Vatani görevini Şırnak'ta yaparken kaza kurşunuyla vurularak şehit olduğu bildirilen İsmail Akça'nın (25) önceki gün terhis olan bir silah arkadaşından geldiği ileri sürülen telefon kafaları karıştırdı. Telefondaki arkadaşının Akça'nın ölümünün kaza veya intihar değil, bir uzman çavuş tarafından vurulduğunu söylediği iddia edildi


Görev şehidi İsmail Akça'nın Nevşehir Üniversitesi yardımcı Doçent olarak görev yapan kuzeni Tuncay Bülbül, yetkililerden olayla ilgili net bir bilgi alamadıklarını belirterek, "Neler yaşandığını kendi imkanlarımız dahilinde çözmeye çalışıyoruz. Acımız çok büyük, acımızı daha da tarif edilemez kılan şey şehidimizin ölümündeki sır perdesi. Kasıt olduğu yönünde kuşkularımız var. Terhis olan bir arkadaşı İsmal Akça'nın babasını telefonla arayıp 'Birlikte cep telefonu kullanmamız yasaktı. İsmail, cep telefonu yakalattığı uzman çavuşun silahından çıkan kurşunla şehit oldu. İsmail ile bu uzman çavuş arasında daha önce de bir tartışma yaşanmıştı. Bu tartışmadan dolayı İsmail, 'Disko' olarak bilinen askeri disiplin koğuşunda yatmıştı' diyerek konuyu anlatmış" dedi.

Adalete güveniyoruz

Kendilerine daha önce kuzeninin şehit oluş şekliyle ilgili verilen bilgilerin ve anlatılanların inandırıcı ve mantıklı gelmediğini belirten Bülbül, "Bize önce kuzenimin kaza kurşunuyla vurulduğu söylendi. Daha sonra biz daha detaylı bilgi almak isteyince, İsmail'in sol eliyle uzman çavuşun tabancasını çekip, sağ göğsüne dayarak, intihar ettiği belirtildi. Ancak, bunlar bizi ikna etmedi. Bu söylentilere kargalar bile güler. Şırnak Savcılığı, olayla ilgili soruşturma başlattı. Türk adaletine güveniyoruz. Ancak, geç gelen adalet adalet değildir. Eğer şehidimizin kanı bir ele bulaştıysa o eli devletimizden istiyoruz. Devletimize güveniyoruz" diye konuştu.

Akça'nın diğer kuzeni Arman Yavuz, askeri yetkililerin hep şehidin babası ile konuştuklarını vurgulayarak, "Ancak, İsmail'in ölümünde kesin olan bir şey var ise o da bir uzman çavuşun beylik tabancasıyla vurulmuş olması. Buradan yola çıkılırsa sanırım nasıl öldürüldüğü ortaya çıkacaktır. İsmail'in eniştemi arayan asker arkadaşı, ısrarla olayın anlatıldığı gibi olmadığını söylüyor. Hatta, birlikteki tüm askerlere de konuşma yasağı getirildiği söylemiş. Net bir açıklama gelmediği sürece de her söyleneni dikkate almak durumundayız" dedi.

Arman Yavuz, birşey öğrenme umuduyla İsmail'le görüştükleri birlikteki ankesörlü telefonu aradığını telefona çıkan askerlere olayın nasıl yaşandığını sorduğunu da vurgulayıp, 'Bilmiyoruz' dediler, biraz sıkıştırınca da telefonu yüzüme kapattılar. Muhatap olarak rütbeli birilerini istediğimizde ise herkes birbirine yönlendirdi. Konuşanlarda, 'Birkaç gün bekleyin' demekle, yetindiler" dedi.

Ağabeyim hayat doluydu

Zekeriya Akça da ağabeyinin hayat dolu biri olduğunu belirterek, "Aklından asla kötülük geçmezdi. Bu yaşıma kadar kederlendiği veya efkarlandığı için bir sigara içtiğine, barlarda çalıştığı halde bir duble alkol aldığına tanık olmadık. Olayın nasıl meydana geldiğini öğrenmeden bize rahat yok" dedi.

61 gün sonra terhis olacak oğlunu beklerken cenazesinin gelecek olması nedeniyle sinir krizi geçiren baba Asım Akça'nın ise sakinleştirici iğne ile ayakta durduğu öğrenildi.

Aile, olayın aydınlatılmasını istiyor

Akça'nın cenazesi, ailesinin cumhuriyet savcılığına yaptığı başvuruyla yeniden otopsiye gönderildi. Yapılan otopsi işlemlerinin ardından defnedilmek üzere Kuşadası'na getirilen Akça'nın cenazesi, daha önceden açıklandığı gibi dün toprağa verilmesi beklenirken, ailenin Cumhuriyet Savcılığı'na olayın aydınlatılması için yaptığı başvuru üzerine, savcılık talimatıyla yeniden otopsi yapılması için İzmir Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. Akça'nın cenazesi, yapılacak otopsi işleminin ardından ileriki günlerde defnedilecek.