Eskişehir'de cep telefonu satış ve tamiri yapan İlkay Tokkal, eşi Emel Tokkal ve oğulları Ali Doruk, şubat ayında evlerinde bıçaklanarak öldürüldü. Katilin bulunması için İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi tarafından kurulan özel ekip, 450 mobese ile güvenlik kameralarından 700 saatlik görüntü inceledi. Ekipler, olayın ardından kendisini yere atarak gözyaşı döken İlkay Tokkal’ın eski ortağı, evli ve 2 çocuk babası Mehmet Şerif Boğa’nın katil zanlısı olduğunu belirledi.  Mehmet Şerif Boğa, gözaltına alındı. Boğa’nın evinin bodrumunda yapılan aramada ele geçirilen kanlı çorap ve ayakkabı ile kıyafetler, Bursa Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Biyolojik İnceleme Şube Müdürlüğü’nde, öldürülen Tokkal ailesi üyelerinden alınan kan ve DNA örnekler ile karşılaştırıldı. Karşılaştırmada, Boğa'ya ait eşyalardaki kan lekeleri, kurbanlara ait kan örnekleriyle eşleşti. Kamera görüntülerinde Boğa’nın taksi ile gidip geldiği, kendisine inşaat işçisi görüntüsü vermek için yırtık ayakkabı, inşaat eldiveni, bere, maske ve kapüşonlu mont giydiği, belinde mezura taşıdığı tespit edildi. Katil zanlısının 73 dakika kaldığı evde cinayetlerin ardından Emel Tokkal'ın cep telefonunu aldığı, İlkay Tokkal'ın dolabından kıyafet seçip kanlı pantolonunu beyaz poşete koyarak, dışarı çıktığı saptandı. Mehmet Şerif Boğa, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

SON SAVUNMASI 9 DAKİKA SÜRDÜ

Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına evli ve 2 çocuk babası Mehmet Şerif Boğa, cezaevinden SEGBİS yöntemiyle bağlanarak katıldı. Öldürülen Emel Tokkal'ın kızı Beyzanur Kaya ile taraf avukatları ise salonda hazır bulundu. Sanık Şerif Boğa'nın son savunması 9 dakika sürdü.

'CANAVAR MIYIM BEN?'

Tokkal ailesiyle çok yakın olduklarını ve katilin kendisi olmadığını öne süren sanık Boğa, "Tokkal ailesiyle beraber ağladık, beraber güldük, eğlendik. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Ben böyle bir şeyi nasıl yaparım? Canavar mıyım ben? Bu insanlar özel günlerde beni çağırırlar. Böyle bir şeyi neden yapayım?" dedi.

Evinin bodrumundaki depoda bulunan ve davanın en önemli delilleri arasında yer alan kanlı çorabın kendisine ait olmadığını öne süren Mehmet Şerif Boğa, "Kanlı çorap diyorlar, o çorap bana ait değil. Eğer ben cinayet işleseydim, o çorabı orada bırakmazdım. Benim cenazelere bile katılmama izin vermediler. Cezaevinde akşamları başımı yastığa koyduğumda kalbim, vicdanım rahat uyuyorum. Benim 2 çocuğum var, olan ona oldu" diye konuştu.

Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi başkanı hakim, sanık Boğa’yı uyararak özellikle kendisine yöneltilen suçlamalara karşı savunma yapmasını istedi.

Ardından söz alan Boğa’nın avukatı da güvenlik kameraları görüntüleri ve diğer deliller için Adli Tıp Kurumu’nca inceleme yapılması gerektiğini savundu.

1'İ AĞIRLAŞTIRILMIŞ 3 KEZ MÜEBBET HAPİS CEZASI

Mahkemedeki son sözünde, "Aradığınız kişi ben değilim, katil dışarıda geziyor" diyen Mehmet Şerif Boğa, 4 yaşındaki Ali Doruk’u kasten öldürme suçundan 'ağırlaştırılmış' müebbet, Emel ve İlkay Tokkal çiftini kasten öldürmek suçundan ise 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

KIZI CEZAYA TEPKİ GÖSTERDİ

Duruşmanın ardından adliye önünde bekleyen gazetecilere konuşan Emel Tokkal’ın kızı Beyzanur Kaya, verilen cezayı az bulduğunu ifade ederek, "Bence çok şanslı biri, hak ettiğinden çok daha iyi ceza aldı. Sadece bunu söylemek istiyorum" dedi.