Polat, "İzmir'de eşi tarafından darp edilerek öldürülen Filiz Tekin organlarını bağışladı. Ege Üniversitesi'nde gerçekleşen nakil operasyonunda Tekin'in iki böbreğinden biri Münire İnanç'a, diğeri Ali Uslu'ya, karaciğeri ise Arife Aykut'a nakledildi. Yapılan nakil işlemleri sonrası her üç hasta da hayatını kaybetti. Hastalar yürüyerek girdiği hastaneden tabutla çıktılar. Hastane 'nakil öncesi, nakil aşaması ve nakil sonrasında izlenen tüm yolların prosedürlere uygun olduğunu' belirtiyor, ancak yaşanan üzücü olay sonuç itibari ile akıllara ihmal olabileceği olasılığını getiriyor. Bir an önce gerekli soruşturma yapılarak kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Türkiye'de organ nakli bekleyen on binlerce hasta varken, organ nakilleri konusunda hastaların aklında herhangi bir tereddüt kalmamalıdır. Organ bağışı konusunda kamuoyu bilinçlendirilerek teşvik edilmelidir. Ege Üniversitesi Hastanesi'nde yaşanan bu olayın aydınlatılması, aylardır hatta belki yıllardır organ nakli bekleyen, hastalığı süresince umutsuzluğa kapılan ve çıkan haberlerden olumsuz etkilenen hastaların içlerini bir nebze olsun ferahlatacaktır." dedi.

Fahrettin Koca'ya sorular

1)İzmir'de son beş yılda doku ve organ nakli yapılan kişi sayısı kaçtır?
2)İzmir'de son beş yılda doku ve organ nakli operasyonlarının kaçı başarılı olmuştur?
3)İzmir'de doku ve organ bağışı bekleyen hasta sayısı kaçtır?
4)Organ ve doku nakli operasyonundan önce bağışçı ya da doku ve organ ile nakil yapılacak hastaya ne gibi test ve tetkikler uygulanmaktadır?
5)Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitiren ve organları bağışlanan şiddet mağduru Filiz Tekin'den nakledilen organları alan beş hastadan üçünün vefat etme sebebi nedir? Bakanlığınızca herhangi bir inceleme ya da soruşturma başlatılmış mıdır?
6)Bakanlığınızca organ ve doku nakli yapılan hastaneler ne şekilde ve ne sıklıkla denetlenmektedir?

Gazetecilerin günü kutlu olsun

CHP İzmir Milletvekili ve YDK Üyesi Mahir Polat 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle bir mesaj yayımladı.
Polat, "Basın özgürlüğü yoksa ifade özgürlüğü de yoktur! Günümüzde maalesef aynı manşetlere sıkıştırılmış tek ses, toplumun haber alma hakkını ihlal etmekte, gazetecilik mesleğini suç saymaktadır. Türkiye, en çok sayıda gazetecinin tutuklu olduğu ülke konumundadır. Cezai soruşturma, kovuşturma ve tutuklu yargılanma tehdidi, medya üzerinde ürkütücü bir etki yaratmaktadır. Basın özgürlüğü demokrasinin temel yapıtaşlarından birisidir, olmazsa olmazıdır.  
Gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün olarak basın tarihimize geçen 10 Ocak günü, gazetecilik mesleğinin ve basın özgürlüğünün ülkemizdeki dönüm noktasıdır. Gazetecilik mesleğinin değerlerine ve onuruna sahip çıkan, ne şart altında olursa olsun meslek ilkelerinden taviz vermeden emek veren tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlarım." dedi.