Şimdi dönüp de İzmirli hemşerilerime sorsam: Homeros'u tanır mısınız? Acaba kaçından gerçeğe yakın bilgi alabilirim?
Yoo, yanlış algılamayın amacım kişileri zor duruma sokmak değildir, inanın. Meraksızlık toplumumuzun genel hastalığı sayılmalı bana kalırsa. "İnsanın ne gelirse başına  meraktan ... gelir" türündeki özdeyişimizin başka toplumların kullandıkları dillerde benzerlerinin olabileceğini sanmıyorum. Taa küçüklüğümüzden bu yana süregelen "Sus, büyüklerin işine karışılmaz" uyarılarıyla büyüyen bir toplumun bireylerinin sonuçta meraktan uzak kalmalarını doğal karşılamamız gerekmez mi!

Dakilalarca alkışladık

12 Ekim Cumartesi günü Karşıyaka Kültür Merkezi'ndeki küçük çaplı bir törendeydik. Önce Homeros'un "İlyada" adlı destanından esinlenerek sahnelenen minik bir gösteriyi izledik. Gösteri/oyun; tıpkı eski Yunan tiyatrolarında olduğu gibi hem öğüt vericiydi hem de seyre yönelik bilgilerle doluydu.
Aslında; şölen, üç yazarın üç eserinin tanıtımı ve imza günleri amacıyla düzenlenmişti. Ama, bundan güzel sürpriz olabilir miydi? Bilemezsiniz, ertesinde neler yaşadık?  Sasalı'dan öğretmenleri eşliğinde gelip ellerinde mandolinleriyle bizlere o Köy Enstitüleri günlerini anımsatan müzik şölenini sunan beş ilkokul öğrencisini nasıl da alkışladık. Dakikalarca ve durmaksızın...

90 yaşında bir çınar

 Sıra  yazarların kendileri ve eserleri hakkında bilgilendirme yapmalarına gelmişti. Eğitimci yazar Zeki Büyüktanır yaptığı konuşmada Anadolu medeniyetinin eski Yunan medeniyetinden çok daha öncelerinde oluştuğunu ve ona kaynak olduğunu belirtti.
Homeros'un İzmirli olduğunu söyleyerek "İlyada" ve "Odysseia"nın öneminden söz etti. Homeros hakkında ek bilgiler verdi.
Bu arada; konu dışına çıkarak Zeki Büyüktanır'ın 90 yaşında bir çınar olup,  Sivas'taki Madımak  felaketinden tesadüfen kurtulduğunu ve bu kurtuluşun kendisi için üzüntü kaynağı olduğunu sık sık dile getirdiğini belirtmek isterim.
Eserlerinin tümünün Atatürk sevgisi ve Anadolu Aydınlanması ağırlıklı olduğunu aklımızdan çıkarmayarak kendisi heyecanla dinledik, sonsuz alkışlarımızla salonu doldurduk. Nasıl alkışlamayalım ki son iki kitabının adlarını buraya yazarsam düşüncelerimin doğruluğunu onaylarsınız sanırım: "Yüz Yıllık Atatürk Çağından Doksan Yıl" ve diğeri "Yunus Emre."
Diğer yazarımız Selçuk Oğuz; konusu felsefe ağırlıklı "Günışığı Düşünceler" kitabında özellikle  "aydınlanma kavramı" üzerinde  durulmaktadır. Söz konusu kitapta "Aydınlanma Çağı"nın düşünce ortamının "sanayi toplumu"nda gelişme gösterdiğini ardından "Fransız Devrimi" ile pekiştiğini öğrenmekteyiz. Satırlarımız; kitabın tüm özelliklerini bu bölümlerde açıklamamıza yetmeyecektir. Ancak; kısaca yazacak olursak kitabın ilerideki bölümlerinde bu kere "kadın hakları" kavramı üzerinde bulunulduğunu söylemeliyiz.

Aydınlanmanın kilittaşı

Sözlerime yarım bıraktırılan bir "Cumhuriyet Aydınlanması" diyerek başlayacak olursam her halde bunun "Köy Enstitüleri" ile ilgili olduğunu hemen anlamış olmalısınız. Gerçekten; inceleme olanağınız bulunursa "Anadolu Aydınlanmasının Kilittaşı – Köy Enstitüleri" adlı kitabın ciddi bir emek ürünü olduğunu mutlaka kabul edersiniz. Yazar Necla Özçelik, AÜ Ziraat Fakültesinden mezun olduktan sonra Gazi Üniversitesi'nde öğretmenlik formasyon eğitimini bitirip eğitim ordumuzda hizmete başlamış bu arada "DEÜ Atatürk İlkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsünde" yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır.  Üst bölümde adı geçen kitap bu enstitüdeki yüksek lisans tezinin geliştirilmiş/genişletilmiş halidir.
1941 yılının inanılmaz derecede zor koşulları altında kurulan Köy Enstitüleri kısa zamanda büyük bir gelişme göstererek yirmiyi aşkın bir sayıya ulaşmış bu dönemde 20.000'e yakın öğretmen yetiştirilmiştir.
Ancak; bu gelişmeleri korkuyla izleyen kesimlerin bulunduğunun unutulmaması gerekecektir. Nitekim; ülkemizde en üst seviyede görev yapan bir siyasi liderimizin enstitüleri kapatma gerekçesi olarak söyledikleri son derece ilginçtir. "Köy Enstitüleri, yöneten kesimden daha akıllı bir vatandaş profili oluşturuyor. Bu kabul edilemez". Ne dersiniz, başka bir şey yazmaya gerek var mıdır!
Esenlikle kalınız...