Günümüzde her türlü yatırımın akıl almaz ölçülerde yığıldığı İstanbul 1453 yılında Osmanlı Padişahı II. Mehmet yani Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi. Bu konuyu tarih dersleriyle birebir ilgisi olsun olmasın hemen hemen her vatandaşımızın bildiğini sanıyorum. Nasıl bilinmesin ki 1453 tarihi aynı zamanda Ortaçağ'ın sona erip Yeniçağın başlangıcı olarak kabul görmüştür.

Peki Fatih Sultan Mehmet kimdi, özellikleri nelerdi, diğer Osmanlı Padişahlarından farklı bir yanı var mıydı? Bu konularda biraz bilgi denizinden dolaşmak ister misiniz?
Fatih; 1432 yılında Edirne'de doğdu. Osmanlı Padişahlarından II. Murat'ın oğludur. O günlerdeki Osmanlı Padişahlarının ilime ve yaşam seçimlerine verdikleri öneme bakınız ki küçüklüğünden başlayarak çok sıkı bir eğitim aldı. Padişahın; hocalarına verdiği emir, eğitimi sırasında şehzadeye hiçbir şekilde hoşgörü (tolerans) gösterilmemesi yönünde olmuştur. Böylesine sıkı bir eğitimin elbette olumlu sonuçlarının olacağı doğaldır.
Nitekim; Şehzadeler kenti Manisa'da bulunduğu sırada İtalyan Hümanist Anconalı Ciriaco'dan (Ciriaco d'Ancona) ilk derslerini alan ve yaşam stilini öğrenen geleceğin padişahının; müspet ilimlere olan yaklaşımı yanında güzel sanatlara da özel bir ilgi gösterdiğini biliyoruz. Böylelikle şehzademiz; anadili dışında Farsça, Arapçanın ötesinde Latince, İtalyanca ve Yunancayı etkin ölçülerde kullanabilmekteydi. Hatta; fetihten sonra padişahın tarihçisi olarak görev yapan Kritovulos adlı Bizanslı, Fatih'in İbranice ve Slavca da bildiğini iddia etmektedir.

Bu büyük Osmanlı Padişahı, şöhretini yalnızca dil bilme konusunda gösterdiğini sanmayın. İlk gençliğinden başlayarak güzel sanatlarla ilgisini sürdürmüş, padişahlığı sırasında da güzel sanatlarla ilgilenenleri korumuş  bu alandaki gelişmelere destek olmuştur. En belirgin özelliklerinden bir de dinsel inanışlar konusunda gösterdiği hoşgörülü davranışlarıdır.

Öylesine ki öğrenciliği ve gençliği sırasında yaptığı eskiz çalışmaları ve notlar Topkapı Sarayı Müzesi'nde saklanmaktadır.  Padişah olduktan sonra İtalya'dan ressam Gentile Bellini'yi getirerek portresinin yapılması çalışmalarına başlandığı bilinmektedir.
Bu denli yoğun bilgi ve kültür birikimine sahip II. Mehmet'in İstanbul'u fethetmesi elbette tarihsel dönemlerin değişimleri için yeterli bir neden olacaktı, sonuçta bu değişim oldu da. II. Mehmet 21 yaşındaydı, Fatih sanını da bu fetih dolayısıyla aldı. Tarihler onu artık Fatih Sultan Mehmet adıyla anacaktı. Mezarı İstanbul Fatih'tedir.
***
Bu kadar ön bilgiyi neden yazdım dersiniz? Şu bizim dillere destan ölçüde garip "Anayasa Değişikliği" paketi var ya; hani canım adını sistem mi rejim mi koyalım diyerek meydanlarda nutuklar atılmasına vesile olan o "Anayasa Değişikliği" paketi var ya, işte bu yazının temel sebebi o paket.
Bildiğiniz üzere "Anayasa Değişikliği" paketi 16 Nisan'da referandum yoluyla seçmenin tercihine sunulacak. Evet'çiler öylesine heyecanlılar ve kararlılar ki her yerde, her zaman "Evet" demenin  faziletini anlatıp duruyorlar. Üstelik tehditler de savurdukları oluyor, o yönünü şimdilik bir kenara bırakalım. Belki o yönü başka bir yazımızda söz konusu edebiliriz.  

Bu anayasa değişikliği maddeleri arasında milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi ile ilgili olan da var. O maddeyi savunan Evet'çi  AKP yanlıları ne diyorlar, bu değişikliği nasıl savunuyorlar dersiniz? Osmanlı Padişahi Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde  21 yaşındaydı, milletvekillerimiz niçin 18 yaşında seçilemesinler? Elhak (!) doğru söze ne denir ki?

Ama neylersiniz aklıma birdenbire Fatih Sultan Mehmet'in 21 yaşına kadar yaşamını nasıl teçhizatlandırdığı, kendisini  nasıl eğittiği; sonrasında padişahlığı sırasında nelerle uğraştığı geliverdi. Öyle ya güzel sanatlarla uğraşısını sürdürmüştü değil mi? Üstelik; ben bir yenisini, bir yeni özeliğini daha yazayım: Fatih'imiz; "Avni" mahlasıyla şiirler de yazmaktaydı.
Şimdi gelin de bu özelliklere sahip bir kişiyi 18 yaşında bile olsa milletvekili seçmeyin? Böylesi bir olumsuz uygulamaya alet olmak o güzelim 18'lik milletvekili adaylarımıza haksızlık olmaz mıydı?

Ben; biraz daha ileri gidip IV. Murad'ı örnek göstereceğim. Bilenler bilir Bağdat Fatihi IV. Murad da 11 yaşında tahta çıkmış, tahta çıkışından 5 gün sonra sünnet olmuş, 9 sene gölgede kaldıktan sonra 20 yaşında resmen padişah olmuştu. İnanmayanlar TV'lerdeki "Kösem" dizisini izleyip bilgi edinebilirler.
Derim ki milletvekilleri için de buna benzer bir uygulamaya geçilebilir(!) Ama bu işlerde bir terslik olmalı. Nedenine gelince bizdeki anayasa değişikliğine göre milletvekili seçilenler askerlik hizmetinden muaf olacaklar. Oldu mu şimdi? Fatih Sultan Mehmet olsun, IV. Murad olsun bunların hepsi cengaver, bırakın askerlikten ayrı olmayı ellerinde kılıç hele ki IV. Murad'ın elinde gürz savaş allah savaş? Bizimkiler ise haza "Asker kaçağı", evet; oldu mu şimdi?
Esenlikle kalınız...
TÜRKÇE İÇİN NOT
Eczaneci değil ECZACI