2004 yılından  günümüze köşemde çeşitli konularda ve özel günlerde içerikleri ile ilgili yazıyorum. Şöyle bir düşündüm de, ilk yıldan bu yıla bayramlarımız, 8 Mart, 23 Nisan, 29 Ekim, 30 Ağustos,  5 Aralık gibi değerli ve anlamlı günlerde yazdıklarım hep gri veya siyah. Hepsinde beyazı arıyorum. Yaşanmışlıklar içinde hayatım,  çocukluğum ve gençliğim sanki milattan önce. Yaşamımda milattan öncesinin pırıltıları, mutlulukları yıl be yıl azalmış solmuş. Hep geçmişi, eskileri özler olmuşum. Bu yıl ki şeker bayramı arifesinde bayramı hisseden bayramlık bir yazı yazmak için zorlanıyorum. Çoğu insanlarımızın da aynı duyguları paylaştığını görerek  

***

“Bayram” ulusal ya da dinsel yönden önemi olan, kutsal sayılan ve “Ulus’ça” kutlanan gün. Vikipedi’de “Bayram; milli, dini veya özel olarak, önemi olan ve kutlanan gün veya günlerdir” diyor. Her iki tarif yılın belli gününde günlerinde kutlanan geleneksel ve toplumsal sevinç oluyor. Bu bağlamda bizlerin, benim hayatımda M.Ö diye tanımladığım dönemlerde geleneksel ve toplumsal sevinçler yaşanan zamanlarmış. Milattan sonra dediğim zamanlarda kaybettiklerimiz değerler “geleneksel ve sevinç olmuş ne yazık ki.”  

***

Tüm dünyayı saran medeniyetler çatışması, İslam ülkelerinde ki siyasi, ekonomik, teknolojik gerilik, şiddet sarmalı. Tüm bunlardan nasibi alan Türkiye. Çok uzun yıllardan bu yana dozu artan tedirginliklerin yanı sıra ekonomik çöküşteki işsizlik, girdiğimiz şeker bayramında bırakın şeker alabilmeyi evine ekmek alamayan, çöpten ekmek arayan insanlarımız. Paranın her şey olduğu enjekte edilmiş, soldurulmuş, unutturulmuş değerlerin; bu gün üstüne para verilerek reklamlarda topluma hatırlatılması ne kadar acı. Geçmişte anlatılan bayram temizlikleri, alışverişler, sofralar, ziyaretler bu günün tablosunda yok bile. Bu günler tatil olmuş, evler kapanmış, tatile gidemeyenlerde de “Bayram yapacak” hal yok. Bayram coşkusu sevinci yok. Bayram sonrası kapanabilecek fabrikaları, iş yerlerini, gittikçe azan terörü, savaşı, şehit cenazelerini izlemekten de hal kalmadı. Mutlu azınlıklar, magazinde gerçeği örtüyor gibi görünse de samimiyetsiz. Yaşamın temel duygusu “Umut”a sarılarak yine de her şeyin güzel olacağı "iyi bayramlar" diliyorum, gelecek için.