Geçen hafta Atina’da bir konferansta konuşan Pamuk, Kathimerini gazetesine verdiği demeçte iki farklı dünyanın en kritik noktasında bulunan Türkiye’nin iki farklı yönünün bulunmasının doğal olduğunu ve Doğu ile Batı arasındaki ‘şizofreni’nin Türkiye’ye derinlik kazandırdığını kaydederek “Bu durum kültürümüzü de etkiledi. Kültürel çehremiz sık sık siyasi kararlara göre belirlenmiştir” diye konuştu.


İstanbul’un telefon rehberi bile ilham kaynağı


Yunanlılara ekonomik krizi atlatmaları temennisinde bulunan Pamuk, Yunanistan’ın Meriç hududuna kaçak göçmenlerin geçişini önlemek için 12.5 kilometrelik tel örgü çekmesi kararına ilişkin bir soruyu ise “Bu konuları derinlemesine bilmiyorum, Yunanistan’da yaşamıyorum” diye cevapladı. Yazar, İstanbul’a sevgisini anlatırken “Bu şehrin telefon rehberi bile ilham kaynağı olabiliyor” dedi.

Pamuk, Kathimerini gazetesindeki demecinde şunları da söyledi: “Kitaplarımın savunmaya ihtiyacı yoktur. Ancak, beni sanki kendi dünyasında yaşayan bir entelektüel ve ikide bir milliyetçilikle ilgili eleştirilerde bulunan biri olarak göstermek isteyen, beni budala göstermek isteyen bazı kimseler özellikle yabancı gazetecilere verdiğim demeçlerdeki görüşlerimi tahrif ediyorlar. Sık sık da bunu başarıyorlar. Bu siyaset oyununun bir parçası. Kendimi korumak için elimden geleni yapıyorum, ancak bu yeterli değil”.


PAMUK NE DEMİŞTİ?


Pamuk, “Bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü. Kimse söylemiyor, bari ben söyleyeyim…” demişti. (Radikal)