Biga'da babadan kalma yıkık evi tamir ederek tek göz odada yaşam mücadele veren Diril ailesinin dramı herkesin yüreğini burkuyor. 42 yaşındaki İbrahim ile 38 yaşındaki Tülay Diril çifti maddi sıkıntılarının yanında sağlık sorunları ile de mücadele ederken, 11 yaşındaki çocukları onlara yardımcı olmaya çalışıyor. Baba İbrahim Diril, geçirdiği ameliyattan dolayı 1 aydan bu yana tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu belirterek, "Mesleğim müzisyenlik. Ud çalıyordum. Ama bacağımdan ameliyat olduğum için artık çalışamıyorum. Doktorlar daha 1 sene bacağımın bu şekilde kalacağını söylediler. İleri de yürüyüp yürüyemeyeceğim de belli değil. Eşim ise belindeki fıtık dolayısıyla iki kere ameliyat oldu. Şuanda belinde platin var. Ancak buna rağmen yine temizlik işi çıkarsa evlere temizliğe gidiyor. En kötüsü de çocuklarıma babalık yapamıyorum. Bu yaşta onların eline muhtaç kaldım. 3 çocuğum var. Büyük çocuğumun psikolojik sorunları var. Eve bile doğru düzgün gelmiyor. Diğer çocuğum için ise özürlü. En küçük çocuğum Hikmet 11 yaşında. "Eve ekmek getireceğim" diye okula aralıklarla gidiyor. Okula gitmediği günlerde ise ayakkabı boyuyor. Kazandığı parayla da eve ekmek getiriyor" dedi. Yaşam mücadelesini gözyaşları arasında anlatan Baba İbrahim Diril, "Seçim benim olsaydı ben böyle bir hayat seçmezdim. Ama bu benim kaderimmiş. Benim ve eşimin sağlık sorunları olduğu için çalışamıyoruz. Evimin en küçük çocuğu bize bakmaya çalışıyor. Biga Kaymakamlığı'ndan yardım geldi. Ama o da yetmiyor. Tek oda içinde yaşıyoruz. Eşyamız ancak bir odalık. Diğer odalara koyacak eşyamız yok. Elektrik borcunu ödeyemiyoruz. Kesme ihbarnamesi geldi. Pazartesi günü elektriklerimizi kesecekler. Yetkililerin sesimizi duymalarını istiyorum. Ne olur bize yardım etsinler " dedi.

11 yaşındaki küçük Hikmet ise ekmek parası kazanmak için okula ara sırada gittiğini belirterek; "Ben de diğer çocuklar gibi okula gitmeyi istiyorum. Ancak aileme bakmak zorundayım. Evde çalışan olmadığı için boya sandığım ile ayakkabı boyayıp parası ile akşamları eve ekmek getiriyorum. Diğer çocuklar gibi çocukluğumu yaşamayı isterdim. Ama durum buna elvermiyor. Çalışmam lazım. Babam, annem hasta. Eve bakacak kimse yok. Sabahları ayakkabı boyamak için evden çıkıp Biga'nın bütün sokaklarını geziyorum. Eğer o gün çok para kazandıysam ekmeğin yanına katık olarak başka yiyecekler de alıyorum. Okula ancak 2-3 gün gidebiliyorum. Diğer günler çalışmam lazım. Yoksa evde ailem aç kalır" dedi.