Dağlık Karabağ'ın Gubadlı bölgesinde doğan Abdullah, 18 yaşındayken üniversite eğitimi için İzmir'e geldi. O yıllar Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'a yönelik işgalinin başladığı dönemdi. Ermeni güçlerinin saldırıları başlamış ancak Abdullah'ın eğitim için yola çıktığı 1993'te Gubadlı henüz işgal edilmemişti.

Sivil ayrımı yapmayan Ermeni güçlerinin saldırılarına daha fazla dayanamayan aileler, evlerini terk etmek zorunda kaldı. Aide Abdullah'ın anne, babası ve kardeşleri de tehcire zorlanan ailelerden sadece biriydi.

Abdullah'ın ailesi, Ermenilerin saldırıları altında sadece elbiselerini alabildi ve o tarihten sonra evlerine dönemedi. İşgal sırasında İzmir'de bulunan Abdullah da eğitim için ayrıldığı evini bir daha göremedi. Abdullah, okuldan mezun olduktan sonra evlenip İzmir'e yerleşti.

Vatan hasretiyle yanıp tutuşan Abdullah, doğup büyüdüğü toprakların Ermeni işgalinden kurtulacağına inanıyor. Annesi ve kardeşleri halen Azerbaycan'da yaşayan Abdullah, işgal altındaki topraklara dönecekleri günün hayalini kuruyor.

"Kimse toprağını bırakıp gitmek istemez"

Abdullah, AA muhabirine, işgal sırasında üniversite eğitimi nedeniyle İzmir'de bulunduğunu söyledi. O dönem Gubadlı'nın, Azerbaycan'ın en güzel yerlerinden olduğunu anlatan Abdullah, "Telefonla iletişim imkanlarımız çok zordu, ailemden haber alamıyordum. Karabağ çok acı olayları yaşadı. İnsanların gözleri önünde canlar gitti. Acılara canlı şahit olduk. Mecburen göç etmek zorunda kaldık. Kimse toprağını bırakıp gitmek istemez. Ailem sadece elbiselerini alabilmişti." dedi. Göç esnasında kayıpların da olduğunu ifade eden Abdullah, bazı aileler hakkında hala hiç bilgi bulunmadığını anlattı.

Teyzesinin de o dönem Dağlık Karabağ'da kaldığını söyleyen Abdullah, şöyle konuştu: "Kendilerinden o gün bugündür haber alamadık. Şimdi ordumuz güçlü ve biz o toprakları geri alacağız, buna inanıyoruz. Türkiye'nin manevi desteği çok önemli. Karabağ'ın alınmasıyla vatanımıza dönmeyi düşünmek bizleri heyecanlandırıyor. Çünkü tüm hayallerim işgal altındaki topraklarda kaldı. Oğlum bana 'Anne orası alınınca ne olacak?' diye soruyor. Ben de 'Gideceğiz tabii ki orası benim baba yurdum. Babam, ağabeyim vatan hasretiyle öldü.' diyorum. Annem 'Keşke oranın suyundan 1 bardak içsem.' diyor."

Köyünden getirdiği toprağı babasının mezarına bıraktı

Şu an tüm Azerbaycan'ın kenetlendiğini belirten Abdullah, kendilerine ait topraklara kavuşacaklarına inandığını dile getirdi. Abdullah, "O toprağın verdiği bir güç vardı. Köyden çıkarken bir avuç toprak getirmiştim. O toprak dolabımda bana güç veriyordu. Sonra babamı kaybedince mezarına attım. 'Babamın içi rahatlamıştır, toprağın kokusunu almıştır.' diye düşündüm." ifadelerini kullandı.

Abdullah'ın 12 yaşındaki kızı Nigar Abdullah da annesinin büyüdüğü Gubadlı köyünü görmeyi çok istediğini belirtti. Ailesinden geçmişle ilgili bilgiler aldığını anlatan Abdullah, "Gerçekten çok acı olaylar olmuş. Bunu anlayabilmek zor. Empati yapmaya çalışıyorum ama üzülüyorum." şeklinde konuştu.