Aykut Polatlı-El yazısının faydalı olup olmadığı konusunda dünyada farklı tartışmalar yaşanırken Türkiye’de bu yazı tipinin geleceği için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından başlatılan ankete eğitimcilerden destek geldi. Sendika temsilcileri, Türkiye’deki uygulamada yanlışlık ve eksiklikler bulunduğuna, doğru yazı yazamayan çocukların başarısız olduğuna işaret ederek, uygulamanın kaldırılmasını öneriyorlar.
Türk Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Merih Eyyüp Demir, el yazısından vazgeçilmesinin gerektiğini baştan beri ifade ettiklerini dile getirdi. MEB’in bu yanlıştan dönmesinin doğru olacağı değerlendirmesinde bulundu: MEB’in son dönemlerdeki uygulamaları, hep ben yaparsam olur anlayışıyladır.
Bunun sonuçlarını da her alanda olumsuz olarak görmekteyiz. Alanda çalışan kişilerle görüşülmüyor. MEB sanırım yavaş yavaş geçmişte yaptığı hatalardan geri dönmeye çalışıyor. Eğitim camiasıyla bunları paylaşıyorsa bu ileriki dönemlerde olumlu adımlar atılacağına dair bir işaret olarak algılanabilir.
Biz de bundan memnuniyet duyarız. Birinci sınıftan itibaren el yazısı kullanılmasının sakıncalarını baştan beri söyledik. Bunun sonuçlarını ortaokullarda
eğitim gören çocuklarda gördük. Yazıları okunmaz, anlaşılmaz durumda. Anket sonuçları bugünden belli aslında. Bitişik ve eğik yazıdan vazgeçilecek. Psikomotor hareketleri henüz oluşmamış bir çocuğun düz çizgilerde bile zorlanırken, eğik yazı yazmaya zorlanmasını anlamlandırmak mümkün değil. Ben sınıf öğretmeniyim, bu işi sınıfta yapıyorum. Çocukların bunu yapamayacağını daha önceden de dile getirmiştik, sonuçlarını da şimdi görüyoruz. Yapılması gereken, 3. sınıftan itibaren güzel yazı çalışmaları dersi adı altında bu çalışmaların gerçekleştirilmesi.
‘Çocuğun kendisi bile yazısını okuyamıyor’
Eğitim-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci de el yazısının temel yazı olarak öğretilmesi ve kullanılmasının sakıncalarından bahsederek kaldırılmasından yana olduğunu belirtti. Eğitimcilerle anket yapılmasının olumlu bir adım olduğunu, bu uygulamanın acilen kaldırılması gerektiğini söyledi: Psikologlardan da edindiğimiz izlenim, bu uygulamanın doğru olmadığı yönünde.
4+4+4 ile okul yaşı öne çekildi. 6 yaşından itibaren isteyen öğrenci okula başlayabiliyor. Bu yaşlarda çocukların zihinsel motor becerileri gelişmemiş durumda. Çocuğun kalemi tutması, kullanması bile zaman istiyor. Halbuki kitap harflerinde çocuklara harfleri öğretmek çok daha kolaydı. Birkaç çizgiyle öğretebiliyordunuz. Şimdiyse çocuğun algılamasının çok üzerinde, hem öğrenmesini hem de yazmasını bekliyoruz. Bunun sonuçlarını görmek çok kolay. 3. sınıf hatta 5. sınıf öğrencilerinin defterleri alınıp bakıldığında bu uygulamanın ne kadar başarısız olduğu görülür. Bazı çocukların yazısını benim okumamı bırakın, 2 gün sonra yazan çocuklara versek, kendileri bile yazılarını okuyamayacak durumdalar. Bunun yanında gazetelerimiz, yazılarımız bambaşka bir
şekilde yazılıp basılıyor. Çocuğu genel medya ortamından da uzaklaştırmış oluyoruz. Çocuklara el yazısını öğretiyoruz, bu sefer kitap yazılarını okumakta zorlanıyorlar. MEB bence bu uygulamayı kaldıp, eski yöntemle harfleri öğretip, el yazısını da güzel yazma-konuşma gibi derslerin içinde vererek bu sorunu çözebilir.
‘Okuma performansını düşürüyor’
Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan ise düz yazı ile okuma yazma öğrenen çocuklarla el yazısı ile okuma yazma öğrenen çocukların arasındaki farka dikkat çekerek, “El yazısı uygulaması öğrencilerin yaşamında karşılaştıkları bir yazı türü değil. Bu anlamda öğrencilerin okuma güçlüğü çekmesine neden olan bir yazı türü. El yazısıyla okuma ve yazmayı öğrenen çocuklar daha sonra düz yazıyla yazılan kitaplarla karşılaştıklarında ciddi zorluklarla karşılaşmakta. Okumada hece sayısı bağlamında da normal yazı ile dakikada 100 hece okunurken el yazısıyla öğrenen çocuklarda ise dakikada 80 heceye
kadar düşülebilmekte. Dolayısıyla el yazısının kaldırılmasına yönelik bir girişimi doğru buluyorum.” dedi.
Türk Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Merih Eyyüp Demir, el yazısından vazgeçilmesinin gerektiğini baştan beri ifade ettiklerini dile getirdi. MEB’in bu yanlıştan dönmesinin doğru olacağı değerlendirmesinde bulundu: MEB’in son dönemlerdeki uygulamaları, hep ben yaparsam olur anlayışıyladır.
Bunun sonuçlarını da her alanda olumsuz olarak görmekteyiz. Alanda çalışan kişilerle görüşülmüyor. MEB sanırım yavaş yavaş geçmişte yaptığı hatalardan geri dönmeye çalışıyor. Eğitim camiasıyla bunları paylaşıyorsa bu ileriki dönemlerde olumlu adımlar atılacağına dair bir işaret olarak algılanabilir.
Biz de bundan memnuniyet duyarız. Birinci sınıftan itibaren el yazısı kullanılmasının sakıncalarını baştan beri söyledik. Bunun sonuçlarını ortaokullarda
eğitim gören çocuklarda gördük. Yazıları okunmaz, anlaşılmaz durumda. Anket sonuçları bugünden belli aslında. Bitişik ve eğik yazıdan vazgeçilecek. Psikomotor hareketleri henüz oluşmamış bir çocuğun düz çizgilerde bile zorlanırken, eğik yazı yazmaya zorlanmasını anlamlandırmak mümkün değil. Ben sınıf öğretmeniyim, bu işi sınıfta yapıyorum. Çocukların bunu yapamayacağını daha önceden de dile getirmiştik, sonuçlarını da şimdi görüyoruz. Yapılması gereken, 3. sınıftan itibaren güzel yazı çalışmaları dersi adı altında bu çalışmaların gerçekleştirilmesi.
‘Çocuğun kendisi bile yazısını okuyamıyor’
Eğitim-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci de el yazısının temel yazı olarak öğretilmesi ve kullanılmasının sakıncalarından bahsederek kaldırılmasından yana olduğunu belirtti. Eğitimcilerle anket yapılmasının olumlu bir adım olduğunu, bu uygulamanın acilen kaldırılması gerektiğini söyledi: Psikologlardan da edindiğimiz izlenim, bu uygulamanın doğru olmadığı yönünde.
4+4+4 ile okul yaşı öne çekildi. 6 yaşından itibaren isteyen öğrenci okula başlayabiliyor. Bu yaşlarda çocukların zihinsel motor becerileri gelişmemiş durumda. Çocuğun kalemi tutması, kullanması bile zaman istiyor. Halbuki kitap harflerinde çocuklara harfleri öğretmek çok daha kolaydı. Birkaç çizgiyle öğretebiliyordunuz. Şimdiyse çocuğun algılamasının çok üzerinde, hem öğrenmesini hem de yazmasını bekliyoruz. Bunun sonuçlarını görmek çok kolay. 3. sınıf hatta 5. sınıf öğrencilerinin defterleri alınıp bakıldığında bu uygulamanın ne kadar başarısız olduğu görülür. Bazı çocukların yazısını benim okumamı bırakın, 2 gün sonra yazan çocuklara versek, kendileri bile yazılarını okuyamayacak durumdalar. Bunun yanında gazetelerimiz, yazılarımız bambaşka bir
şekilde yazılıp basılıyor. Çocuğu genel medya ortamından da uzaklaştırmış oluyoruz. Çocuklara el yazısını öğretiyoruz, bu sefer kitap yazılarını okumakta zorlanıyorlar. MEB bence bu uygulamayı kaldıp, eski yöntemle harfleri öğretip, el yazısını da güzel yazma-konuşma gibi derslerin içinde vererek bu sorunu çözebilir.
‘Okuma performansını düşürüyor’
Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan ise düz yazı ile okuma yazma öğrenen çocuklarla el yazısı ile okuma yazma öğrenen çocukların arasındaki farka dikkat çekerek, “El yazısı uygulaması öğrencilerin yaşamında karşılaştıkları bir yazı türü değil. Bu anlamda öğrencilerin okuma güçlüğü çekmesine neden olan bir yazı türü. El yazısıyla okuma ve yazmayı öğrenen çocuklar daha sonra düz yazıyla yazılan kitaplarla karşılaştıklarında ciddi zorluklarla karşılaşmakta. Okumada hece sayısı bağlamında da normal yazı ile dakikada 100 hece okunurken el yazısıyla öğrenen çocuklarda ise dakikada 80 heceye
kadar düşülebilmekte. Dolayısıyla el yazısının kaldırılmasına yönelik bir girişimi doğru buluyorum.” dedi.