Bütün dünyayı etkisi altına alan, Türkiye'de Mart 2020 tarihinden itibaren görülen; sosyal, kültürel, ekonomik, iktisadi, idari, hukuki, askerî, dinî ve siyasi vb. pek çok alanda büyük etkilerin ortaya çıkmasına neden olan COVID-19 pandemi süreci kamu ve özel sektör başta olmak üzere Sivil Toplum Örgütlerini de krize hazır mıyız sorusu ile karşı karşıya bıraktı. 

Kriz dönemlerinde Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) başta olmak üzere; toplumsal sorunların çözümüne yönelik çalışmaların aksamadan devam edebilmesi amacı ile örgütlenme ve sürdürülebilirlik aşamalarını da kapsayan prosedürün farklı alanlarda faaliyet gösteren kurumlara yol göstermesini hedeflediklerini belirten Sosyal Sorumlulukta Kalite Derneği Başkanı Ümit Yardım 'Ülkemiz bütün dünya ile birlikte oldukça zor bir dönemden geçiyor. Bir taraftan öngörülemeyen sonuçları ile devam eden pandemi süreci, diğer tarafta yeni düzene ayak uydurmaya çalışan kişiler ve kurumlar. Tüm bunlara ek olarak da koruyucu önlemler kapsamında alınan kararlar ve yasaklar sonucu başta sivil toplum örgütleri olmak üzere durma noktasına gelen faaliyetler. Doğal bir gönüllülük ve dayanışma refleksi ile hızla sürece uyum sağlayan ve her türlü yardım faaliyetini sürdürmeyi başaran, çalışmalarını dijital platformlara taşıyan, geniş kitlelere ulaşan dayanışma ağları kuran STÖ'ler her şeye rağmen ilk anlarda bir kaos yaşadı ve krize hazırlıksız yakalandı.' 

Talepler karşılandı

Kuruldukları günden itibaren sivil toplum çalışmalarının kalitesini arttırmak için çalıştıklarına vurgu yapan Başkan Yardım 'Pandemi sürecinin ilk başladığı andan itibaren Corona Günlerinde İyilik Platformu kuruluşunda yer aldık ve 2 ay 5 gün aralıksız gelen talepleri karşılamaya çalıştık. Süreç içerisinde iletişime geçtiğimiz sivil toplum kuruluşları ile karşılıklı deneyimlerimizi paylaştık, birlikte öğrendik ve gördük ki yerel yönetimlerde, özel sektörde kriz yönetimi ve prosedürleri varken pek çok STÖ'de böyle bir çalışma, kriz dönemlerinde faaliyetlerini düzenleyen bir yol haritası yok. Günümüzde üçüncü sektör olarak adlandırılan, milyonlarca kişiye ulaşan faaliyetler sürdüren sivil toplumun çalışmalarının herhangi bir kriz anında durması pek çok dezavantajlı grubun hayati ihtiyaçlarının karşılanmaması anlamına geliyor. Bunun sonucu ise ne yazık ki ölçülemeyecek derecede vahim. Buradan yola çıkarak, örnek bir Kriz Dönemi Örgütlenme Prosedürü oluşturmaya karar verdik. Amacımız; yaşanan kriz ne olursa olsun her kurumun kendine göre uyarlayabileceği, faaliyetlerini nasıl durdurmadan sürece hızla uyum sağlayabileceği ve örgütlenebileceğini gösteren bir prosedür oluşturabilmek. Böylece her oluşumun kriz dönemine özel  kendi yol haritasını oluşturabilmesi için dinamik bir yapı sağlamış olacağız. Bu amaç ile, Türkiye ve dünyadaki kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve yerel yönetimlere ait kriz prosedürlerini ve yönetmeliklerini araştırıyoruz, iyi uygulama örneklerini inceliyoruz. Hem araştırma sonuçlarımızı hem de yol haritası niteliğindeki prosedürü Eylül 2020 sonunda kamuoyu ile paylaşacağız. Pandemiden etkilenen, faaliyetleri duran, kendi içinde çözümler geliştiren sivil toplum örgütleri deneyimlerini https://sskd.org.tr/ web adresimiz veya sosyal medya hesaplarımız üzerinden bizimle paylaşabilir. Aynı zamanda, kendi kriz prosedürünü oluşturmak isteyen kuruluşlara da destek olmaktan mutluluk duyarız. Amacımız toplumun genel yararına yönelik sivil toplum örgütlerinin gerçekleştirdiği çalışmalarda sürdürülebilirliğin ve  maksimum sosyal faydanın en kaliteli şekilde ortaya çıkması.'