Almanya'da yaşayan Alexander Schlıenbecker, 2007 yılında evlatlık olduğunu öğrendikten sonra gerçek ailesini araştırmaya başladı. Ablası 3, kendisi de 2 yaşındayken 1988 yılında İzmir'de bir caminin önüne bırakıldıklarını öğrenen Schlıenbecker, Türkiye'de ailesini aradı ancak herhangi bir ize ulaşamadı.

Ulusal bir gazeteye kısa bir süre önce haber olan Schlıenbecker, daha sonra Türkiye'de bir televizyon programına katıldı. Bu programda ailesine ulaşan Schlıenbecker, annesinin İzmir'de, babasının da Ankara'da yaşadığını ve 19 kardeşinin olduğunu öğrendi.

Annesiyle İstanbul'da buluşan Schlıenbecker, daha sonra eşi, çocukları ve 8 kardeşiyle İzmir'e geldi. Burada annesinden bir an olsun ayrılmayan Schlıenbecker, Almanya'ya dönmeden önce bir camide Müslüman oldu.

Schlıenbecker, Buca ilçesindeki annesinin evinde Almanya'daki ailesinin evlatlık olduğunu hiçbir zaman kendisine söylemediğini belirtti.

Çocukları olduktan sonra evlatlık olabileceğini düşünmeye başladığını anlatan Schlıenbecker, "Sosyal medyadan uzun yıllar araştırmalar yaptım. İzmir'e geldim, ailemi aradım ama bir sonuç alamadım. Geçtiğimiz günlerde de Türkiye'de yayın yapan bir televizyon programına katıldım. Onların sayesinde aileme gerçek anne ve babama kavuştum. Çok mutluyum bu benim için bir hayaldi. İsmimin Vedat olduğunu söylediler, ablamın da Hülya...Yıllar sonra gerçek ailene kavuşmak çok güzel, sevinçliyim." diye konuştu.

Schlıenbecker, Türkiye'ye dönüp dönmeme noktasında henüz karar vermediğini sözlerine ekledi.

Anne Fatma Korhan (58) da ilk eşiyle kaçarak evlendiklerini, ayrıldıktan sonra 2 yaşındaki Vedat ve 3 yaşındaki Hülya'yı babalarına verdiğini söyledi.

Babalarının çocuklarını cami avlusuna bıraktığını yıllar sonra öğrendiğini anlatan Korhan, şunları belirtti:

"O dönem abim, 'Çocuklarını ver gel' dedi. Ben de babasına çocukları verip ailemin evine döndüm. Çocukları mecburen babalarına verdim. Ben o zamanlar bilmiyordum, babaları bakıyor sanıyordum. Birileri sonra bana, 'Çocukları Almanya'ya götürdü.' dedi. Bunu öğrenince çok ağladım. Kızım eteğimi tuttu bırakmadı, o anlar gözümün önünden hayatım boyunca hiç gitmedi."

Korhan, oğlunun kendilerine ulaşmaya çalıştığını duyunca ilk başta buna inanmadığını vurgulayarak, "Ağladım, televizyona baktım hemen. İnanmadım başta ve çok şaşırdım. Çocuğuma, Vedat'a sarılınca annemden doğmuş gibi oldum. İnşallah Hülya da gelir. Ona da sarılıp koklarsam yeter bana. Çocuklarımı hiç unutmadım. Sonradan doğan bir kızıma da Hülya ismini koydum. Bu Hülya'yı diğerinin yerine koydum. Hiç unutmadım. Yemek yiyorum boğazıma takılıyor. Hep dedim onlar ne yedi, açtır, toktur bilmiyorum." ifadelerini kullandı.