Hükümet, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan FETÖ-PDY terör örgütü bağlantılı kişileri açığa almaya ve haklarında soruşturma açmaya başladı. Açığa alınan hâkim, savcı, vali, polis ve memurların ardından MEB'de merkez ve taşra teşkilatında görev yapan Aktif Eğitim Sendikası üyesi ve yöneticisi 15 bin 200 kamu personelini açığa aldı. Açığa almanın yanı sıra 21 bin öğretmenin de lisansını iptal edildi. Aktif Sen üyesi olan öğretmenler ise 3 gündür farklı sendikalara geçmek için mücadele ediyor. Yaşanan gelişmeler cadı avı olarak adlandırılırken, hükümetin 3 gün içinde açığa aldığı 50 bin kişilik listeye nasıl ulaştığı soruları da yükseliyor. Hükümete bu yaptıklarından dolayı muhalefeti tamamen susturmak istediği yönünde de eleştiriler getiriliyor.

Demokratik değil

Yaşananlardan sonra hükümetin yaptığı bütün hamlelerin Türkiye'deki bütün muhalif kesimi susturmak için yapıldığı izlenimine sahip olduğunu belirten Eğitim Sen İzmir 4 Nolu Şube Başkanı Cevat Düzci, 'Darbe girişimi sonrası halkın da sokağa dökülmesiyle hükümet kendi yaptıklarına meşruiyet kazandırmak istiyor. Yaptıkları her şey için halktan destek aldıklarını gösterecekler. Kim tarafından yapılıyorsa yapılsın darbenin engellenmesi tabi ki doğrudur ve bunun da karşısındayız. Ancak yaklaşık 50 bine yakın insanın direk olarak darbeyle ilişkilendirilmesini de demokratik olarak görmüyoruz. Hükümetin bu yaptıklarıyla karşıt sesleri de susturup, muhalefetsizliği sağlamaya çalıştığını düşünüyorum. Bu tasfiye sürecinin de demokratik zeminde yeri yoktur. Bu kişiler de hukuki yolları kullanarak 3-5 yıl da sürse darbeyle ilişkisi olmadıklarını açıkladıklarında haklarını geri alabilir. Ancak bu süreçte yaşanacak adaletsizliğinde ciddi sıkıntılara ve travmalara yol açabileceğini unutulmamalı' diye konuştu.

Öğretmenler sendika değiştirmeye çalışıyor

Aktif Eğitim Sendikası'ndan son 3 günde ciddi anlamda diğer sendikalara ve Türk Eğitim Sen'e geçiş yapmak için başvuruların arttığı bilgisini doğrulayan Türk Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Merih Eyyüp Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: Şu anda ciddi bir müracaat var. Hatta sayının da çok fazla olduğunu söyleyebilirim. Milletin iradesine karşı yapılmak istenen bu silahlı darbenin karşısında olduğunu sendika olarak açıkladık. Hükümet 2014 yılıyla birlikte özellikle cemaat yapılanması için çalışıyordu. Buna örnek olarak, KPPS skandalından sonra bütün öğretmen arkadaşlarımızın diplomalarının kontrolden geçildiğini söyleyebiliriz. Ancak 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sonrası devlette kendini koruma içgüdüsüyle bazı tedbirler almaya başladı. Bu nedenle de böyle hareket ettiğini düşünüyorum. Bu hareketle de bütün kamu, kurum ve kuruluşlarında başka nasıl tedbirler alacağını ya da sayıların daha artıp artmayacağı konusunda bir şey söyleyemiyoruz. Umarım ülke olarak daha güzel günler göreceğimiz günler yakındır.