Emekli Başkomiser Eray Karacalar'ın yaşamından verdiği örnekleri okuduktan sonra Bornova'dan Sezgin Can ile Necat Yiğit'in paylaştığı haberin, bizi de yakından ilgilendirdiğini, çünkü aynı pozisyonda olduğumuzu düşündüm.
Başlık şöyle: 'Çin, önemli ilkelerinden asla taviz vermeyecek!'
Bizim için de uluslararası arenada vazgeçemeyeceğimiz bir prensip olarak düşündüm.
Önceki gün, yani daha yeni!
Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, ABD'nin tek taraflılık ve zorbalık girişimlerine kesinlikle karşı çıktıklarını, Çin'in ticaret savaşına dair tutumunun daimi ve net olduğunu belirtti.
Sözcü Gao günlük olağan basın toplantısında, 'Savaşmak istemiyoruz ama savaştan da korkmuyoruz. ABD ticari sürtüşme seviyesini yükseltmekte ısrar ederse, ona sonuna kadar eşlik ederiz. İşbirliğinin ilkeleri ve müzakerelerin de alt çizgileri var ve Çin asla önemli ilkelerinden taviz vermeyecek.' ifadesini kullandı.  

Düşüş var!

Bu arada belirteyim: Verilere göre, Çin'in nadir toprak elementleri ihracatı Mayıs'ta önceki aya göre yüzde 16 düştü.
Sözcü, konuyla ilişkin yaptığı değerlendirmede, 'Nadir toprak elementi ihracatındaki dalgalanmalar, piyasa değişikliklerinin bir sonucu. Çin, nadir toprak elementleri konusunda yeni yönetim önlemleri almadı.' diye konuştu.

Ana konu ekonomi

Lisede öğretmenlerimiz, 'savaşın iki yüzü var; biri zahiri, diğeri ise gerçek!' derlerdi...
Gerçek neden; ekonomi ve ticaret...
Zahiri neden ise, öften püften gerekçeler...
Örneğin; birinin diğerine yan gözle bakması veya kavga çıkarması gibi...
Rus Büyükelçisini bir sergide bir polis memuru öldürdü...
Bu savaş çıkması için bir neden olabilirdi...
Ama aramızda çeşitli anlaşmalar var iki tarafında ekonomi ve ticaretini etkileyecek...
Amerikan Konsolosluğundaki Türk görevlinin mahkemelerimizce suçlu bulunarak cezaevine konulması da...
Ya da Rahip meselesi...
Ama iki tarafın da önemli alışverişleri var...
Amerika, Rusya'dan alacağımız S-400'ler için havlayıp duruyor.
Bizim bir atasözümüz var, 'Havlayan köpek ısırmaz!' diye...
Zaten Çinliler ya da diğer ülkeler, İran gibi, Amerika'ya ne diyorlarsa, bizim de benzer yanıtlarımız mutlaka vardır.
Amerika belki de 1960'dan bu yana dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde dilediğini anında elde edemediği gibi çok büyük hezimetlere uğramış ve ödünler vermek zorunda da kalmıştır.
Yani biz kolay yutulur bir lokma değiliz...
Eskiden olduğu gibi yine bazı mandacılar ya da Amerikancılar fırsatları ülkemiz adına değil de kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışıyorlar.
Bunlara 'yemezler!' diye yanıt veriliyor.
Biliyorsunuz; Türkiye'nin yüzünü İzmir ve Egeli bazı ihracatçılar ağartıyor.
İhracatın artırılması amacıyla farklı kurum ve kuruluşlar ile işbirliği yapan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Ege İhracatçılar Derneği (EGEİD) ile birlikte çalışacak.
EGEİD Yönetim Kurulu Başkanı A. Ayberk Aloğlu, Ege İhracatçı Birlikler Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi'yi ziyaret ederek olası işbirlikleri üzerine görüştü.

Göztepe'nin, Torbalı kaybı iki ay!

