Eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı'nın Tunç Soyer olduğunu açıkladı, herkes heyecanlandı. Bunu onaylamayanlar ''16 Ocak Çarşamba günü açıklanacak, böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor'' dese de aday kesinlikle Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer. 

Tunç Soyer'in başarısı zaman zaman küçümsenmeye çalışılsa da bunun yanlış olduğunu tüm gönül rahatlığıyla savunabilirim. Çünkü yazlığımız Seferihisar Sığacık'ta. Ben Sığacık'ta büyüdüm. Çocuk sayılacak yaşlarımızda eğlence için  Çeşme'nin plajlarına gider dururduk. Ancak onun otelinin havuzuna gittiğimizde Çeşme'den vazgeçerdik, havuz barını çok severdik.Bazılarımız sörf dersi alırdı. Bizim bakir plajlarımız için büyük bir eğlence dünyası vardı orada. Ailelerimizde yol gitmiyoruz, yakınlarında kalıyoruz diye mutlu olurlar gönül rahatlığıyla bizi Teos Village' a mutlulukla gönderirlerdi. Tunç Soyer ile ilk güzel anımız onu tanımadan burada başladı. 

Derken Tunç Soyer Seferihisar'a Belediye Başkanı oldu. Şahsen ben çok sevindim. EXPO 2015 İzmir Yönlendirme Kurulu ve Yürütme Komitesi Genel Sekreterliği görevini üstlendiğinde onunla ilk röportajımı yapmıştım. Tabii gençlik ve havuz maceralarımı anlatmamıştım. Ondan çok etkilenmiştim. İzmir'in dünyadaki yerini anlatıyordu bana ve o bunları anlatırken sanki Rodin heykelinin başında nasıl kendinden geçiyor ve etrafındaki her şeyi unutuyorsa, işte o sahneyle karşı karşıyaydım, o İzmir için hedefleri açıklarken bir sanatçı gibi kendinden geçiyordu. 

Sanatçılığının mükemmelliğini de Belediye Başkanlığı'nın ilk yılında uluslararası yerel kalkınma modeli Cittaslow (Sakin Şehir) hareketini Türkiye'ye taşıyarak ve bunun ülkeye yayılmasını sağlayarak gösterdi. Ve 2013'te merkezi İtalya'da bulunan Cittaslow Birliğinin Genel Başkan Yardımcılığı'na getirildi. 

Seferihisar'daki başarısı sadece ekonomik kalkınma değildi. Şimdi aktaracaklarımı pek çoğunuzun hiç bilmediğine eminim. Dediğim gibi ben Sığacık'ta büyüdüm. Tunç Soyer Başkan olana kadar Seferihisar ve Sığacık sokaklarında yerli tek bir kıza, kadına rastlamamıştık. Sığacık Kale içinde bile kızları göremezdiniz. Kamp işletmelerinin kızları arkadaşlarımızdı ve maalesef onlarla hiç denize girememiştik.Kızlar sadece tarlada çapa yaparsa yapardı, eğlenmeye hakları yoktu. Babaları izin vermezdi. Bugün o çocukluk arkadaşlarımı hatta çocuklarını mutluluk içinde sokaklarda gülerken,çalışırken ve erkeklerle kendilerini eşit hissettiklerine tanık olarak, her yerde görüyorum. Kızları 15 inde evlendiren halk, kızları üniversiteye gitsin diye heyecan duymaya başlamıştı ve sokağa çıkamayan bu kadınlar ailelerine ekonomik destek vermeye başladılar. Sokağa çıkamayan kadının, iş kadınına dönüşümünün muhteşem mimarı iflah olmaz sanatçı Tunç Soyer'dir. 

İzmir'in şansı dönüyor, Tunç Soyer öyle bir umut ki, Türkiye'nin de şansı İzmir ile birlikte dönecek. İzmir'deki küsler barışacak. Piriştina'nın başlattığı, herkes tek şemsiye altında, tek yumruk ruhu ile yine sesini tüm Türkiye'ye duyuracak. Yarın da tüm bu engellemelere rağmen Tunç Soyer'in bu işi almasında etkili olan İzmirli kim onu yazacağım. Sahne arkasındaki oyun kurucu da en az Tunç Soyer kadar dikkat çekici.