Türkiye'nin şehirlerinin büyük çoğunluğunun bir kimliği vardır; Antalya "Turizm Şehri", Mardin "Dinlerin Buluştuğu Şehir", Rize "Çayın Başkenti" gibi.
Yıllar geçti belediye başkanları değişti, valiler değişti ama İzmir'e bir kimlik bulunamadı. "Tarım Şehri "dedik olmadı, "Sanayi Şehri" dedik tutturamadık. O zaman, "Turizm Şehri" diyelim dedik otellerin yatak kapasitesi eksik kaldı. Hadi bir de "Kongreler Şehri" yapalım dedik bu defa da yeterli büyüklükte salon bulamadık. "Fuarlar Şehri" dedik ama her yapılan fuarı eleştire eleştire bir hal olduk. Yılların Enternasyonel Fuarını da hem açıldığı ayı hem içeriğini değiştire değiştire fuarın başını döndürdük.
Yani İzmir'in bir kimlik sorunu olduğu çok net ortada. İzmir her faaliyetin yapılması için uygun bir alt yapıya ve kültüre sahip aslında. Lazım olan şehrin sosyal yapısı ve kültürüne de ters düşmeyecek ve kabullenebilecegi bir kimlik bulmak.
Bunun için hem merkezi hükumet, hem yerel yönetimler hem de sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek ortak bir paydada buluşup İzmir' e bir kimlik kazandırması gerekmektedir