Burcu Özkan- Türk toplumunda kanayan yara halini alan 18 yaşın altındaki kadınların zorla evlendirilmesi, son günlerde tekrar gündemi sarsmış durumda. Erken yaşta yaptıkları evliliklerden dolayı yargılanan binlerce eş, müebbete varan cezalarla yargılanıyorlar. Bu durumda yaşanan kadın ve çocukların mağduriyetleri ise intihara kadar uzanan travmatik sonuçlara neden olabiliyor. Aile terapisti Raziye Özcan, erken yaşta zorla evlendirilen kadınların intihar düşünceleri ve girişimleri olduğunu belirterek, "Ekonomik anlamda çocuklarına bakamayacak olmanın ağır yüküyle boğuşan anneler, bir de toplum tarafından dışlanmışlıklarla karşılaşınca, ağır psikolojik semptomlar göstermeye başlıyorlar. Depresyon, anksiyete bozukluğu ve fobik bozukluklar yaşamaya başlayan kadınlarda bir müddet sonra intihara kadar varan somatik rahatsızlıklar gözlenebiliyor" dedi.

Erken evlilik yapan eşlerin yıllarca hapis cezası almasının aile içinde yıkımlara neden olduğunu belirten Psikolog Özcan, "Biz uzmanların erken yaştaki evliliklere karşı duruşu bellidir, kesinlikle kabul edilemez. Fakat şuanki yaşanan durumda bazı mağduriyetlere değinmek gerekiyor. Olayın mağduru olan kişiler, aslında cezaevinde yatanlardan ziyade onları dışarıda bekleyen aileler. Yani eşler ve çocuklar... Türkiye'de yaşanan bu durumda, ayrı bir yasa oluşturulması için siyasilerin ve birçok Sivil Toplum Kuruluşları (STK)'nın çalıştığını görüyoruz. Çalışmalar zamanla sonuç vermeye başlıyor. Erken yaşta evlilik oranı Türkiye'de eskiye oranla yüzde 50 azaldı. Bu umut verici bir rakam" diye konuştu.


(Raziye Özcan)

Anneler, çocuklara konuyu anlatamıyor

Eşleri cezaevinde olan kadınlar arasında birçoğunun evlat sahibi olduğunu söyleyen Özcan, annelerin, çocuklarına 'babalarının neden hapis yattığını' anlatmakta güçlük çektiğini belirtti. Özcan, "Çoğu anneler bu durumu çocuklarından gizliyorlar. Babalarının hapiste olduğunu söyleseler, neden hapiste olduğu bilgisini anlatırken bocalıyorlar. Aileler daha çocuklara ifade etmeye çalışırlarken, çocuklar çevre faktörüyle karşı karşıya kalıyorlar. Babasının tecavüz / tacizden dolayı içerde olmasının çocukta bıraktığı inanılmaz yıkıcı etkinin yanında annelerin yaşadığı toplumsal dışlanma ve ekonomik geçim sıkıntısı da cabası" dedi.

Ciddi sorunlar yaşanıyor

"Biz uzmanlar olarak bu ailelere, yaşadıkları ağır yükün arasında yeni bir pencere açmaya çalışıyoruz. Kendi başlarına baş etme mekanizmasının zor geliştiği bu dönemde ailelere tavsiyemiz, mutlaka bir uzman ile görüşerek, çocuk ve kadınların destek almalarıdır" diyen Aile terapisti Raziye Özcan, sıkıntılarda tedavi alamayan ailelerde ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çekti. Özcan, "Ekonomik anlamda çocuklarına bakamayacak olmanın ağır yüküyle boğuşan anneler, bir de toplum tarafından dışlanmışlıklarla karşılaşınca, ağır psikolojik semptomlar göstermeye başlıyorlar. Depresyon, anksiyete bozukluğu ve fobik bozukluklar yaşamaya başlayan kadınlar da bir müddet sonra intihara varan sorunlara sebep olmaktadır. Hal böyle olunca aile içindeki bu kaos ortamı çocuklarında akademik yaşamları da dahil olmak üzere tüm yaşantılarında ciddi sorunlara neden olabiliyor" şeklinde konuştu.

Erken evlilikte düşüş var

Eşleri cezaevine giren kadınların kendi aileleri tarafından da kabul edilmediğini belirten Özcan, "Eşlerini hapse gönderen bu kadınların en büyük vurgunu kendi aileleri ve çevreleri oluyor. Toplumsal olarak yaşadıkları dışlanmışlıklardan dolayı yalnızlaşıyorlar. Bu konuda toplumumuzun bilinçlendirilmesi gerekiyor. 2014'ten beri bildiğim kadarıyla erken evliliğin yanlışlığı üzerine ülkemizde seminerler veriliyor. Kapsamlı projelerle sadece büyük illerde değil küçük beldelere kadar varan çalışmalarla ülkemizde gecmişe göre bir gelişmişlik olduğunu da belirtmek gerekir. Sadece kadınları kapsayan çalışmalar da değil bunlar, kamu görevlileri, din adamları ve erkeklere yönelik, erken evliliğin sakınca ve zararları üzerine bilgilendirme çalışmaları yapılıyor. Kız çocuklarının okutulması ve hayatlarına devam etmelerinin sağlanması gibi eğitimler neticesinde Türkiye'de erken evlilik oranın da yüzde 50'ye yakın ciddi düşüşler yaşandı. Bu sonuçlar bizleri mutlu ediyor" dedi.

Çözüm, eğitimde

Erken evliliğin zararları ve yanlışlarına dair toplumu bilinçlendiren eğitimler sayesinde bu konunun temel çözümüne ulaşılacağını söyleyen Özcan, "Erken evlilikte, kişiler ergenlik çağında yaşaması gereken normalliğin dışında bir dünya ile karşılaştıkları için, sonuçları akıl almaz olabiliyor. Bir anda çocuk sahibi olmaları, özgüven problemleriyle boğuşurken bir taraftan da bunun yükünü kaldıramayıp şiddete dönüşen kavgalar çiftlerin zaten evliliğe uygun olmadığını bizlere gösteriyor. Türkiye'de yapılan araştırmalar erken evliliklerde şiddet oranının yüksek olduğunu gösteriyor ne yazık ki... Sevgi ve aşk evliliği yaşayanlar var, kaçarak evlendik, ben kocamı sevdim, hapis yatmasını istemiyorum diyenler ya da zamanla sevdim, çocuklarım var mutluyduk diyenlerde bulunuyor. Oğlan 16- 17 yaşlarında, kızlarda keza benzer yaşlarda evleniyorlar ama evliliğin sorumluluk ve yükü altında eziliyorlar. O nedenle erken evlliğe izin verilmesin, kız çocukları okutulsun, iş dünyasında kadının da yeri olsun şeklindeki bakış açılarıyla bu zihniyeti Türkiye'de artır çalışıyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu durumdan kurtulmanın yolu yine eğitimden geçmeli" ifadelerini kullandı.