Sağlıkta şiddetin sonu gelmiyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Sağlık-Sen, 'Sağlıkta Şiddet Raporu'nu yayınladı. Rapora göre eylül ayında sağlık çalışanlarına yönelik 15 şiddet olayı yaşandı. Bu olaylarda 24 sağlık çalışanı ise mağdur oldu

Sağlık-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’de okulların açılmasıyla birlikte koronavirüs vaka sayılarının artışa geçtiği eylül ayında sağlık çalışanlarının iş yükünün de arttığı belirtildi. Eylül ayında sağlık çalışanlarının 15 şiddet vakası yaşadığı, bu vakalarda rol alan 25 saldırganın, 24 sağlık çalışanının mağdur olmasına neden olduğu kaydedildi. Eylül ayında, bir önceki aya göre şiddet olaylarında nispi bir azalış yaşanmış olsa da şiddetin neden olduğu korku ve endişe, aynı derinlikte sağlık çalışanlarını tehdit etmeyi sürdürdüğü kaydedilen açıklamada, “Çünkü sağlıkta şiddet, zaman, zemin ve ‘kurban’ ayrımı yapmadan ilerleyişini kararlılıkla sürdürmektedir. Bu durumun maalesef mesleki bir realiteye dönüşmüş olması, sağlık çalışanlarını çok daha fazla endişelendirmekte, meslekten soğutmaktadır. Sorumluluk sahibi olanların, şiddet olaylarını bütüncül bir çerçevede ele alıp, çözüm üretme yoluna gitmemeleri ise ayrıca düşündürücüdür. Olay bazlı tepki ve yaklaşımlar, gündelik bir hassasiyet oluştursa da ne yazık ki meselenin kökten çözümüne katkı sağlamamaktadır. Bu noktada Sağlık Bakanlığını bir defa daha önleyici, caydırıcı ve engelleyici adımlar atmaya davet ediyoruz. Bu adımların başında ise silah, bıçak ve benzeri yaralayıcı cisimlerle hastaneye girişlere son verilmesi olmalıdır” denildi.

‘MAĞDURLARIN 4’Ü KADIN, 20’Sİ ERKEK OLDU’

Eylül ayında şiddet vakalarının baş faillerinin hasta ve hasta yakınları olduğu ifade edilen açıklamada, “15 şiddet olayının 3’ü hastalardan, 5’i ise hasta ve hasta yakınları tarafından vuku buldu. 5 olaya magandalar sebebiyet verirken, 2 olayı ise idareciler gerçekleştirdi. Bu olayların elbette tamamı can yakıcıdır. Ancak idareci pozisyonundaki kimselerin neden olduğu şiddet olaylarının sağlık çalışanlarını manen çok daha fazla yaraladığı açıktır. Ay boyunca şiddet olaylarının 13’ü hem sözlü hem fiili, 1’i sözlü, 1’i ise mobbing olarak cereyan etti. Eylül ayında şiddet olaylarının en çok yaşandığı yer yine hastaneler oldu. 15 vakanın 10’u hastanelerde yaşanırken, 4’ü sahada, 1 ise aile sağlığı merkezinde gerçekleşti. Şiddet olaylarından en çok etkilenen kesim doktorlar ve güvenlik görevlileri oldu. Bu ay 6 doktor, 6 güvenlik görevlisi, 4 ATT, 3 hemşire ve 5 de farklı pozisyonlarda görev yapan sağlık çalışanı şiddet yüzünden mağduriyet yaşadı. Saldırganlar yine cinsiyet ayrımı yapmadı; mağdurların 4’ü kadın, 20’si erkek oldu. Ay içinde yaşanan şiddet olaylarına sebebiyet veren 25 saldırgandan 9’u hakkında herhangi bir işlem yapılmazken 11 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Saldırganlardan 3’ü tutuklanırken, 1’i hakkında adli işlem başlatıldı, 1 saldırgan hakkında ise arama kararı çıkartıldı. Bu tablo, yapanın yanına kaldığını çok net bir şekilde göstermektedir. Ne yazık ki bu tablo her ay benzer seyir izlemektedir. Sağlıkta şiddete cezasızlığın benzer şiddet olaylarına davetiye çıkardığı adeta göz ardı edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

‘YASALAR VE UYGULAMALAR ŞİDDETİ ÖNLEMEYE YETERSİZ KALIYOR’

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş da, her gün bir sağlık çalışanının hakarete maruz kaldığını, darp edildiğini ve hatta silahla yaralandığını gördüklerini kaydederek, “Demek ki, mevcut yasalar ve uygulamalar şiddeti önlemeye yetersiz kalıyor. Ayrıca yargıdan çıkan kararlar da şiddet olaylarında caydırıcı bir rol oynamıyor. Bu tablo, akla ‘şiddet sağlık çalışanlarının kaderi mi’ sorusunu getiriyor. Maalesef sahada fiili durum bu. Biz bunu reddediyoruz, herkesi de aynı tavrı göstermeye davet ediyoruz. Bir kurumda çalışanların emniyeti, o kurumu sevk ve idare edenlerin sorumluluğundadır. En alttan en tepeye sağlık idaresi, çalışanlarının emniyetini sağlamakla yükümlüdür. Kamunun hiçbir yerinde sağlık birimlerindeki kadar şiddet olayı yaşanmıyor. O halde sağlıkta şiddeti önleme amacıyla ekstra uygulamalar devreye sokulmalıdır. Sağlık çalışanlarının şiddetle mücadele yükümlülüğü bulunmuyor. Bu yükümlülük idareye aittir. İdareyi yükümlülüğünü bir an önce yerine getirmeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.