Gökhan, yıllardan beri Biga, Çan, Bayramiç ve Çanakkale'de olmak üzere Kaz Dağları bölgesinde altın arama ruhsatı verildiğini ifade ederek, bu ruhsatların şimdi de işletme ruhsatına çevrildiğini öğrendiklerini söyledi. Bölgede altın aramada siyanür kullanılmasına karşı çıktıklarını, bununla ilgili sıkıntıları dile getirdiklerini anımsatan Gökhan, buna sadece kendilerinin değil, burada ve o bölgede yaşayan insanların da karşı çıktığını vurguladı.
Kaz Dağları'nın, hayvanlar ve bitkilerin mevcudiyetiyle bir bütünlük sağladığını kaydeden Gökhan, "Onları kazdığınız, deştiğiniz ve oralarda tahrifat yaptığınız noktada, Kaz Dağları'nın florasını ve doğal yaşamını etkileyecektir" diye konuştu.
Çanakkale, Ezine, Kumkale ovaları ve barajın suladığı alanların toprakların da bu bağlamda zehirlenmesinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Gökhan, Çanakkale'nin içme suyunu temin ettikleri Atikhisar Barajı'nın hemen üzerindeki bir alanda altın aranmasının, baraja gelen yer altı ve yer üstü sularına siyanürlerin gelmesi veya arama sırasında kullanılan kimyasalların karışması sonucunu doğuracağını bildirdi.
Kaz Dağları'nın bir bütün olduğunu ve oradaki bütün doğal hareketlerin birbirleriyle ilinti içerisinde bulunduğunu dile getiren Gökhan, "Hayvanlarıyla, bitkileriyle, oksijeniyle bir bütündür. Bunu yeniden yaratmak sadece tanrıya mahsustur. Dolayısıyla bu değerleri yok etmememiz lazım. Şunu söylüyorum, illa altın isteniyorsa, biz karılarımızın kollarındaki bilezikleri, yüzüklerimizi, bütün birikimlerimizi altınla ilgili verelim, ama altın aramak için bu doğa tahrip edilmesin ve buradan gitsinler. Bu sadece benim şahsi düşüncem değil Çanakkale halkının tamamının düşüncesi. Bayramiç halkının, Çan halkının düşüncesi" ifadelerini kullandı.

Ufak ufak ruhsatlandırma

Belediye Başkanı Gökhan, bu konuları toplantılarda her zaman dile getirdiklerini belirterek, "Bütün çabalarımıza rağmen, çaktırmadan ufak ufak ruhsatlar verilmek suretiyle bu işletmelerin açılmasına fırsat veriliyor. Daha büyük tepkilere yol açmadan ilgililerin bunu durdurması lazım. Çanakkale halkını ve Türkiye'yi duyarlılığa davet ediyorum" dedi.
Kaz Dağları'nın sadece kendilerinin yaşadığı bölge olmadığını, buraya gelen insanların da Türkiye coğrafyasının da bulunmaz değerleri olduğuna işaret eden Gökhan, Kaz Dağları'nı görmeden insanların bir fikir sahibi olamayacağını vurguladı.
İlgililerden Kaz Dağlarını gelip dolaşmalarını isteyen Gökhan, "Gelsinler ben onları gezdireyim. Kaz Dağları'nın altının tamamı som altın olsa, üstündeki değerine ulaşması mümkün değildir" dedi.
Gökhan, eskiden arama ruhsatı verildiğini ve şu anda Kaz Dağları'nda 40'tan fazla şirketin işletme ruhsatına sahip olduğunu ve buna karşı olduklarını anımsatarak, "Ruhsatların tamamı ne hikmetse altın ve gümüş çıkarılması için. Yani bir maden, bir ocak olsa belki anlaşılabilir bir tarafının olduğunu var sayalım, ama 40 tane yerde o sahaların delik deşik edilmiş olması Kaz Dağları'nın tahrip edilmesine gönlümüzün el vermesi mümkün değil" diye konuştu.