Aykut Polatlı-Eğitim-İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı  Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci ile öğretmenlerimizin yaşadığı sıkıntılar ve 24 Kasım'da yapacakları meşaleli yürüyüşü ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik.


-24 Kasım'ın sizin için önemi nedir? Söyleşimizi gerçekleştirmeden öncesi yaptığımız sohbette meşale yürüyüşünden söz etmiştiniz.

1981 yılından beridir 24 Kasım öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. 24 Kasım'ın buradaki önemi Atatürk'ün başöğretmenliği kabul etmesinden gelmekte. Bakanlar Kurulu, 11 Kasım 1928 günü yaptığı toplantıda Atatürk'e 'Millet Mektepleri Başöğretmenliği' ünvanı verdi. 24 Kasım ise Atatürk'ün başöğretmenlik ünvanını kabul ettiği tarih oldu. Atatürk savaş koşullarında bile eğitime büyük önem vermiştir. Harf Devrimi ve Tevhid-i Tedrisat Yasası gibi düzenlemeler ile eğitimde yaşanan geri kalmışlığı ortadan kaldırarak çağdaş, bilimsel ve kamucu bir eğitim anlayışını hayata geçirmeye çalışmıştır. 'Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olurdum' diyen Atatürk, ulusumuzun kendisine sunduğu başöğretmen ünvanını sonuna kadar hak etmiştir. 24 Kasım 2014 günü yapacağımız yürüyüşümüz bu açıdan anlamlıdır. Meşalelerle gerçekleştireceğimiz yürüyüşümüzde Eğitim-iş üyesi eğitim emekçileri olarak, öğretmenler gününde mesleki sorunlarımızı ve ekonomik taleplerimizi dile getirecek ve kamuoyu ile paylaşacağız.

-Yürüyüşünüzün güzergahı nedir?

Eğitim-iş'in İzmir'de örgütlü üç şubesinin katılacağı 24 Kasım günü yapılacak meşaleli yürüyüşe konfederasyonumuza bağlı sendikalarımız da destek verecek. Yürüyüşümüz saat 18.30'da Fuar Basmane 9 Eylül kapısından başlayacak ve Büyükşehir Belediyesi'nin önünde sona erecek. Katılımın oldukça yüksek olmasını bekliyoruz.

-Buna sadece bir yürüyüş olarak mı bakmalıyız? Bu yürüyüşte bir takım taleplerde de bulunacak mısınız?

Bir emek örgütü olarak bizim bir elimizde ülkemiz, diğer elimizde de emeğimiz vardır. Eğitim-iş ve bağlı olduğumuz konfederasyonumuz Birleşik Kamu İş'in bu ilkesini her fırsatta dile getiriyoruz. Eğitim iş ve Birleşik Kamu İş bu iki alandaki mücadelesini kesintisiz devam ettirmektedir. Ülkemizin içerisinden bulunduğu dönem emek mücadelemizin bir adım geri planda kalmasında rol oynamıştır. Ulusal ve insani değerlerimize yapılan saldırılar nedeniyle sayısız eylem ve basın açıklaması yaparak bir duyarlılık oluşturmaya çalıştık. Bu mücadelemizi devam ettirmekteyiz. 24 Kasım günü yapacağımız meşaleli yürüyüşte de emek mücadelemizi ön plana çıkaracak ve ekonomik taleplerimizi dile getireceğiz.

-Ekonomik talepleriniz derken?

AKP iktidarında öğretmenlik mesleği olabildiğince değersizleştirildi. Bu dönemde öğretmenlerimize az çalışıyor, çok kazanıyorlar diyen başbakan ve bakanlar gördük. Bu iddia en tepedeki yetkililer tarafından dile getirilmesi sonucu bizler de bunun doğru olmadığını ispatlama gayreti içerisinde olduk. Şimdi biz iddia ediyoruz: Türk öğretmenleri Avrupadaki meslektaşlarından daha az çalışmıyor hatta bir çok ülkedeki meslektaşlarından daha fazla iş yüküne sahiptirler fakat onlardan daha az kazanıyorlar. Bu belge ve istatistiklerle ispatlanmış bir durumdur. Şimdi bu yürüyüşümüzde kamuoyunu yanıltan yetkililere seslenecek ve ekonomik taleplerimizi ileteceğiz. Geleceğin yurttaşlarını, bireylerini emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin ekonomik taleplerini kamuoyunun da bildiğini ve desteklediğine eminiz.
Taleplerimizden söz etmek gerekirse bunları 4 ana başlık altında topladık: Eğitimcilerin yani öğretmenlerimizin maaşlarının iyileştirilmesi, emekli olan öğretmenlerimizin insanca yaşayacağımız bir emekli maaşının verilmesi, 2014 yılı enflesyon farkının telafisinin giderilmesi, tenefüslerde görevli nöbetçi öğretmenlerimize ücret ödenmesini talep ediyoruz.

