Radikal’de yer alan analize göre; İnternet yasa tasarısı, alternatif erişim yolları engellenmesine ilişkin bir yükümlülük de getiriyor. (Kanunun 96. Maddesi ile 5651 sayılı kanunun 6. Maddesine (ç) bendi olarak eklenen “ç) Erişimi engelleme kararı verilen yayınlarla ilgili olarak alternatif erişim yollarını engelleyici tedbirleri almakla,” hükümle bu sağlanmaktadır. Yani DNS değişikliği ile iz kaybettirilerek artık TWİT atılamayacak.

Böylece:

İçerik, yer ve erişim sağlayıcılar ile internet kafeler verileri 2 yıl boyunca tutmak zorunda bırakılıyor.
İstenen şeyleri yapmayan İçerik, yer ve erişim sağlayıcılar ile internet kafelere ciddi para cezası getiriliyor.
Kanunun 98’inci maddesi ile 5651 sayılı kanunun 7’nci maddesine 2’nci fıkra olarak eklenen bend ile internet kafeler ve tüm wi-fi sağlayanlar (lokanta ve kafeler) engelleme yapmak, fişleme yapmak zorunda bırakılıyor. Bu husus kanuna “Ticari amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün İnternet toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimin engellenmesi ve kullanıma ilişkin erişim kayıtlarının tutulması hususlarında yönetmelikle belirlenen tedbirleri almakla yükümlüdür” hükmü konularak wi-fi kullanarak Twit atılmasının engellenmesi amaçlanmaktadır.

Düzenlemenin bu boyutları, Gezi Parkı eylemleri sırasında eylemcilerin internetten yararlanmaları dikkate alınarak hazırlanmış gibi. Zira düzenlemeler geçtiğinde, Gezi eylemlerindeki birçok imkan kullanılamaz hale gelmiş olacak.


SEKTÖRE CİDDİ YÜK

Kanunun yapılış sürecinin önemli özelliklerinden biri, çok sayıda yükümlülükle karşı karşıya kalan sektör asla danışılmamış olmasıdır. Sektöre yönelik en önemli düzenleme de ‘birlik kurmaya’ zorlanmasıdır. Bu şekilde hukuki sorumluluğu da olan birliğin yasayla kurulmasının sakıncaları bir yana, kurulan birlik devletin işini yapacak olmasına rağmen tüm masrafları kendi cebinden karşılamak zorunda bırakılmıştır. Sektörün verileri 2 yıl süre ile tutma zorunluluğu getirilerek ciddi yatırım yapmak zorunda bırakılmıştır. Sektördeki firmalar bu verileri saklayabilmek için ilave bir sürü yatırım yapmak zorunda kalacaktır. Özellikle sektörün küçük aktörlerinin bu yüke katlanma imkânı bulunmamaktadır. En küçük şeyde bile ciddi para cezalarına muhatap olmaları öngörülmüştür.

CİDDİ PARA CEZALARI VE KAFELER

Tasarı tartışılırken, para cezalarının kaldırılmasından çok söz edildi. Ancak bunun bir ‘ilerleme’ olduğunu söylemek çok zor. Zira; üçüncü yargı paketi kapsamında zaten uygulanma imkânı olmayan iki yılın altındaki hapis cezaları yürürlükten kaldırılmış yerine gerçekten çok ağır para cezaları getirilmiştir.

Para cezaları kesmenin şartları detaylı düzenlenmemiş, konu ciddi anlamda keyfiliğe bırakılmıştır. Özellikle küçük yerlerdeki internet kafelerin, bu yükümlülükler ve cezalar altında çalışma imkânı ortadan kaldırılmıştır.

Tasarıya göre internet kafeler her kullanıcının her türlü kaydını tutacaklar. Ciddi filtre programları uygulayacaklar. Ayrıca TİB tarafından getirilecek (ne kadar ağır olacağı belli olmayan) yükümlülükleri de yerine getirecekler. Tuttukları verileri de başkanlığın istediği şekilde her istendiğinde başkanlığa vermek zorunda (Madde 98)

‘İSTİHBARAT DEVLETİ’ Mİ?

Önce TİB’in başına MİT’ten birisi atanıyor. Sonra TİB, MİT’in dokunulmazlık zırhına kavuşturuluyor. Sonra TİB’e internette erişimi engelleme konusunda sınırsız yetkiler veriliyor. TİB’e (görevi çok artmamasına rağmen) mevcut personelinin 2 katına yakın yeni kadro veriliyor. 290 kadro.

Bu durum TİB’in de MİT’in kontrolüne girdiğini ve TİB’in kuruluş amacını kaybettiğini düşündürüyor. Maalesef tüm dinlemeler MİT’in emrine girdi ve istihbarat devletinin ilk halkası tamamlandı.

HAZIRLIKTAKİ USUL HATALARI

Kanun normalde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kanununda yer alıyor. Bu kanunda yer alması da usul hatasıdır. Normalde bu mevzuatın Adalet ve Ulaştırma komisyonlarında görüşülmesi lazımdır. Bir oldu bittiye getirilmek için plan ve bütçe komisyonundan hızlıca geçirilmeye çalışılmaktadır. Bu kanun tam bir torba kanun olmasına rağmen temel kanun muamelesi görmesi ve bir oldubitti ile işi halletmek için temel kanun gibi isimlendirilmekte ve komisyonlarda öyle muamele görmektedir. Bu doğru değildir. Kanun; Başbakanlık, Adalet Bakanlığı gibi bakanlıkların incelemesinden kaçırılmış alt komisyonda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kanununa önergelerle sokulmuştur.