Sevgili okurlar sanırım bu yazımla İZBAN üzerine dördüncü kez yazmış olacağım. İlginçtir doğrudan ya da gazete yoluyla bir açıklama geldiğini hatırlamıyorum. Eh, bu konu da o kurumun Halkla İlişkiler Biriminin sorunu olmalı(!) Ben de yapılan(mayan)ları izlemeyi sürdüreceğim, kendimce. Bu da benim sorunum.
***
Vapur, kişisel olarak benim sürekli kullandığım ulaşım aracı. Bu seçimimde, elbette Karşıyaka'dan Konak'a gidiş için yerleşim yerimin uygunluğu ön planda geliyor. Ancak; zaman zaman Konak gidişi için Halkapınar aktarmalı İZBAN'nı seçtiğim de oluyor.
Geçtiğimiz Cuma günü (13.01.2017) haydi değişiklik olsun diyerek Karşıyaka İstasyonuna geldim. Saat 07.50 civarıydı turnikelerden geçip perona inmeyi düşünürken merdivenlerden çıkmakta olanları görünce "Eh, Galiba treni kaçırmış olacağım" dedim kendimce ama aşağıya inmemi de sürdürdüm. İyi ki de sürdürmüşüm. Aşağıya indiğimde katarın tüm kapıları arıların kovanlarının ağzındakine benzer yolcu yığılmasıyla doluydu. Öyle bile olsa gelmiş yetişmiştim, binmem kaçınılmazdı.
İyi ki; İZBAN'ın görevli trafik polisleri olmuyor. Durun, nedenini  hemen sormayın. Anlatacağım. Hani zaman zaman TV'lerde haber konusu olur;  ....Hatlı 15 kişilik minibüste trafik denetlemesi sırasında 45 yolcu olduğu görülür de ceza uygulaması yapılır ya, işte ona benzer. İyi ki bizde yani bizim İZBAN'ımızda buna benzer bir denetleme yoktu, olsaydı yanmıştık. Ben, son yolcu olarak itiş kakış binebilmiştim. Binebilmiştim ama hiç sormayın, ayaklarım yere değiyor değmiyor benzeri yolcular arasında sıkışmıştım.
Üstelik, bu arada Alaybey İstasyonuna gelmiş, yeni yolcularımızı da konuk eder olmuştuk. Vagon içindeki sesli uyarı sistemleri çalışmıyor, buna karşın geldiğimiz her yeni istasyonun peronlarındaki "Sayın yolcularımız, trenimizin hemen arkasından bir diğeri geliyor, acele etmeyin" anonsu vagon içinden bile duyulabiliyordu.
Öğrendim; meğerse "PİK" saatmiş, her zaman öyle olurmuş. Yolculuğunu aynı saatlerde yapanlara sabır diliyorum. Araştırdım; "PİK-İng. Peak" saat yolcunun yoğun olduğu saat demekmiş. Kendimce düşündüm; örneğin İZBAN yetkilileri bu saatlerde yolculuk yapmayı deneyebilirler mi? Bir deneseler var ya bayağı şenlik olurdu.
Kısacası; PİK/MİK, İZBAN yöneticileri, bunca yıllık deneyimleri olan yetkililer bu türlü akıl almaz yolculuk serüvenine bir çözüm bulamazlar mı? Bulurlar elbet, yeter ki istesinler, yeter ki ilgi göstersinler.
***
Bir perondaki, bir duraktaki sundurmalar ne işe yarar ki? O sundurmalar yolcuları ya güneşten ya da yağmurdan korumak için konulmuş olmalılar. Bilmiyorum diğer istasyonlardakiler de öyle mi? Ben, Turan İstasyonunda yağmurlu bir günde yaşadıklarımı bir ölçüde anlatmaya çalışacağım.
Efendime söyleyeyim, yağmurlu bir günde Turan İstasyonunda yaşadıklarımı hatırlıyorum. Tüm peron boyunca uzanan o sundurmaların yağmur suyu akıntısı olmayan noktası yoktu. O yolcuların şemsiyelerini açarak beklemekten başka çözümleri olabilir miydi? Kendi kendime sordum durdum; "Eğer bu sundurmalar için para ödendiyse, günah olmuş demektir".
***
Yazımın başında belirtiğim üzere İZBAN üzerine üç-dört yazım vardır sanıyorum. Bu yazıların hepsinde de peronlardaki hareket zamanını gösteren dijital levhalardaki bekleme sürelerinin, gerçeği yansıtmadığını dile getirmişimdir.
Bildiğim ve tahmin ettiğim kadarıyla sistemdeki tren katarları sürekli olarak bir merkezden denetlenmektedirler. Bu ne demektir; şu numaralı katar şu istasyondadır ve sonraki istasyona varabileceği süre de bilinmektedir. O halde ne demektir o saatlerdeki değişiklikler? Bir bakıyorsunuz 11 dakika iniyor 8 dakikaya sonra değişiyor 10 dakika oluyor(!) Demem o ki bu bekleme dakikaları hiç de inandırıcı değil. Yetkililer bilsinler ki herkes bu durumdan yakınıyor.  
Bunun ötesinde, bir isteğimiz daha vardı galiba istasyonların girişinde gelecek trenin saatini gösteren dijital panonun varlığı yararlı olacaktır. Öyle ya; telaşla perona iniyorsunuz  baktığınızda epeyce zamanınız var, çıkıp gidemezsiniz. Ola ki diğer ulaşım araçlarını seçmek isteyebilirdiniz ya da kalan zamanı başka amaçla kullanabilirdiniz.  
***
Alsancak İstasyonu İZBAN'ın Kabe'si midir diye yazmıştım galiba. Bir denesinler bakalım ya da anket yapıp sorsunlar Alsancak'a uğramaksızın ekspres gidecek katarlar yolcular tarafından tercih edilecek mi?
O Alsancak istasyonunun hiç sormayın benim yaşamımda önemli bir yeri vardır. Orası; benim gençlik yıllarımın unutulmaz anıları ile doludur. Ama bunlar ayrı şeylerdir. Havaalanına gidecek bir yolcuyu Alsancak'a sokup yetiştim yetişemedim stresine sokmak ayrı şeydir. Bakın onun da çözümü vardır mutlaka. Üç trenden birini Alsancak'a sokarsınız diğerleri doğrudan seferlerini sürdürürler. Önemli olan çözümü bulmak değil midir, sonunda?
İyi yolculuklar dilerim. Esenlikle kalınız...
TÜRKÇE İÇİN NOT
Bilader değil BİRADER