İklim uzmanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen'e göre küresel ısınma sonucu atmosfer bu şekilde ısınmaya devam ettikçe sel ve su baskını gibi olayların sayısı ve gücü artacak.  

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen,  yaptığı açıklamada Türkiye'nin artık daha sert hava olaylarına sahne olduğunu, yağışların giderek şiddetini artırdığının gözlendiğini ifade etti.

Birbirini takip eden kurak ve yağışlı yılların doğal bir değişkenlik olarak yaşanabileceğini belirten Şen, ancak son yıllarda insan etkisi ile meydana gelen küresel ısınmayla sertleşmeye başladığını, atmosferdeki sıcaklığın giderek artmasının iklim olaylarının şiddetini ve yıkıcılığını artırdığını savundu.

"Atmosfer bu şekilde ısınmaya devam ettikçe hava olaylarının şiddet bakımından daha güçlü, sayıca daha fazla olacaklarını söyleyebiliriz" diyen Şen, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İklim değişikliği bir gerçek. Veriler bize iklimin değişmekte olduğunu söylüyor. Türkiye’de 2000’li yılların yazları 1970’li yılların yazlarına göre 1,5 derece daha sıcak. Sıcaklıktaki artışın, yağış, hortum ve fırtına gibi diğer hava olaylarına da bir yansıması olacaktır. Bu tip olayların sayısında ve şiddetinde artışlar meydana gelecektir. Bu nedenle hem hükümet hem de yerel otoriteler iklimdeki muhtemel değişiklikleri yapacakları planlamalarda hesaba katmalılar. Şehirlerde meydana gelen taşkın ve su baskınlarında artan yapılaşma ile eski ve yetersiz altyapının da önemli rol oynadığını belirtmek gerekir. Bu durumun maddi kaybı artırdığı bilinen bir gerçek."

Afet ve Acil Durum Başkanlığı'nın (AFAD) "Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi" hazırlık çalışmalarını başlatmasının bu açıdan çok önemli olduğunu ifade eden Şen, yerleşim alanı planlarının sel ve su baskınları göz önüne alınarak düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.

Prof. Dr. Şen, hava olaylarındaki kötüye gidişin küresel anlamda "karbon salınımının azaltılmasıyla" mümkün olabileceğini, yapılan araştırmaların küresel iklim değişikliğine uyum politikalarıyla afet risklerinin önemli ölçüde azaltılabileceğini gösterdiğini kaydetti.

Yayınlanan son raporlara göre Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa’nın güney kısmı için suyun azalması, kuraklık, sıcak hava dalgaları, orman yangınları, şehir selleri ve taşkınların başlıca "iklim değişikliği kaynaklı afetler" olarak belirlendiğine dikkati çeken Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son yıllara bakıldığında bu tip hadiselerin sayısında ve şiddetinde bir miktar artış olduğu bir gerçektir. Pek çok bilimsel araştırma bu artışta atmosfer ve denizlerin ısınmasının önemli bir rol oynadığına işaret etmektedir.

İklim değişikliği paralelinde çizilen senaryolara göre Türkiye gelecekte daha sıcak olacak ve daha az yağış alacak. Özellikle yeşili az şehirlerde yaşam sıcaklık artışlarından daha olumsuz etkilenecek. Ülkemizin güneyinde yağışlardaki azalma ile beraber su kaynakları da azalacak. Uzun sürecek kuraklıkların su kaynakları ve tarım üzerinde oluşturacağı baskı Türkiye’nin gıda güvenliğini tehdit edecek. Kış yağışları daha çok yağmur şeklinde gerçekleşecek. Kar örtüsü giderek azalacak. Her ne kadar yıllık toplam yağış miktarları azalacak olsa da şiddetli yağışlar şehirleri olumsuz etkileyerek şehir taşkınlarına sebep olacak."

Meteorolojinin uyarıları artıyor

Öte yandan Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yaptığı hava olayı uyarısı sayısında 2014 yılı 11 aylık döneminde geçen yıla göre önemli bir artış gözlendi.

Şiddetli yağış, sel, su baskını ve şiddetli rüzgar başta olmak üzere geçen yıl Ocak - Kasım döneminde toplam 387 uyarı yapılırken, bu yıl rakam 425'e yükseldi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü istatistiklerine bakıldığında 2012 yılı hariç uyarı sayılarında düzenli olarak artış gözleniyor. 2012 yılında ise 525 uyarı yapılmıştı.