FATİH ÖZKILINÇ- Tüm dünyada etkisini gösteren koronavirüs salgını eğitim ve öğretim hayatını da en derinden etkiledi. Salgın nedeniyle okullarda örgün eğitime ara verilerek uzaktan eğitime geçildi. Normalleşme adımlarıyla kademeleri olarak yüz yüze eğitime geçen okullar, vaka sayılarının artması ve ölüm oranlarının artması sonucu uygulanan tam kapanmayla birlikte tekrardan kapatıldı. Aç kapalarla adeta fermuara dönen yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitime ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğitim Sen 1’Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, salgınla birlikte akademik eksikliklerin ortaya çıktığını ve bu eksiklerin giderilebilmesi için bir şeffaf bir planlamaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

 

Bakanlık önlem almıyor


Salgın sürecinde yeterli önlemler alınmadan yüz yüze eğitime geçildiğini ifade eden Vardal, “Milli Eğitim Bakanlığı, 15 Şubat’ta köy okullarıyla başlayan süreç sonrasında mart ayının başında ilkokulları, sekizinci ve on ikinci sınıfların yüz yüze eğitimi geçemsine ilişkin bir karar aldı. Ardından önlemler alınmadan yüz yüze eğitime geçilmesiyle bir takım sorunlar ortaya çıktı. Kovid-19'a bağlı vaka sayılarının ve ölüm oranları artmasıyla bir kapanma sürecinin içine daha girildi. Keşke bu süreç daha önce yapılmış olsaydı. Türk Tabipler Birliği ve birçok bilim insanı, ekonomik desteğin olduğu en az dört haftalık bir kapanma sürecini dile getirdi. Böylelikle salgın kontrol altına alınabilir ve Dünya Sağlık Örgütü’nün ifade ettiği vaka sayılarının altına inilebilirdi. Bu kapanma süreciyle birlikte tekrar uzaktan eğitime geçildi. Ancak geçmişten bu yana uzaktan eğitim için yüz binlerce öğrencinin uzaktan erişim olanağının olmadığını söylüyoruz. Ayrıca uzaktan eğitimin uzaması nedeniyle de derslere katılım oranları düşmüş,  öğrenciler bu süreçten kopmaya başlamıştı. Tekrardan uzaktan eğitime geçilmesiyle birlikte öğrencilerin yeniden motive edilmesi, uzaktan erişim imkânlarının sağlanması ve öğretmenlerin motivasyonun artırılması gerekiyor. Ancak  bakanlığın buna ilişkin almış olduğu önlemleri göremiyoruz. Bu süreçte öğrencilerin derse katılımı her geçen gün azalıyor, öğretmenlerinde sürece ilişkin motivasyonları düşüyor” dedi.

Öğrencilerin eksikleri giderilmeli


Tam kapanmadan istenilen sonuç elde edilmezse okulların uzaktan eğitime devam edebileceğini ifade eden Vardal, “Bu durumda 8’inci ve 12’nci sınıfların gireceği sınavlar önemli. Bakanlığın bu sınavlara ilişkin bir önlem alınması gerekiyor. Aç kapalarla fermuara dönen bir eğitim süreci yaşıyoruz. Bu nedenle bu sınavların iptal edilmesi gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bununla ilgili acil bir çalışma yapması gerekiyor. Temmuz ayına kadar devam etmesi planlanan eğitim sürecinde öğrencilerin eksiklerinin giderilmesi gerekiyor. Bakanlığın bununla ilgili hangi hazırlıkları yaptığını açıklaması gerekiyor. Şeffaf bilgiye ihtiyacımız var. Ne yazık ki bakanlık bu konuda şeffaf bir görüntü ortaya koymuyor. Alanın öznelerinin önerilerini de dikkate almıyor. Böyle bir süreçte önümüzü görebilmemiz, değerlendirme yapabilmemiz çok sınırlı” diye konuştu.

Bilinmez bir süreçteyiz


Salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte eğitim ve öğretimde yeni bir planlamaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Vardal, “Aşılanma hızlı bir şekilde yapılır ve salgın kontrol altına alınırsa eylül ayından itibaren yüz yüze eğitime geçebilirsek geçmiş dönemlerin telafisi için ayrıca bir programa ihtiyaç olduğu tartışılmaz. Normal eğitime devam ederken bu telafi eğitimleri verilebilir. Uzaktan eğitimle süreç yürütülmeye çalışılıyor ama ciddi bir eksiklikle karşı karşıyayız. Bu eksiklik salgın belirli noktaya çekildikten sonra geçmiş döneme de ilişkin bir telafi programı da hazırlanarak o yılın müfredatıyla ilişkilendirip bir süreç yönetilmesinin eksikliğin bütünün kaldırmasa da kayıpları ortadan kaldırılabilir. Eğitimde öngörülebilir bir planlamaya ihtiyaç var. Yaklaşık bir buçuk eğitim yılını salgınla geçirdik. Buradan kaynaklı akademik eksiklikler var. Bu eksiklerin giderilebilmesi için bir süreç yürütmeye ihtiyaç var. Bakanlığın bu konuda ne yaptığını kamuoyu ile paylaşması gerekiyor. Bu süreçte yaşadığımız en büyük sıkıntımız şeffaflık. Bakanlığın ne yapacağını kimse bilmiyor. Biz alanda çalışan öğretmenler olarak çok bilinmeyen bir sürecin içindeyiz. Bu nedenle bakanlık önümüzdeki süreçle ilgili öngörülerini bir an önce paylaşmalıdır” şeklinde konuştu.