Covid-19 salgınının dizginlenmesinden sonra Çin'de hava trafiğinin de hızla canlandığı biliniyor. Nitekim sivil havacılık sektörünün, haziran ayında, mayıs ayına oranla rakamlar büyük artış gösterdi.

Konum bu değil!

Hepinizin bildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyayı kasıp kavuran sağlık sistemlerinin çökmesine ekonomilerinin gerilemesi ile dünyada ki bazı ülkelerin yetersiz veya geç kalmasından dolayı iç isyanların önünü açan Covid-19 pandemisi ile Milletçe - Devletçe bir olarak sağlık bakanlığının mücadele kapsamında yerinde politikaları ile sağlık çalışanlarının üstün gayreti ve emeği sayesinde bir krize dönüşmemiş vatandaşlarımız mağdur olmadı.

Ama;

Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada; Covid-19 Pandemisi ile canla başla mücadele eden sağlık camiası içerisinden sadece bir meslek grubunu öne çıkararak geriye kalan 38 meslek grubunun emeğini alın terini görmezden geldi.

Yani birçok sağlık çalışanı üzüldü ve derinden yaralandı.

Bunu söyleyen de Sağlıkçılar ve bağlı oldukları bir sendika yöneticileri...

Bir hatırlama yapalım

Söyledikleri şu:

'Bu açıklama iş barışının altına dinamit koyup, ekip ruhu ile yapılan mücadeleyi sekteye uğratarak hekim arkadaşlarımızı hedef haline getirmektedir.

Sağlık sistemimizde ki başarı Hemşiresinden henüz güvenceli bir kadro alamayan 4/D li sözleşmeli temizlik işçisine, Laboratuvar ve Radyoloji teknisyeninden Veri Giriş Sekreterine, Şoföründen Hizmetlisine, övünerek bahsettiğimiz filyasyon çalışmalarında yazın sıcağında bile kat kat ekipman ile  sokaklarda görev yapan Toplum Sağlığı Çalışanlarından Ağız ve Diş Sağlığı çalışanlarına Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan arkadaşlarımıza kadar  pandemi ile birlikte işleri daha da yoğunlaşan 112 Acil Sağlık Hizmetlerini veren Att ve  Paramedik arkadaşlarımıza, görev yaptığı branşı ve adını  sayamadığımız onlarca kahramanın emeklerine, alın terlerine, sırf ben hasta isem onlara da bulaşmasın diyerek göremedikleri sarılamadıkları ailelerine, sevdiklerine haksızlıktır.'

İşin tam içinde değiliz ama ilk bakışta gerçekten bir haksızlık var gibi görülüyor.

Yeter mi?

Covid-19 pandemisi başladığında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın  meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada 'sadece alkış yetmez' sözü sağlık çalışanlarını umutlandırmış sevindirmişti.

Biz de alkışlamıştık.

Ama bir iki geri zekalı, sözde yandaşlar tuhaf laflar etmişti.

Fakat; Cumhurbaşkanı Erdoğan da bizimle birlikte, daha doğrusu eşiyle birlikte balkona çıkıp alkış tutunca, onların hallerini gözünüzün önüne getirin.

Ve ilk kez, bir sağlık bakanı bu sağlıkçıların yıllardır süre gelen

Sağlıkta yaşanan şiddete, 657 kadrolu iş güvencesine, 3600 ek gösterge sorununa, Ek ödemelerde ki adaletsizliğe, Personel yetersizliğine, Sağlık çalışanlarının emsali devlet memurları içerisinde en düşük maaşı almasına, Bazı popülist politikalardan dolayı oluşan itibar kaybına  çare olacağı düşünülüyor, yazılıp çiziliyordu.

Sonuç ne oldu?

Yine onların ağzından vereyim:

'Yine hayal kırıklığı yaşadık, yine hüsrana uğradık!'

Yine... Yine... Yine... Yani birçok sağlık çalışanı üzüldü ve derinden yaralandı.

Yani birçok sağlık çalışanı üzüldü ve derinden yaralandı.

Bakalım Sağlık Bakanı bu konuda bir açıklama yapacak mı?

DİP EKSPRES

Kontrol saati...

Gazeteci Yaşar Eyice anlattı:

İzmir'de ilk kez, yıllar önce, Dr. Kunter Perim'den iki sonra Tepecik Göğüs Hastalıkları Başhekimi olan bir doktor, kapılara işçi saatleri gibi bir sistem kurdurdu.

'A' dan 'Z'ye herkesin mutlaka elindeki kimliğini giriş ve çıkışlarda mutlaka bu saatlere okutmasını istedi.

Vay sen misin, bunu isteyen ve yapan?

Kıyamet koptu ve Başhekim gitti...

Başhekim 'Neden korkuyor ve çekiniyorsunuz? Madem saatinde geliyor, saatinde gidiyorsunuz tepkiniz neye?' diye soruyordu...

Ben söyleyeyim:

Birçok görevli zamanında gelmiyor, soranlara sekreterler 'toplantıda' ya da 'vizitte' diyorlardı...

Öğleden sonra ise tamamına yakını özel muayenelerinde idiler..

Sistem ya da çark arada ters dönüyordu...

Şikayetler üzerine 'saat kontrol' sistemi yaşama geçirildi ama ömrü kısa oldu...'