Nisan ayına girmek bahara kavuşmaktan öte benim için çok özel. 15 Nisan evlilik yıldönümümüz, 16 Nisan yaş günüm. Ara vermeden üst üste avantajı olsa da dezavantajı da var. 48 yıl önce nikah dairesinden bugünü alınca eşime “bak ikisini birden ayrı ayrı kutlamak isterim ben” ön anlaşmasını koydum. O da “canım, bir çift topuklu ayakkabı alırım bir tekini 15’inde diğerini 16’sında veririm” deyince “aman dikkat et topuk sivri olmasın sonunda kendi kliniğine yatmakta var “ diye takılmıştım, o zamanki aklımla. Halbuki en güzel hediye sevdiklerinle bir ömür sürmek şimdilerde.  

*

Her çift gibi bizim de hayallerimiz vardı. Milli Piyango’nun güvenilir olduğu o günlerde ayda bir alır “ya büyük ikramiye çıkarsa” diye istekler paylaşırdık. Bir gün eve dönerken dedim ki “milli piyango şimdi çıkmış olsa sen ne yapardın”  kendime şunu bunu derken bana hiçbir şey kalmayacak deyip almaktan vazgeçtim. Şaka bir yana hayal etmek güzeldi. O kadar uzun zaman ev hapsindeyiz ki birçok şeyi hayal eder olduk. Son günlerde yoğun gündemi “128 milyar dolar nerede” haber yoğunluğundan olsa gerek, birden aklıma düştü 128 milyar dolarım olsa ne yapardım.

*

Önce bu kadar parayı nasıl biriktirirdim diye bir düşündüm. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u aldığı 21 Mayıs 1453 den bu yana her saat başı 25 bin dolar biriktirsem, günde 600 bin dolar ediyor (yani her gün bir Maybach lüks araba alabilirim). Çarptım 365 günle, yılda 219.000.000 dolar ediyor (yani her yıl büyük bir gemi alabilirdim). İstanbul’un fethinden bu yana 568 yıl geçmiş, bu kadar yılda biriktirdiğim ancak 124 milyar 392 milyon dolar etti, tüh 128 i hala biriktiremedim, 16 yıl daha biriktirmem lazım.

*

Haydi diyelim ki buldum bu parayı, nasıl taşırım diye bir düşündüm. 100 TL lik banknotlar halinde destelesem ağırlığı 11.500.000 kilo ediyor, 20 tonluk kamyonlara yüklesem 575 kamyon ediyor bu para. Kamyonları art arda arada boşluk bırakmadan sıralasam, 4 kilometrelik kuyruk olur. Trenle taşısam, bu ağırlıkta katarı çekecek lokomotif bile yok. Düşünün yani.

*

Şimdi iş harcamaya geldi diyelim. Hayal ettim, ülkeme nasıl bir faydam olur diye. Şu pandemi döneminde bir askıda aşı kampanyası yapayım dedim. Dozu 12 dolardan 83 milyonu 2 defa aşılasam, ancak 2 milyar dolar etti. Haydi üstüne bilim adamlarının önerdiği gibi pandemiyi bitirmek için 2 ay tam kapatma yapıp, her bir vatandaşımıza aylık bol keseden biner dolar (aylık 8.400 TL) da dağıtayım dedim. 83 milyar dolar etti, aşı ile birlikte 85 milyar dolar. Hala TCMB nin eksi rezervini kapatacak kadar da para arttı. Ya da şu bize verilmeyen tanesi 90 milyon dolar olan F35 uçaklarından tırınk para alıvereyim ordumuza diye düşündüm. Baktım 1422 adet F35 alabiliyorum. Hayalimde bir anda dünyanın en büyük hava gücü oluverdik. Uzay projelerimiz var ya, şu fakir Hindistan geçen yıl Mars’a uydu göndermişti, 74 milyon dolara mal etmişler. Bizim ay projesinden vazgeçelim, Mars’a uydu gönderelim dedim, bin yedi yüz doksan iki uydu gönderebilir, hayalimde Mars’a Starlink uydu haberleşme sistemi kurabilirdim.

*

Sözün kısası, nereye gittiği devlet yetkilileri dahil, ekonomistler dahil,  herkesin farklı şekilde açıklamaya çalıştığı bir para var. Toplaması, taşınması, harcaması hayallere bile sığmayacak kadar büyük bir miktar. Gerçekten insan merak ediyor. Nereye gitti bu para?