Okulların ve üniversitelerin kendi içlerinde yaptıkları sınavları saymıyorum bile. Benim söyleyeceklerim ülke genelinde yapılan özel sınavlar. Hani şu, zaman zaman sorularının çalındığı ya da kopyalama yapıldığına dair haberleri görsel ve yazılı medyada sürekli olarak yer alan KPSS, YGS, LGS, AÖS ve benzeri sınavlardan söz etmeye çalışacağım sizlere.

Döndüm merak ettim, araştırdım; meğer bu özel sınavların sayısı 30'u aşkınmış. Kısaltılmış isimlerini üst bölümde saydığım "Kamu Personeli Seçme Sınavı, Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı, Liselere Giriş Sınavı ve Açık Öğretim Sınavı" bunların içinde gündemi en çok meşgul edenleri olmalı. Öyle değil midir, siz ne dersiniz?

Anımsayın lütfen, bu sınavların yapılacakları tarihler önceden belirlenir, yanıtları gazetelerde sayfalarca yer tutar, hangi soruların yanlış olduğu hakkında uzmanların görüşleri alınır, belirli bir zaman sonra bu kez medya organları sonuçları yayınlarlar; sınavların birincileriyle yapılan söyleşiler gazetelerimizin baş köşelerindedir, elbette.

Unutmadan hatırlatayım; bütün bu yazdıklarım olanların görünen yüzüdür. Bir de bu yaşananların  başka yönleri vardır. O sınavların içinde yaşayanların sorunları yalnızca sınav soruları ve yanıtları ile sınırlı değildir, bilesiniz.

Bu sınavlar için öylesine garip uygulamalar vardır ki şaşar kalırsınız. Bakınız; doğal mantığın sınırlarını zorlayan bir uygulamadan söz edeyim sizlere. O sınavlara girenlerin sınav yerleri belirlenirken yapılan uygulamayı anlatırsam şaşmamanız olası değildir. Sınava girecekler; sözgelimi Narlıdere'de oturuyorlarsa sınav yerleri Çiğli, Çiğli'de oturuyorlarsa sınav yerleri Güzelbahçe, Gaziemir'de oturuyorlarsa sınav yerleri Pınarbaşı'nda olabiliyor. Sabah seansında DEÜ Tınaztepe Yerleşkesi'nde sınava giren bir diğer öğrenci öğleden sonraki seansta Balçova'da Ekonomi Üniversitesi tesislerinde sınav heyecanını yaşıyor olabilmektedir.

Peki; ben size Yeni Foça'da yaşayan bir sınavzedenin sınav yerinin Ege Üniversitesi'nde olduğunu söylersem şaşırmaz da ne yaparsınız?

Üstelik bu konulardaki sorunlar yalnızca sınavlara girenleri ilgilendirmiyor. Sınav günlerinde ve yerlerindeki okulların çevresinde, aslında var olan park sorunu çevreyi rahatsız edecek düzeye yükseliyor. Kavgalar mı ararsınız yer arama telaşıyla oluşan kazaları mı sorarsınız; bunları ancak o çevrede yaşayanlar bilebilecektir.

Şu dört beş gün öncesindeki cumartesi günü yaşadığım trafik sıkıntısının nedenlerini araştırdığım zaman şaşırdım kaldım. O gün bir işim nedeniyle binek aracıyla Karşıyaka'dan Bornova'ya gitmem gerekiyordu. Saat 13.00 civarında Karşıyaka Alaybey'den çıkıp Naldöken Kavşağına geldiğimde Anadolu Caddesi'nde gördüğüm trafik sıkışıklığına bir anlam verememiştim. Gerçi hemen her sabah aynı noktada ciddi sıkışıklık olduğunu biliyordum; ama, bu kez gördüğüm manzara öncekilere hiç benzemiyordu. Kısacası, düşününce öğle saatlerinde oradaki sıkıntı yalnızca KPSS sınavından çıkanların oluşturduğu sıra dışı bir sıkıntı olmalıydı. Gerçekten de öyleymiş, zorlukla gidebildik, dönüşte bu kez Bornova çıkışında o güne dek görülmedik bir trafik sıkıntısıyla karşılaştık.
Bilmem ki sınava girecekleri böylesine sağa sola serpiştirmenin kime ve ne türlü yararı vardır? Çiğli'de oturanlar, Karşıyaka'da, Buca'da, Gaziemir'de ve adlarını sıralamama gerek olmayan yerlerde oturanlar bulundukları yerlerde sınava girseler sistemde ne gibi aksaklıklar olacaktır? Ya  da şimdiki uygulamanın ne gibi yararı bulunmaktadır? İyi düşünmek gerekir!

Esenlikle kalınız...