İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, iş dünyası, yargı, emniyet, istihbarat, polis herkesin el ele vermesi gerektiğine dikat çekti. Güre, "Adaleti ayakta tutmalıyız. