Yenilenen İstanbul seçimlerini de İmamoğlu'nun kazanması ile Türk siyasal yaşamında önemli bir eşik aşılmış oldu.
Aşağıda bu galibiyetin siyasette değiştirdiği şeyleri listelemeye çalıştım:
CHP'nin odağını oluşturduğu muhalif partiler tarafından seçimlerden zaferle çıkmak artık normal ve olası görülmeye başlandı. Toplumsal algıda uzunca bir süredir varlığını koruyan AKP'nin yenilmezlik miti yerle bir oldu.
AKP'nin kemikleşmiş seçmeninin sayıca azalabileceği görüldü. Ekonomik sıkıntıların oy verme davranışı üzerinde ne kadar büyük bir etkisinin olabileceği keşfedildi. Halkçı politikalarla ve ahlak merkezli bir siyaset tarzı ile AKP'li seçmenin sol partilere kitlesel kayışının gerçekleşebileceği görüldü.
Adalet kavramının seçmende büyük bir karşılığı olduğu anlaşıldı. Belki de Türk siyaseti için en sevindirici durum bu.
Tutarsız bir kimlik siyaseti ile önceden kaybedilmiş bir kitleyi kolayca kazanmanın mümkün olmadığı görüldü. Seçmenin tutarlılığa da önem verdiği ortaya çıktı.
Seçmenin algısında Cumhur İttifakı'nın eskiyi, Millet İttifakı'nın ise yeniyi temsil ettiği ortaya çıktı.  Bu nedenle CHP, artık her şeyden önce bir gençlik hareketine dönüşmek için bir strateji ortaya koymalı.
Türk siyasetinde büyük dönüşüm yıllarındayız. Toplumsal algıda statüko denince akla iktidar, umut ve değişim denince akla muhalefet gelebiliyor artık.
İstanbul seçiminin uzun vadeli en önemli sonucu bu olsa gerek...