Biliyorsunuz; yazılarımda mümkün olduğunca hepimizi ilgilendiren konulara, örneğin; haksızlık ve adaletsizliğe karşı konuları ele alıyorum. Başta yönetici durumunda olanların içi dolu olmayan, halkı hiç ama hiç ilgilendirmeyen ya da menfaat kokan konuları da paylaşıp, ‘İşte bunlar’ diyorum...

Problemlerin çözülmesi için üst yöneticilere de olayların gerçek yönlerini anlatmaya, duyurmaya gayret ediyorum, geçmişten ve zamanımızdan örnekler verirken, halkın sesi olmaya çalışıyorum.

Son zamanlarda moda olan bir deyişle, ‘sessiz halkın sesi ya da çığlığı olmaya’ gayret ediyorum.

Tabii ki herkesi memnun etmenin imkânı yok...

Tabii ki bazıları iyi niyetimizi suistimal ederek bizleri yalanlarıyla aldatabiliyor...

‘Sen ne yapıyorsun?’ diyen birkaç okuyucuma kısaca yanıt vermek istedim.

Ne yazık ki, ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabiliyoruz...

Zaten kimse yaranmak, ya da kendimize bir kuruş menfaat sağlamak gibi niyetimiz de yok, eskiden bu yana, ya da ilk günden bu zamana kadar olmadı olmazda...

O da yaşlanır!

Eşi ili birlikte, Çeşme Alaçatı’yı birkaç yıldır mesken tutan ‘tenis aşığı’ Tolga Tatari sabah bir hatırlatma yaptı...

‘Her şey geçer, gündüz geceye dönüşür...

‘Sanat uzun hayat kısa’ demişler ama, sonunda sanat bile yaşlanır, hiçliğe doğru parçalanır..

Hiçbir şey sonsuza denk sürmez...

Ona ne kadar tutunmaya çalışsak da..’

Son iki günün dersin ise Ayşe Çavdar anlatmış:

‘Kötülüğün bizzat sizin hayatınız olup, sıradanlaşmasını istemiyorsanız: kendinizden güçsüz olanlara, zaten düşmüş, düşürülmüş olanlara tekme atmayınız...

Çünkü; o tekme her fırsatta dönüp sizin böğrünüze isabet edecektir.

İyisi mi, kimseye tekme atmayınız!...’

Ayşe Hanım iyice dolmuş olmalı ki, devam ediyor:

‘Ne acayip?

Allah’a inanıyor ama ilahi adalete inanmıyorlar!

İki gündür, hem kendi methinde, hem de başkalarının onun için yazdıklarında sürekli bir takım isimler geçiyor!

‘Kafka!’ diyor, mesela...

Bizim olduğunu düşündüğü tabulara sığınıyor.

Bir tek kendi Allah’ına sığınmıyor, neye ki?’

Ben bilmece gibi söylenen bu cümleleri çözemedim...

Dediğim gibi birilerine bir şekilde kızmış ama anlatımı da bu kadar...

İlginç geldiği için gündemime aldım...

Bizler de kızmıyor, sinirlenmiyor muyuz?

Bu kadıncağız şunu de eklemiş;

‘Eğer varsa çoluğuna çocuğuna laf eden, beddua eden, ondan çok farklı değildir!’

Zorlu bir sınav

Bornovalı emekli hava astsubay Halil Göçmen’in anımsattığı gibi, ‘Yaşamak dediğin zorlu bir sınav.

Ne kadar çalışsan da olmuyor.

Hayat çalıştığın yerden sormuyor!

Hayat herkese eşit davranmaz, kimini çıkmaz bir sokağa bırakıp ‘Yolun açık olsun!’ der, kiminin elinden tutar hayallerine götürür...

Biz eski zaman çocuklarıyız; küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bizlere..

Bir avuç sevgi, bir yudum huzur, bir dilim umut yeterdi, hepimize...

Harcanıp gidiyor ömür dediğin, bazen bir sevda uğruna, bazen bir ümit uğruna, bazen de bir hiç uğruna...’

HAFTANIN HABERİ

Bu kampanya öğrenciler için

İzmir Büyükşehir Belediyesi koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında başlattığı dayanışmaya bir yol daha ekliyor.

‘Askıda İzmirim Kart’ uygulamasıyla hayırsever İzmirliler, destek olunması gereken öğrencilerin kartlarına yükleme yapabilecek.

Dünyayı sarsan koronavirüs salgını pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de sosyokültürel ve ekonomik yaşamı büyük ölçüde olumsuz etkiledi.

Bu zorlu süreçte ihtiyaç sahiplerini yalnız bırakmayan, nakit yardımından erzağa, ücretsiz ulaşımdan askıda faturaya pek çok dayanışma

Kampanyasına imza atan ve yardımseverlerle yardıma muhtaç olanlar arasında köprü olan İzmir Büyükşehir Belediyesi; dayanışmasına bir yol daha ekledi, ‘Askıda İzmirim Kart’ uygulamasını başlattı.

Ilıca Plajı yine cıvıl cıvıl!

Türkiye’nin en güzel plajı seçilen Ilıca'da Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) nedeniyle 6 metrekarelik sosyal mesafe locaları oluşturuldu. Kimi vatandaşlar maske ile denize girerken, kimi vatandaşlar maskelerini çıkardı. Çocuklarının doğum gününü kutlayanlar, deniz özlemi çeken vatandaşlar belediye tarafından yapılan sosyal mesafe localarında dinlenerek güzel havanın tadını çıkardı. Ilıca Plajı eski cıvıl cıvıl günlerine geri döndü.

‘10 Bin asker konuşlandırmak istedi’

Başkan Donald Trump yönetiminden bir yetkili Başkan'ın başkent Washington’da 10 bin asker konuşlandırmayı istediğini bildirdi.

Reuters haber ajansına konuşan yetkiliye göre Trump bu isteğini, başkentte ve diğer kentlerde protesto gösterilerinin arttığı geçen hafta dile getirdi.