AKP, CHP ve BDP, yeni anayasada İmralı’ya “sandık konulması”nda anlaştı. TBMM Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonu’nda, “Seçme, Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkı” başlıklı maddesinde MHP’nin “Abdullah Öcalan’a seçme hakkı tanınıyor” gerekçesiyle itirazına karşın, CHP’nin de rezervini kaldırması üzerine, hükümlülere de “seçme” hakkı tanındı. BDP’nin “ısrarla” önerdiği “anadili” ise MHP’nin itirazına karşın, yeni anayasaya “gerekçeyle” girdi.

Komisyonun dünkü toplantısında siyasi partilerin daha önce de uzlaşamadığı “vatandaşlık” maddesinde yine uzlaşma sağlanamadı. Komisyonda dün görüşülen, “seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” başlıklı maddenin yeniden müzakeresinde ise AKP, CHP ve BDP “hükümlülere seçme hakkı” tanınmasında uzlaştı. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre; bu kapsamda mevcut anayasadaki, “taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç, hükümlülerin oy kullanamayacağına” ilişkin hüküm yeni anayasa metninden çıkarıldı. MHP ise “Öcalan’a da oy kullanma hakkı tanınıyor. Bu ileride seçilme hakkına da sirayet edebilecek bir gelişmedir” gerekçesiyle, mevcut anayasadaki hükmün korunmasını istedi.

Maddenin ilk müzakerelerinde, bu fıkraya “Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler ancak kanunda belirtilen hallerde oy kullanamaz” hükmünün konulmasını öneren CHP, dünkü görüşmelerde bu itirazını kaldırınca, AKP ve BDP’nin istediği şekilde, “silah altındaki er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler” dışında herkese oy kullanma hakkının tanınması öngörüldü.

Komisyonda önceki günkü görüşmelerde ise “Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar” maddesinde devletin “cezaların infazı”nda kadınlar için pozitif ayrımcılığı sağlayacak idari önlemleri alacağı hükme bağlandı. Tutuklu ve hükümlülere “işkence, zalimane ve aşağılayıcı” davranışta bulunulamayacağı da aynı madde içinde benimsendi. Tedavisi cezaevinde mümkün olmayan ağır hastalıklı tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin cezaevi dışında yapılmaması “işkence ve zalimane muamele” kapsamına alındı.

Yeni anayasa tartışmaları sürecinde BDP’nin “temel” talepleri arasında yer alan “anadili” kullanma hakkı ise “kendi dili” ifadesiyle yine gerekçe notuyla yeni anayasa metnine girdi. Aynı maddeye konulan ikinci gerekçe notuna göre, devlet, kişilerin cezalarının infazında ve tutukluluk sırasında “kişilerin inançlarını yaşamaları, kültürel yaşamaları, kültürel yaşamlarını sürdürmeleri ve kendi dillerini konuşmalarını” güvence altına almak zorunda olacak. Bu hükme göre, cezaevlerine “mescit” kurulması ya da kişinin namaz, oruç gibi ibadetlerini yerine getirmesi için özel ortam yaratılmasının da yolu açılmış oluyor. “Çalışma, iş güvenliği ve adil ücret hakkı” başlıklı maddede ise 4 parti, “toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin kaldırılması” hükmünde uzlaştı.