BBC Türkçe’den Öykü Altuntaş’ın haberine göre; Türk Lirası’ndaki hızlı değer kaybı, yeni ilaç ithalatını ve eczaneleri de etkilemeye başlamış durumda.

Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Depolarda şu an ilaç var ancak 15 Eylül’den itibaren depolar boşalacak ve döviz artışı etkisini gösterecek” derken, İstanbul Eczacı Odası, çoğu kanser ve kronik rahatsızlıklarda kullanılan 1000’e yakın yakın ithal ilacın piyasada bulunamadığını söylüyor.

Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamalarda “ilaç sektörünün etkilenmeyeceğini” vurguluyor.

Ancak ilaç bulmanın zorlaştığını eczaneler de dile getiriyor. Bursa’dan bir eczane çalışanı, “İthal ilaçlarla ilgili sıkıntılar olmadığı doğru değil. İlaç eksikler listesini depoya okuyoruz, depolar ‘yok’ yanıtını veriyor” diyor.

503 KALEM İLAÇ KISITLI VERİLİYOR

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Eczacı Erdoğan Çolak, yaptığı yazılı açıklamada ” Elimizdeki verilere baktığımızda ilaç yokluğu yaşandığını söylememiz tam olarak doğru değil. Ancak sahadan aldığımız veriler, 503 kalem ilacın piyasaya kısıtlı bir şekilde verildiğini gösteriyor. İlaç firmaları, ilacı piyasadan çekmiyor ama limitli bir şekilde dağıtıyor” ifadelerini kullandı.

Tabip Odaları tam da bu nedenle, arz-talep dengesini karşılamadığı gerekçesiyle Ankara’ya sabit kuru güncellemesi çağrısında bulundu. Bu arada Sigorta Güvenlik Kurumu (SGK) geçtiğimiz ay “yerli ilaç üretimini teşvik etmek amacıyla” bazı kanser ilaçlarının da aralarında olduğu 143 ilacın geri ödemesini durdurma kararı aldı.

SGK: GERİ ÖDEMEDE SORUN YOK

İlaçların eşdeğerlerinin eczacıların kullandığı otomasyon sistemi Medula’da halihazırda verilmiyor olması nedeniyle hastaların mağdur edileceği de gündeme geldi. SGK ise endişelere karşın “ilaçların piyasada birden fazla eşdeğerinin bulunduğu ve geri ödemesinde herhangi bir sorun olmadığını”, Medula’nın da hızla güncelleneğini duyurdu.

Ancak Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut’a göre bu hamle, ‘krizin başlangıcıydı’: “Depolar zamanında dövize bağlayarak aldıkları ilacı stoklayıp, yavaş yavaş piyasada eritiyorlar. Ancak bu ilaçlar bittiğinde yeni ilaçları pahalı alacakları için devletin ödeyeceği para karşılığı devlete veremezler. Türkiye’de hastaların yüzde 95’i SGK şemsiyesi altında. Diyelim 3 liralık ilaç 6 lira olduğunda, devlet 3 lira ödeyeceğim diyorsa depolar bunu zarara getirmek istemeyecek, ilaçlara erişim de engellenecektir.”

İlaca erişimle ilgili kaygılar geçen ay, New York Times’ın (NYT) sayfalarına da konu oldu.

NYT’nin haberinde İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu’nun “Eczanemde hastalara onları hayatta tutacak ilaçları verememekten endişe ediyorum” ifadelerine yer verildi. Sarıalioğlu toptancıların kritik ilaçları “artık kâr elde edemeyecekleri” endişesiyle satmayacağından kaygı duyan başka eczanelerden de sıklıkla telefon aldığını söyledi.

‘İLERİSİNİ ÖNGÖREMİYORUZ’

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Onkolog Prof. Dr Nazan Günel, kamu hastanelerinde ilaç sıkıntısıyla karşılaşmadıklarını ancak ilerisini de öngöremediklerini söylüyor.

Ağustos ayında döviz kurunda güncelleme ve ücret politikasıyla ilgili düzenlemeler yapılmadığı için ilaçların yenisini temin etmede sorunlar yaşanırsa, bir bürokratik süreç devreye girecek.

Vedat Bulut’a göre bu kanser tedavisi için soru işareti yaratıyor.

Yönetim ve denetlemede ana merci olan Ankara’nın yapacağı her güncellemenin 15 ila 45 gün gecikme yaratabildiğini söyleyen Bulut, Kurban Bayramı tatilinin de araya girmesiyle olası bir düzenlemenin daha da sarktığını ifade ediyor.

Bulut, “Bu durum, kanser tedavi protokolleri ile kemoterapi için kritik olan zaman planlamasının aksaması anlamına gelecek. Metastazın gelişmesi, kanserin başka organlara da yayılması ise, en büyük risk” diyor.