Bir garip maç idi, Adanaspor ile Abalı Denizlispor karşılaşması. Sadece skoruyla değil, birçok yönüyle...
İlk olarak skordan bahsetmek gerekir. İlk yarı 0 gol, ikinci yarı 7 gol... İlk yarı hiçbir şey yoktu, ne olduysa ikinci yarıda oldu. Mücadeleye her iki takım da birbirini tartarak başladı. İlk amaç gol yememekti. Bu sebepten Yücel İldiz 2 gol silahı olan Burak Çalık ile Kehinde'yi yedek kulübesinde bekletti. Dolayısı ile ilk yarıda pozisyon azdı, gol göremedik.
İkinci yarının 5. dakikasında Adanaspor öne geçti. Bu oyunun seyrini değiştirdi. İldiz, defansif orta saha oyuncusu Mbamba'yı çıkarıp, hücum oyuncusu Burak'ı aldı. Beraberlik geldi. Ev sahibi takım tekrar öne geçince, bu sefer 3. ofansif oyuncu Kehinde sahaya sürüldü. Bu dakikadan sonra 3 Denizli, 1 tane de Adana golü geliverdi.
Gol dakikaları diğer bir ilginç yönüydü mücadelenin. 89. dakikadan sonra 3 gol atıldı. Dünyada eşi az görülür bir durum. 89'da konuk takım öne geçti. 90+1'de beraberlik golü geldi. Olaylar çıktı, oyun durdu. Maç başlar başlamaz 90+9'da yeşil siyahlılar galibiyete uzandı.
3. olarak Kehinde... 74'te maça girdi, ceza alanına koştu. Faul atışı ceza alanına orta olarak kullanıldı. Kehinde topa kafayı vurdu, ayağının tozuyla golünü attı. Forvet oyuncusunun çokluğu sebebiyle Kehinde orta sahada oynadı. Koştu, top çaldı, bazen de kaptırdı. Defansa geldi, ceza alanı içerisinden top çıkarmaya çalıştı. Rakibinden topu saklamak isterken ayağına kuvvetli bir şekilde basıp, faule sebep verdi. Ceza alanı içerisinde olunca penaltıya neden oldu. 1 attı, 1 attırdı. Burada parantez açmak lazım. Hücum oyuncularının, kendi ceza alanına gelip, defans yapması sık sık penaltılara veya basitçe yenen gollere neden olabiliyor.
4. sırada Adana'dan Onur var. Adana ilk kez geriye düştüğü zaman, Onur her topu ayağına aldığında, taraftarınca ıslıklandı. Bu esnada ceza alanı içerisinde Kehinde ile mücadeleye girdi, ayağına basıldı, takımının beraberliği yakaladığı penaltının yaratıcısı oldu.
Hakan Barış'ı 5. sıraya koydum. 90+1'de penaltıyı kullanıp, takımına beraberliği getiren isimdi. Sevinirken formasını çıkardı, sarı kartı yedi. Hemen ardından bir faul pozisyonunda ortam gerildi. Kerem Can ile Hakan sarı kart yedi. Formasını çıkarması sebebiyle yediği kartla birlikte 2 edince, kırmızı karttan oyun dışı kaldı. O faul atışından da gol geldi, Adanaspor beraberliği kaybetti.
Son ilginçlik, Denizli'nin ilk 3 golünün birbirinin kopyası gibi olmasıydı. Ceza alanına orta yapıldı, kafa vuruldu, gol atıldı. Adana defansı bu pozisyonlarda sadece izledi.
Son dedim ama yanıldım. Kornerleri unutmuşum. Adana 1, Denizli 1... Toplam 2 korner... 7 gol atılan bir maçta sadece 2 köşe vuruşu kullanılması da bana oldukça ilginç geldi.
Uzatma dakikalarındaki tartışmalar yüzünden hakem düdüğünü çaldığında dakika 101.08'i gösteriyordu. Bu dakikaları görmek pek mümkün olmayan bir şey.

Afyon umutlarını tüketiyor

Zorlu bir fikstüre sahip olan Afjet Afyonspor sahasında, play-off'u kovalayan Adana Demirspor'a 2-0 yenildi.
Maça damgasını duran oyun vurdu. Sürekli faul yapıldı, sürekli yerde yatıldı. Neredeyse yatmayan kalmadı. Son zamanlarda her dokunuşta yatmak moda oldu. Dahası top oyuna çok geç sokuldu, topun oyunda kalma oranı çok düştü. Pek futbol yoktu.
Maç ortadaydı. Gol atmayı bilen kazanacaktı. Az pozisyon oldu. Afyon bu karşılaşmadan puan alabilirdi, net pozisyonlar bulsa da, topu ağlara göndermeyi başaramadı.
Sistem olarak, birbirlerini oynatmamaya çalıştılar. Başardılar da. Arka arkaya paslar yoktu, güzel paslaşmalar yoktu. Afyon sahasında oynasa da, kısa süren baskılar kurabildi ancak, bu zamanlarda da hiç verimli olamadı.
Küme düşme hattından çıkmak için 3 puana ihtiyacı var Afyonspor'un. Fakat bu oyunla işleri zor. Fikstürü bunu daha da zorlaştırıyor. Bir şeylerin değişmesi lazım kalan bu son haftalarda.

Balıkesirspor darmadağın oldu

İstanbulspor, küme düşme potasından uzaklaşmak için sahaya çıkmıştı. Deplasmanda oynadığı için Balıkesirspor Baltok'tan 1 puan alması bile başarı sayılırdı. Balıkesirspor Baltok cephesinden bakacak olursak, her ne kadar eksik oyuncuları olsa da, galibiyet pek uzak değildi.
Karşılaşma başladığında, oyuna her iki takım da hâkim olamadı. Her topu alana baskı uygulandı, toplar olumlu kullanılamadı. Kenarlardan gitmek istendi, ortalar yerini bulmadı. Gol atmak zor görünüyorken, İstanbullu oyuncuların çok güzel paslaşmaları ile gol geldi. Yaptıkları o tek paslar görülmeye değerdi.
Geriye düşen Balıkesirspor, yüklenmeye çalıştı. Oyun şekli tamamen değişti. Gol pozisyonları buldu, değerlendiremedi. Zaman ilerledikçe defansı daha da ileriye çıktı. Bu arka tarafında gedikler vermeye ve eksik yakalanmaya neden oldu. Gol ararken gol yedi, fark 2'ye çıktı.
Balıkesir'in üstünlüğü ele almasını beklerken, İstanbul adeta Barselona gibi rahat oynamaya top çevirmeye başladı. Üstünlüğü ele geçirdiği gibi, kesinlikle de vermedi.
Konuk takım 5-1 kazandı ama her iki takım da çok net gol pozisyonlarını değerlendiremedi. Onları atabilseler maç 9-4 gibi bir skorla bitebilirdi.
Daha gol atılmamışken, bir İstanbulspor hızlı hücumunda, 2 Balıkesirli futbolcu, topla önlerinde ilerleyen rakibine doğru hızla koşup yetişip, müdahale etmek yerine, yavaşlayıp bıraktılar. Gol olmadı ama defansın eksik yakalandığı pozisyondaki bu boş vermişlik, sonun habercisiydi adeta.
Cumali Bişi bu maçta defansta oynadı. Orta sahada ileri geri koşmaya ve savaşmaya alışık. Mevkiinden dolayı bunu yapamadığından olsa gerek, bir pozisyonda kendi ceza alanı önünden, rakip kaleciye kadar depar attı ve pres yaptı. Sonra aynı hızla geriye koşup, yerine geçti.