Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’daki konuşmasından sonra siyasetin gündemine oturan sanatçı Ahmet Kaya tartışmasında son sözü eşi Gülten Kaya söyledi. Salı günkü grup konuşmalarında Başbakan Erdoğan’ın “Gezi Parkı’nda bize saldıranlar kimlerse aynı kişiler o gece Ahmet Kaya’ya saldırdı” sözlerine karşılık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Ahmet Kaya yaşasa Gezici olurdu” demişti. Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ise “Gezi itiraz ruhudur, elbette Ahmet Kaya itiraz ruhunun yanında olurdu, elbette Sayın Barzani’nin de yanında olurdu” diye konuştu. Dün CNN Türk’te 5N1K programına katılan Gülten Kaya şunları söyledi:
“Şaşkınlıkla izliyorum. Konuya tarafların yaklaşımı konunun içini boşaltmaya dönük. Son derece gayri ciddi buluyorum konunun böyle işlenmesini. Siyasetin gündemine gelmesi son derece normal. Çünkü 14 yıl boyunca Türkiye bu hazin olayı hiç konuşmadı, şimdi konuşmaya başladı, konuşulsun, sağlıklıdır, hakikatle yüzleşmek gerekir. Yani Ermeni meselesinden Kürt meselesine kadar. Fakat konuşurken medya mensuplarından ricam konunun içini boşaltmadan konuşursanız iyi olur. Yoksa havanda su döverek konuşmuş olursunuz. 


HUKUK OLSAYDI 14 YIL SONRASINA KALMAZDI

Bu ülkede hukuk olsaydı ciddiyetle işleseydi 14 yıl sonrasına kalmazdı, hukuk gereğini yerine getirirdi. Dava açılsın. Biz aklımızı beynimizi bu ülkenin doğru geleceğine yönelik ortaya koyduk. Bir zihniyetin değişmesi gerektiğinden bahsediyorum ben. Yok sayılan bir halkın, Kürt halkının, yüz yıllık şartların değişmesi gerektiğinden bahsediyoruz yoksa 3-5 kişinin yargılanması değil. Maalesef böyle bir ülkeyiz. Hukukun doğru işlenmesi gerektiğini söylüyorum, tarihin doğru olmasını istiyorum.

AHMET KAYA İTİRAZ RUHUNUN YANINDA OLURDU

Ahmet Kaya’nın aklı merkez dışında duran, hayatı doğru yaşamak isteyen herkesin yanındaydı, sokaktaydı Ahmet Kaya. Yani bu Gezi olayının içi boşaltılmasın lütfen. Gezi itiraz ruhudur, elbette Ahmet Kaya itiraz ruhunun yanında olurdu, elbette Sayın Barzani’nin (Mesud Barzani) de yanında olurdu böyle bakmak gerekirdi. Orada mı olurdu burada mı olurdu, siyasetin yapılış biçiminden konuşursak gerçekten değersizleşir.

AHMET KAYA SÜRGÜNDE KALACAK

Sayın Başbakan’a teşekkür ediyorum bu konudaki hassasiyetini bana daha önce de göstermişlerdi. Fakat tarih bize rağmen yazılır, bu tarih böyle yazılmıştır. Bir ülke bir sanatçısını anadilde şarkı söylemek uğruna sürgüne yollamıştır, sürgünde yok etmiştir. Biz bu tarihi değiştiremeyiz. Nerede olursa olsun tarihe not düşülmüştür. Bir daha bunun kimseye yapılmaması adına tarihi değiştirmemek gerekiyor, bu ülke yeter ki ayıplarıyla yüzleşsin. Ben bunu söylüyorum, Ahmet kaya şimdilik sürgünde kalacak.”

SERDAR ORTAÇ: KENDİMİ SEYRETTİKÇE TİKSİNİYORUM

5N1K programına eleştirilerin odağındaki şarkıcı Serdar Ortaç da katıldı. O günlerde Kürtçe merhaba demenin bile yasak olduğunu hatırlatan ve izledikçe kendisinden tiksindiğini belirten Ortaç şöyle konuştu:
“50 bin kere söyledim, çok pişmanım diye. Yani riyakarlıkla pişmanlık da değil, gerçekten pişmanım. O günlerin o şekilde gelişmesinden son derece pişmanım. O günlerde Kürtçe merhaba bile demek yasak kadar bir şeydi, yani yasak kadardı. Bırak Kürtçe şarkı söylemeyi yasaktı yani, merhaba diyemiyordun, 35 bin tane şehidi ortaya çıkartıyorlardı. Yani biz o günlerde 24 yaşında bir genç olarak o galeyanla ne yapacağımı şaşırdım, şu an kendimi seyrettikçe tiksiniyorum, nefret ediyorum. Yani keşke olmasaydı. Ama ne yapalım koskoca Adnan Şenses.. Hepsi kaç yaşında. Ben 24 yaşındayım orada, şimdi 43’e girdim, ben Adnan ağabey kadar Mahsun ağabey kadar daha mı iyi düşüneceğim yani. (Akıl veren oldu mu) Şimdi o gün bana akıl vereni söylersem bu adama mı yükleneceğiz, yazık değil mi bu adamlara da.“ (Hürriyet)