Tekirdağ'da 27 yaşındaki Meryem Doğan, 3 yaşındaki kızı Şükran Nur İpek'in karnına vurdu. Bir süre sonra karın ağrısı yaşayan ve kusmaya başlayan küçük çocuk hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Küçük çocuğun ölüm nedeni iç kanama olarak belirlenirken, anneye 11 yıl hapis cezası verildi

Çerkezköy'de yaşayan Meryem Doğan, 2020 yılı Mart ayında ilk eşi Yakup İpek'ten olan kızı Şükran Nur İpek'in karnına yumruk vurdu. Bir süre sonra karnı ağrıyan ve kusma şikayetleri gösteren Şükran Nur, baygınlık geçirince annesi ve ikinci eşi M.A.D. ile Çerkezköy Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Şükran Nur, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Hastanedeki kontrolde, çocuğun iç kanamaya bağlı olarak hayatını kaybettiği ve ölümünün şüpheli olduğu belirlendi. Hazırlanan 'şüpheli ölüm' raporu polise bildirildi.

KIZI YARAMAZLIK YAPTIĞI İÇİN VURMUŞ

Rapor üzerine gözaltına alınan Meryem Doğan ile M.A.D., emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Meryem Doğan, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, M.A.D. ise serbest bırakıldı. Meryem Doğan, ilk ifadesinde, yaramazlık yaptığı için kızının karnına 2-3 kez şiddetli vurduğunu belirtip, "Kısa süre sonra kızımın karnı ağrımaya başladı ve ardından kustu. Kızımı hastaneye götürmedim ve tedavi amaçlı ağrı kesici verdim. Ertesi gün sabah saatlerinde ise benden su istedi, yerde baygın duruyordu. O zaman eşimle hastaneye götürdüm" dedi.

'BİLEREK BİR ŞEY YAPMADIM'

Meryem Doğan hakkında Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma' suçlamasıyla dava açıldı. Davanın karar duruşmasında savunmasını yapan Meryem Doğan, kızını öldürmek gibi bir niyeti olmadığını, bunu yapmak istese daha önce yapacağını anlattı. Okuma yazması olmadığını ve cezaevinden bir arkadaşına yazdırdığı savunmasını mahkemeye gönderdiğini söyleyen Doğan, dilekçedeki ifadelerine katıldığını anlattı. Kızının velayetinin babası Yakup İpek'te olduğunu söyleyen Doğan, "Boşanmadan önce çocuklarımı yanıma almıştım. Benden boşanması için velayetini babasına bırakmıştım, fiili olarak geçici olarak babasına vermiştim. Ben Yakup ile boşanmadan önce yurttan çocuğumu yanıma almıştım. Bu çocuğu eşim dövmedi, öyle olsa emin olun söylerdim. Ben de dövmedim, bir hafta önce merdivenden yuvarlanmıştı, her yeri morarmıştı, ölmeden bir hafta önce Çerkezköy Devlet Hastanesi'ne götürmüştüm. Şu an tam tarihini hatırlamıyorum ancak ölmeden bir hafta önce götürmüştüm. Öldüğü gün çocuğumu gözetim altına almıştım. Hiç uyumadım, başında bekledim, böyle olacağını bilmiyordum. Çocuğuma eşim M.A.D., bir şey yapmadı, öyle olsaydı onu da içeri aldırırdım. Ama o bir şey yapmadı. Benim okumam yazmam yoktu, o yüzden eşimi arayıp çağırmıştım, eşim gelir gelmez çocuğumu hastaneye götürdük beklemedik. Ben sadece çocuğumun karnına vurmuştum ama bilerek yapmadım, M.A.D. çocuğa dokunmadı, sadece hastaneye götürdü" dedi.

'DAVACIYIM CEZA ALMASINI İSTİYORUM'

Duruşmaya katılan Şükran Nur İpek'in babası Yakup İpek ise, kızının ölümüne neden olan eski eşi Meryem Doğan'ın cezalandırılmasını isteyerek, "Şükran Nur benim çocuğumdu, Meryem Doğan eski eşimdir. Olayın nasıl meydana geldiğini bilmiyorum, iki çocuğumuzun velayeti de bendeydi, biz Çerkezköy'de boşandık. Sanık durumunun olmadığını, çocuklara bakamayacağını söylemişti. O dönem iki çocuğumuz da yurtta kalıyordu, velayeti bana verildi. Bir gün görme hakkı da anneye verildi. Ben çocuklarımı görmeye gidip geldim, yanıma almaya çalıştım. Bir gün çalışırken beni Kırıkkale'deki yurttan aradılar, çocukların Tekirdağ'a nakil olduğunu söylediler. 'Benim eski karım da orada' dedim, 'bir şey olmaz' dediler. Pazar günü gittim, gördüm, çocuklarım rahattı, İstanbul'a getirtmeye çalıştım, vermediler. Sanık olan eski eşim başka biriyle evlenmiş. Kızım Şükran'ı yurtta ziyaret ettim ve müdür, 'Bu çocuklar küçük, burada onlara göre yer yok. Ya sen al, ya annesine vereceğiz' dediler. 'Ben bakamam, annesi hiç bakamaz, üvey babanın elinde' dedim. Bunun üzerine müdür, 'Sen kimsin benim işime ne karışıyorsun' dedi. Ben akşamına aradığımda Erkan ve Şükran annelerine verildiği söylendi. Ben çalışırken sanığın kardeşi beni arayıp, Şükran Nur'un vefat ettiğini söyledi. Sabah gittim, kızımın cenazesini aldım. Kızımın cenazesini kucağıma aldığımda her tarafı mosmordu. Meryem ifadesinde, 'Çocuk benim değil mi? İster döver ister severim' demiş, ben şikayetçiyim, Meryem Doğan'dan ve M.A.D.'den, ceza almasını istiyorum. Ayrıca o müdürden şikayetçiyim, benim çocuğumu sanığa teslim ettiği için. Meryem benim yanımdayken çocuğu dövmedi, ben sabah işe gidiyordum, Allah'la onun arasındaydı, dövüyordu veya dövmüyordu" diye konuştu.

Mahkeme heyeti, Meryem Doğan'ı önce 'kasten yaralama neticesince ölüme neden olma' suçundan 14 yıl hapis cezasına çarptırıp, ardından sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, duruşmadaki tavır ve davranışları lehine takdiriyle indirim yapılarak 11 yıl 8 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi.