Türkiye'yi kahreden Münevver Karabulut cinayetinde dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. Karabulut'u katlederek öldüren ve 10 Ekim 2014'te cezaevinde kendini öldüren Cem Garipoğlu'nun intihar etmiş olduğuna inanmadığını söyleyen acılı baba Süreyya Karabulut, "Böyle bir celladın kendi canına kıyabileceğine inanmıyorum. Ya öldürüldü ya kaçırıldı. Bayramdan sonra mezarının açılmasını talep edeceğim" ifadesini kullandı.


Türkiye'yi sarsan ve çok konuşulan Münevver Karabulut cinayeti 3 Mart 2009'da Cem Garipoğlu tarafından gerçekleştirildi. Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut'un cesedini testereyle parçalara ayırarak bir bavul ve gitar çantası içinde Etiler'deki çöp konteynerine attı. Cinayetten sonra 197 gün kaçmayı başardı.

24 YIL HAPİSLE CEZALANDIRILDI

Teslim olduktan sonra da yargılandığı Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de 18 yaşından küçük olduğu için Cem Garipoğlu'nu en ağır ceza olan 24 yıl hapisle cezalandırdı. Silivri 5 Nolu Cezaevinde üç kişilik koğuşta tek başına kalıyordu. 10 Ekim sabahı sayıma gelen gardiyanlar Cem Garipoğlu'nun cansız bedenini buldular.

ÇAMAŞIR İPİYLE KENDİNİ BOĞARAK İNTİHAR ETMİŞTİ

Başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğarak, intihar ettiği kaydedildi. Cem'in intiharından önceki gün yapılan açık görüşte ailesiyle bir saat görüştüğü, görüş sonrası iki tarafın da moralinin bozuk olduğu bildirilmişti. İşte tüm kamuoyunda bu tarihten itibaren Cem Garipoğlu'nun intihar etmediği, kaçırıldığı, olayın ' intihar değil cinayet' olduğu hatta ölen kişinin başkası olduğu söylentileri kulaktan kulağa dolaştı. 8 yıldır da Savcılık ve Adli Tıp'ın raporlarına rağmen hala bu şüphe devam ediyor. Baba Süreyya Karabulut'un (56) ise kalbinde ve beyninde can yakıcı hiç dinmeyen bir şüphe...

"8 YILDIR BENİM EN KORKUNÇ KABUSUM"

Acılı baba Süreyya Karabulut Sabah Gazetesine yaptığı açıklamada "8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum.. Bayramdan sonra bu celladın mezarının açılmasını talep edeceğim. Sindiremedim. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum" dedi.

Aslında eşi Nagihan Karabulut'un da ikna olmadığını söyleyen baba Karabulut, "Üzüntüden tansiyon, şeker hastası oldum. Beyne giden damarlarda tıkanıklık var. Gözlerimde yüzde 40 görme kaybı var" diye konuştu.

"BEN O CELLADIN İNTİHAR EDECEĞİNE İNANAMIYORUM"

Münevver'in her gece rüyasına girdiğini söyleyen Karabulut "Kınalı kuzum karşıma çıkıyor. 'Baba kendine iyi bak' deyip boynuma sarılıyor ve ben o celladın intihar ettiğine inanamıyorum. Sindiremiyorum bazı şeyleri. Gözümle görmeden de ikna olmayacağım. Öldürüldüyse de bileceğim. Kaçtıysa da bileceğim" dedi. Ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"SORULARIN CEVABI MEZAR AÇILINCA BULUNACAK"


"Avukatımız Rezan Epözdemir'e minnettarım. O olmasaydı bu davada bu noktaya gelemezdik. Bildiğim inandığım tek şey benim de Türk toplumunun da aydınlığa kavuşması. Beni yolda gören 'Süreyya amca Cem Garipoğlu'nun intihar ettiğine inanıyor musun? Biz inanmıyoruz' diye durdurup, soruyor. Bu soruların cevapları mezar açılınca bulunacak."

Mesleği aşçılığı dahi yapamadığını söyleyen Karabulut " Kınalı kuzum öldürüldüğünde ben Fener Rum Patrikhanesi'nin aşçısıydım. Daha sonra birkaç kez aşçılık yapmaya kalksam da yapamadım. Ben bıçağa dokunamıyorum. Kınalı kuzun aklıma geliyor. Onun cesedinin parçalanması aklıma geliyor.