İlker Ensar Uyanık 2000 yılında evlenerek eşiyle ABD'ye yerleşti. 9 Şubat 2006 tarihinde çiftin Yasemin Nur isminde bir kızı dünyaya geldi. Bir yıl sonra Türkiye'ye tatile gelen çift arasında anlaşmazlık çıktı ve Uyanık, eşi tarafından terk edildi. ABD'ye dönen İlker Ensar Uyanık, Durham Kontluğu Sivil Mahkemesine başvuruda bulunarak Amerikan Merkezi otoritesinden kızının kendisine verilmesini talep etti. Amerikan Merkezi otoritesi de Türkiye Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. Adalet Bakanlığı ise 2008 yılında İzmir Cumhuriyet Savcılığı'ndan La Haye (Lahey) Sözleşmesi'ne göre çocuğun yerinin belirlenmesi ve gözden kaybedilmemesi için önleyici tedbirlerin alınması konusunda talepte bulundu.

Çocuk anne sevgisine muhtaçtır

Çift arasında boşanma davası açıldı ve İzmir Aile Mahkemesi Yasemin Nur hakkında ülke dışına çıkartılma yasağı koydu. Uyanık, İzmir Aile Mahkemesi'ne çocuğun velayetinin paylaştırılması için Amerikan Mahkemelerinin çocuğun bakım ve muhafazasına dair geçici tedbir kararı verdiğini, bu karara uymadığını, ayrıca karısının idari olarak ABD'ye dönme imkanı olduğunu bildiren bir dilekçe sundu. Dilekçede, velayet hususundaki uyuşmazlığı çözmeye Amerikan mahkemelerinin yetkili olduğunu, çünkü ikametgahlarının bu mahkemelerin idari sınırları içerisinde bulunduğunu ve bu durumun karısı tarafından kabul edildiğini vurgulan Cumhuriyet Savcısı da çocuğun iade edilmesi gerektiğini, zira çocuğun Türkiye'de bulunmasının La Haye Sözlesmesi'ne aykırı olduğunu savundu. İzmir Aile Mahkemesi çocuğun iade talebini, "Çocuk babadan ziyade anne sevgisine muhtaçtır. Çocuğun yaşı ile anneyle olan ilişkisi dikkate alındığında çocuğun menfaati ile ihtiyaçları öne geçmektedir. Çocuğun yaşı ve menfaati bakımından kalacağı en iyi yer annesinin yanıdır" gerekçesiyle reddetti.

Velayet birlikte paylaşılmalı

Karar temyiz edilince Yargıtay, mevcut kararın yasalara uygun olduğu ve delillerin takdirinde hata yapılmadığı gerekçeleriyle yerel mahkeme kararını onadı. 8 Mayıs 2008 tarihinde ise Durham Kontluğu, Kuzey Karolina Devlet Hukuk Mahkemesi Uyanık'ın geçici velayet talebini karara bağlayarak, "Yasemin Nur'un hem Amerikan hem Türk vatandaşı olduğuna dikkat çekti. Kararda, "Çocuğun mevcut yaşı ile gelişim durumu dikkate alındığında anne ve babasıyla ilişkilerini kesmemesi önemlidir. Davalının, küçük çocuğunu Türkiye'de tutması ya da şikayetçi baba ile çocuğunun duygusal bir bağ kurmasının engellenmesi onun menfaatine aykırıdır. Taraflar arasındaki mevcut uyuşmazlığın çözümü hususunda Durham Kontluğu Mahkemesi yetkilidir. Özellikle, çocuk velayetin belirlenmesi de Mahkemenin yetkisi dahilindedir. Şikayetçi ve davalının (anne), 9 Şubat 2006 doğumlu küçük çocuk Yasemin'in velayetini birlikte paylaşmalarına, Yasemin ABD'ye (Durham) döndüğünde, velayeti taraflarca fiziki olarak birlikte paylaşılmak zorundadır" denildi. Uyanık da konuyu AİHM'e taşıdı. Uyanık, ulusal yargı organlarınca La Haye Sözleşmesi hükümlerine riayet edilmemesinden, adil yargılama yapılmamasından, kararın gerekçesinin yetersiz olmasından şikayetçi oldu.

Çocuk yaşadığı ülkenin vesayet hakkına sahiptir

AİHM kararında, menfaatler arasında denge kurulurken, anne ve babanın özellikle çocukla düzenli ilişki kurmalarını sağlamaları konusundaki menfaatleri de dikkate alınması gereken bir faktör olduğuna dikkat çekerek, İzmir Aile Mahkemesinin karar verirken Lahey Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelemediğine ve sözleşmenin hükümlerini dikkate alarak karar vermediğine işaret etti. AİHM, "Türk mahkemesi, çocuğun annesinin yanında kalmasının çocuğun çıkarına olduğuna karar vermiş. Çocuk yaşadığı ülkenin vesayet hakkına tabidir. Bu yüzden çocuğun alıkoyulması yanlıştır" dedi. AİHM çocuğun yaşının, çıkarlarının belirlenmesinde önemli olduğuna ancak böyle bir davada yeterli bulunmadığına karar verdi. AİHM, Türkiye'yi 12 bin 500 Euro tazminat ödemeye mahkum etti.