Değerli okurlarım, Avrupa Çevre Ajansı tarafından yayınlanan güncel veriler, hava kirliliğinin Avrupa genelinde AB ve Dünya Sağlık Örgütü sınırlarının oldukça ötesinde olduğunu gösteriyor. Karayolu taşımacılığı, tarım, enerji üretimi, sanayi ve konutlardan çıkan emisyonların hava kirliliğindeki artışın başlıca nedenleri olduğu, Avrupa Çevre Ajansı verilerinde netlikle görülüyor (<https://www.eea.europa.eu/tr/highlights/avrupa-genelinde-hava-kirliligi-hala>). Özellikle düşük kaliteli kömür kullanımı, kış aylarındaki kirlilikte önemli bir paya sahip...

Türkiye'de ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye'de solunan havadaki kirlilik oranlarını saatlik yayınlıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava Kalite İzleme Ağı'nın paylaştığı hava kalitesi değerleri hiç de iç açıcı değil. Dünya Sağlık Örgütü'nün normal olarak değerlendirdiği Hava Kalitesi İndeksi 0-50 aralığında iken, hemen hemen bütün illerimizde hava kirliliği 150-200 aralığını geçiyor. Hatta bazı illerde 300-500 aralığına kadar yükseliyor (Birgün, 8 Aralık 2018, s.1).

Çevre Mühendisleri Odası'nın 2017 raporuna göre 2017 yılında hava kirliliği konusunda en kötü karneye sahip illerimiz İstanbul, Ankara, Adana, Amasya ve Manisa oldu. Partikül madde ve kükürt dioksit açısından sadece Artvin, Bitlis, Eskişehir, Yozgat, Kırşehir ve Kırıkkale'nin havası standartlara uygun... Bir başka ifadeyle hava kirliliği açısından değerlendirildiğinde yaşanabilir yalnızca altı şehrimiz var. 2018 yılı rakamlarını bekliyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya çapında iç ve dış ortam hava kirliliği her yıl yaklaşık 7 milyon kişinin ölümüne yol açmakta. Avrupa için düşünülecek olursa bu rakam her yıl için yaklaşık 500 bin. Kötü hava, akut alt solunum yolu hastalıkları, koah, iskemik kalp hastalığı, akciğer kanseri ve felç gibi birçok hastalığa yol açabilmekte.
Dünya nüfusunun yaklaşık % 90'ının kötü hava soluduğu düşünüldüğünde, tehlikenin ne kadar büyük olduğu daha anlaşılabilir. Alarm zilleri çalıyor...
Yerel seçimler yaklaşırken tüm partilerin kısır tartışmalardan bir an olsun sıyrılıp, soluduğumuz hava ile ilgili ortak bir eylem planı geliştirmek için birlikte hareket etmelerine şiddetle ihtiyaç var. Çünkü kirli hava, sadece o partiliyi ya da bu partiliyi değil, hepimizi adım adım ölüme götürüyor...