AK Parti ve Cumhur İttifakı aktörlerinin dillendirdiği “yeni anayasa” konusuna dair konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yeni anayasa' diyorlar; bu sistemin yeni anayasaya mı ihtiyacı var? Karar alınıp uygulanıyor. Bugün karar al, yarın uygula. Ne anayasası?” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda “Sol açıkta Ekrem İmamoğlu, sağ açıkta Mansur Yavaş var” sözlerini de değerlendiren İmamoğlu, “Ben mevki işine, pozisyon meselesine hiç sıcak değilim. Biz takım arkadaşıyız, yol arkadaşıyız. Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz” ifadelerini kullandı.
Ankara'da medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen İmamoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Parlamenter sisteme bakışıyla ilgili soruyu yanıtlayan İmamoğlu “Sonuçta bu sistemle beraber seçime gidildiğinde bu sistemle seçilecek cumhurbaşkanı. Ondan sonra bu adımların atılması bir süreçtir, en hızlı olması elbette benim dileğimdir. 'Yeni anayasa' diyorlar; bu sistemin yeni anayasaya mı ihtiyacı var? Karar alınıp uygulanıyor. Bugün karar al, yarın uygula. Bu sistem öyle bir sistem. Ne anayasası?” diye konuştu.
“Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz”
İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özel'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda “Sol açıkta Ekrem İmamoğlu, sağ açıkta Mansur Yavaş var” ifadesiyle ilgili ise “Tam da bu kesitiyle, bu boyutuyla gündemimizde olmayan bir kavram. Ben Mansur Bey'in başarısıyla gurur duyarım. Onun beğenilmesiyle onur duyarım. Ve bizim belediye başkanlarımızla diyaloğumuz, irtibatımız, 2019 yılının ilk aylarından itibaren başlamıştır. Bu alanda sanki bir yarışmış gibi algılanmasına çok üzülüyorum. Böyle bir durumumuz yok. Ben mevki işine, pozisyon meselesine hiç sıcak değilim. Biz takım arkadaşıyız, yol arkadaşıyız. Bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz. Yol arkadaşlığı müessesesi benim için önemlidir. Bunu ben genel başkanımla da paylaştım. Yol arkadaşlığı, takım arkadaşlığı meselesinin hedefi tektir. Biz o hedefe koşan insanlarız, o takımın içindeki insanlarız. Günü geldiğinde hem partimizin kurulları hem de milletimiz en doğru kararı verecektir” dedi.
“Kimseye 'ahmak' demedim; bana 'ahmak' diyene sözünü iade ettim”
İmamoğlu, 4 Kasım 2019’daki basın açıklamasında Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği suçlamasıyla açılan davada iki yıl yedi ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararının istinaf süreciyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“Bu sürecin adil, objektif bir şekilde işleyeceğine inanmak istiyorum. Ney yazık ki ilk mahkemede böyle olmadı. Ben istinaf mahkemesinde hukuka olan inancımı korumak istiyorum. Teamüllere uygun olmayan şekilde hâkim değiştirildi ve hâkim Samsun'a sürüldü. Daha acısı son İBB Meclisinde AK Parti grup sözcüsü 'hâkimi Samsun’a neden sürdüğümüzü birazdan anlatacağım' dedi. Bu trajik bir durum. Eylemin dile vurmuş hali. Dil sürçmesi değil. Ve hâkim çırpınıyor 'bir yere hukuki anlamda yaşadıklarımı anlatsam' diye. Biz Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) başvuru yapıyoruz; diyoruz ki ''İfadesini alın.' HSK bunu reddediyor. HSK'nın çoktan çağırıp kendisinin ifadesine başvurması gerekiyor. Ben nasıl şüphe duymayacağım. Hâkim 'Bu davada iki yıldan fazla ceza verilemez' demişse, buna başsavcının verdiği tepki ne, HSK'nın duyarsızlığı ne? Kaldı ki işin özü ben kimseye 'ahmak' demedim. Bana 'ahmak' diyene sözünü iade ettim. Ama bu konu tartışılıyor. Ben ciddi bir yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. 2019'dan beri bu konunun gündemde tutulması, yaşandığı ortamdan yaklaşık bir yıl sonra yargıya sevk edilmesi komik bir durum. Yurt dışında soranlar oluyor, nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Ben nasıl anlatayım bunu. Bu kadar komik bir durum var ortada. Üzüntü verici. Yargıçlara güvenmek istiyorum. İstinafta bu işin sonlanarak gündemden çıkmasını bekliyorum.”
“Kürt sorununu çoktan çözmeliydik”
İmamoğlu, “yeni çözüm süreci” tartışmalarıyla ilgili ise “Kürt meselesi memleketin önemli bir meselesidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına bu meseleyi taşımış olmak bizim için sıkıntılı. Çoktan bunu çözmeliydik. Bu, Meclis’teki bir el sıkışma üzerinden yorum yapılacak bir mesele değil. El sıkışma değerlidir. Ancak 'Bugüne kadar niçin el sıkışılmadı' diye eleştirmek daha doğru olur. Türkler ve Kürtler ve diğer etnik kökenler bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır. Benim 'azınlık' diye bir vatandaşım olamaz. Benim vatandaşım asil; ne demek azınlık? Böyle bir tarifi reddediyorum. 'Azınlık hakları'; böyle bir şey olmaz. Öyle bir hukuk devleti olmalıyız ki o vatandaş gönülden huzurla, güvenle bu memleketin parçası olacak. Eşit birey, eşit vatandaş. Bir an önce bu konuyla ilgili çözüm süreçleri, problemleri tartışma süreçlerinin en medeni şekilde olgunlaşması, yürütülmesidir dileğim. Bu bir seçim stratejisi ise hiç getirmesinler. Zarar verirler yarın iyi oluşacak bir dönemin başlamasına. Pazarlık meselesi değil bu. Samimiyetle çözülmeli. Samimiyeti inşa etmenin yöntemleri var. Şu anda boşuna hapis yatanlar, hukuksuzluğa uğrayanlar, belediyelere kayyum atamalar gibi gibi birçok düzenleme hemen yapılır. Umarım yapılır. Güzel şeyleri alkışlamak o kadar keyiflidir. Ekonomi düzelsin alkışlarım” dedi.
“Bu ülkeye çok büyük bir travma yaşatılmıştır”
Bugün öldüğü duyurulan “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” lideri Fethullah Gülen'in ölümüne ilişkin görüşleri sorulan Ekrem İmamoğlu, “Türkiye'nin bir dönemine kara bir leke olarak işlenen örgütsel yapının başındaki insanı vefatından sonra Allah'a havale ediyorum, Allah bildiği gibi yapsın isterim. Başka bir önemi yok benim için. Ama bu ülkeye çok büyük bir travma yaşatılmıştır” ifadelerini kullandı.