- Emekliliğe hak kazanmış birçok öğretmen var. emekliliği gelen öğretmenlerimizin emekli olmamamasının sebebi nedir?

Şimdi bir öğretmenimiz emekli olduğunda maaşında ortalama 1300 liralık bir eksilme oluyor. Bu yüzdende emeklilikte insanca yaşayacak maaş talebimiz son derece isabetli bir taleptir. Öğretmenlerimiz emekli olduklarında aylık gelirleri %40'tan fazla azalmaktadır. Eğitim emekçilerimiz için bu son derece yüksek bir kayıptır. Türlü taksite girmiş veya çocuğunu evlendirecek olan öğretmenlerimiz için emeklilik günleri son derece korkulan bir durum olmuştur. Bu nedenle emeklilikteki kayıpların kabul edilebilir sınırlara çekilmesini ve öğretmenlerimizin gönül rahatlığı içinde huzurlu bir şekilde emekli olmasındaki engellerin giderilmesini talep ediyoruz. Bu talebimizin yerine getirilmesi atama bekleyen 300 binin üzerindeki öğretmenimiz için de umut olacaktır. Öğretmenlik çok zor bir meslektir. Emekli yaşı geldiği halde emekli olamayan öğretmenlerimizin çalışmak durumda olması verimlerinde de düşüşe neden olmaktadır.

- Maaşta iyileştirme ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Maaşların iyileştirilmesi talebimiz de son derece önemlidir. AKP iktidarı döneminde öğretmenlerin maaşlarında diğer memurlarla kıyaslandığında önemli ölçüde gerileme yaşanmıştır. Eğitim emekçilerimiz, 2011 yılında çıkarılan 666 sayılı kanun hükmünde kararname ile maaşlarda yapılan iyileştirmeden yararlandırılmamışlardır. Bugün öğretmenlerimizin çoğu ek gelir peşinde koşmak durumundadır. Halen öğretmenlerimizin ortalama maaşı 2300 TL civarındadır. TÜRK-İŞ'e göre Eylül 2014 itibariyle dört kişilik bir aile için açlık sınırı 1190 TL, yoksulluk sınırı ise 3876 TL'dir. Özellikle eşi çalışmayan öğretmenler için durum son derece vahimdir. Aylık ortalama gelirleri yoksulluk sınırının ancak %58'i kadardır. Geleceğin nesillerini emanet ettiğimiz, onlardan çağdaş, aydın bireyler ve yurttaşlar yetiştirmelerini beklediğimiz öğretmenlerimizin bu beklentileri karşılayabilmek için öncelikle kendilerini sürekli yenileyebilmeleri gerekir. Günlük gazete, bol bol kitap okuması, çeşitli yayınları takip etmesi, sinema ve tiyatroya gitmesi gerekir. Aksi takdirde eğitimden beklentilerimizin gerçekleşmesi olanaksızdır. Bu nedenle iktidarlar öğretmenlere, onları mesleğin gerektirdiği bir yaşam standardına ulaştıracak aylık geliri mutlaka sağlamalıdırlar.

-Maliye Bakanı enflasyon farkının artık verilmeyeceğini açıkladı. Bu taleplerinizin siyasiler tarafından karşılık bulacağını düşünüyor musunuz?

Eğitim-iş olarak 24 Kasım'ı kutlanacak değil, mücadele edilecek bir gün olarak görüyoruz. Biz taleplerimizin 2015 bütçesinde yer almasını ve bir planlama ile hayata geçirilmesini istiyoruz. Bu haklı ve meşru taleplerimizi elde edene kadar mücadele edeceğiz. Önümüzde de genel seçimler var. Siyasetçilerin seçimleri düşünerek hareket etmesini istiyoruz. Öyle olmaz ise öğretmenlerin insanca yaşama haykırışına kulak tıkayanlar sandıkta gereken cevabı alırlar.