Torbalı Belediyesi Haziran Ayı Olağan Meclis toplantısında tam 13 önerge oylandı. Meclisin en önemli maddelerinden biri olan Göztepe'ye devredilen arsa oldu. Önceki Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez tarafından Göztepe Spor Kulübü'ne İntifa Hakkı Sözleşmesi ile devredilen arsanın hukuka uygun olmaması üzerine sözleşmenin iptal edilmesi başkanlıkça meclise önerge olarak getirildi.  Başkan Uygur söz konusu arsa için, 'Orda ciddi hukuksuzluklar yapılmış. İmar servisimiz inceleme yaparken verilen arsanın bir kısmının sanayi imarlı olduğu, büyük bir kısmının imarsız olduğunu görülmüş.
Ayrıca bakanlıkta da tarım alanı olarak tanımlanıyor bu alan. Plansız bir alana doğal olarak yapı ruhsatı verilemez bu suçtur.
Tabi bu büyük sıkıntı. Göztepe'den arkadaşları davet ettik; görüştük ve ruhsat iptaline karar verdik.
Bu yer Göztepe Spor Kulübüne tahsis edilecekse, meclis uygun görürse bu hukuki ve sağlam temellerle yapılmalı ve belediyemizin de bir takım haklara sahip olmalı çünkü o alan köyün ortak kullandığı alan. Netice de bir spor kulübüne veriliyorsa onların da kullanmaları hakkı. Göztepe Spor Kulübü İzmir için önemli bir kulüp. Biz alt yapıya önem veren spor tesislerin kurulmasını mutlaka isteriz. Bunu kendilerine de ifade ettik ancak bunun hukuki alt yapısını birlikte kurmamız gerekir. Önceki dönem imar dairesinin yaptığı hatayı sürdüremeyiz.
Öncelikle Büyükşehir Belediyesi'nin burayı planlaması gerekiyor. Bu alanda planlama yapmak 'Kamu yararı gözetileceği' için kolay olacaktır. Tekrar tahsis edilir ve yeniden protokol yapılır. Burada Göztepe'nin kaybedeceği süre en fazla 2 ay olacaktır. Bir sıkıntı yok ama hukuki alt yapıyı kurmamız lazım. O yüzden geçmiş kararın iptali gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Uygur ayrıca Göztepe Spor Kulübü Mimarı Tuğrul Büyükköken ile görüştüklerini kendilerinde hukuksuzluğun farkında olduğunu ifadelerine ekledi.

Kıbrıs'ta ama işleri yolunda...

Hafta içinde Mert Optik'ten yapılan açıklama ile öğrendik.
İzmir'in gözlük devi olarak tanınan, aynı zamanda İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi iş adamı Mert Pala, hakkında çıkan haberlerin asılsız olduğunu dile getirerek, 'Burada işimin başındayım' dedi.
İfadesine göre, birçok mağazasıyla sektörün önde gelen kuruluşu Mert Optik'in Genel Müdürü Mert Pala, 'tüm ticari haklarını ve mal varlığını satarak yurt dışına çıktığına ilişkin ortaya atılan iddiaları kesin bir dille' yalanladı.
Ama açıklamasında artık Kıbrıs'ta yaşadığını da belirtiyor. Yani bu durumu öğrenen birileri 'kaçtı' diye haber yapmışlar.
İşadamının ağzından gerçek şöyle: Evet yıllardır Kuzey Kıbrıs'tayım. İzmir'e buradan sık sık gelip giderek işlerimi düzenliyorum. Birkaç ödeme için fedakarlık yaparak elden bir mal çıkarmamın ardından üstüme bu şekilde gelinmesine anlam veremedim. Ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde huzurlu bir hayatı seçtim. Tekrar ederek söylüyorum. Hiçbir yere kaçmadım. Her hafta İzmir'e gelip gidiyorum ve işimin başındayım. Aleyhine yayın yapılan tüm işadamları gibi Mert Pala da, 'Mallarını satarak kaçtı!' haberini yapanların kendinden ilan istediklerini, vermeyince bu yolu seçtiklerini belirtiyor.
Umarım; doğru dürüst olarak bildiğimiz her iş adamımızın hem söylemlerine dikkat ederler, hem de tutarlı ve bütünsel bir yol tutarak, endişesiz bir şekilde çalışmalarını yürütürler.