 2 kilo şeker' derlerdi. Fındık toplatır 'Al sana 2 kilo un' derlerdi. Sırtında sepeti hep çalışırdı yavrum. Yardıma koşmadığı insan yoktu"


'BOĞAZIMIZIN DERDİNDEYDİK'

57 yıllık hayatında Trabzon'un dışına çıkmadığını söyleyen acılı anne "Ben 13 evladımı büyüttüm. Bazen önlerine koyacak ekmek bulamazdım. Ne İstanbul'u ne Boğaz'ı bilirim. Biz kendi boğazımızın derdindeydik" dedi.