Hastaneleri genellikle beyaz, steril, dezenfektan kokan sıkıcı mekânlar olarak biliriz. Mümkünse buralara hiç yolumuz düşmemesini temenni ederiz. Son yıllarda tüm dünyada giderek daha fazla hastanede sanat eserlerine yer verilmeye başlanmasıyla, bu durum yavaş da olsa değişiyor. 

Araştırmalara göre, sanatın hastalar için birçok yararı var. Sanat; hastaların yaşadıkları acı, stres, kaygı ve depresyonu hafifletiyor, hastanede kaldıkları süreyi kısaltıyor, ağrıkesici ihtiyaçlarını azaltıyor, hastalar ve bakıcıları arasındaki iletişimi geliştiriyor. 

Bu bilgilerin ışığında faaliyetlerini sürdüren, Birleşik Krallık’taki Paintings in Hospitals (Hastanelerde Resimler) adlı hayır kurumu, hastaların, bakıcılarının ve toplumun sağlığını iyileştirmek için “müze kalitesinde” sanat eserleri kullanıyor. Koleksiyonundaki, çoğu dünyaca tanınmış sanatçılara ait 3.900’ü aşkın sanat eseriyle, sanat turlarına, sanatçı projelerine ve yaratıcı etkinliklere ilham veriyor. 

Bu sene 60. yaşını kutlayan Paintings in Hospitals, 15 yıldan fazla bir süredir galeriler, müzeler, okullar ve sanatçılarla iş birliği yapıyor. Kurumun çok güçlü ortakları var. Bunlardan biri, Artemisia Gentileschi'nin "Self Portrait as Saint Catherine of Alexandria" (İskenderiyeli Azize Katerina Olarak Otoportre) adlı resminin bir ameliyathanede sergilenmesi konusunda güçlerini birleştirdiği The National Gallery (Ulusal Galeri). Bir diğeri, kuruma kendi modern ve güncel İngiliz sanatı koleksiyonundan 100 civarında eseri ödünç veren Arts Council Collection (Sanat Konseyi Koleksiyonu). Kurum, uluslararası tanınırlığa sahip sanat okulu Central Saint Martins’le, sanatın sağlık üzerindeki etkisine dair bir lisans modülü konusunda çalışıyor. Dünyanın önde gelen sanat ve tasarım müzelerinden V&A de ortaklar listesinde. 

ABD’nin en büyük ve itibarlı hastanelerinden biri olan Cleveland Clinic, kurulduğu 1920’lerden bu yana sanatın iyileştirici gücüne inanıyor. Hastanenin koleksiyonunda bugün 6.500 civarında eser var. Anish Kapoor, Sol LeWitt ve Yayoi Kusama imzalı yapıtları da içeren koleksiyon, hastanenin Ohio, Florida, Las Vegas ve Toronto’daki tesislerinde sergileniyor. 

Hastane bünyesinde, görsel sanatlar, müzik, performans ve yaratıcı terapi programları aracılığıyla iyileşmeyi teşvik etmek için küratörlerle çalışan bir “Sanat ve Tıp Enstitüsü” bulunuyor. Enstitü’nün 10. yıldönümünü kutlamak için geçen sene “Power of Art: Cleveland Clinic Collection” (Sanatın Gücü: Cleveland Clinic Koleksiyonu) adlı bir kitap yayınlandı. Kitabın önsözünde, sanat eserlerinin, bulunduğu ortama rahatlama, güzellik ve ince zekâ getirdiği ifade ediliyor. Görme şekillerimize meydan okuyarak yeniliği teşvik ettiği ve hepsinden önemlisi, hastalık ve talihsizlik karşısında insanlığımızın gücünü ortaya koyduğu belirtiliyor. 

Dünyanın en iyi hastanesi olarak bilinen Mayo Clinic (Minnesota, ABD) de zengin bir sanat koleksiyonuna sahip. Hastanede sergilenen eserler arasında 10 adet Andy Warhol baskısının yanı sıra Auguste Rodin’in bir çalışması ve Dale Chihuly’nin 13 üfleme cam avizeden oluşan mekâna özel heykeli de bulunuyor. 

İzmir’i düşününce, koridorlarında özenle seçilmiş sanat eserleri yer alan iki hastane akla geliyor. Bunlardan biri, Ekol Hastanesi. Hastanenin hemen yanında bulunan Ekol Sanat Galerisi de 2013’ten beri faaliyet gösteriyor. Galerinin, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Devrim Erbil’in eserlerinin de yer aldığı koleksiyon sergisinin 31 Ağustos’a kadar görülebileceğini de belirtelim. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’ne yolu düşen hastalar ve yakınları da Türk resim ustalarının yapıtlarıyla karşılaşabiliyorlar. 

Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı “yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması durumu değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik durumu” olarak tanımlıyor. Bu bağlamda, iyi olma halini ve iyileşmeyi bütüncül bir yaklaşımla ele alan, sanat eserlerini bir dekorasyon unsurundan öte iyileşmeye doğrudan etki eden öğeler olarak gören hastanelerin varlığını değerli buluyorum.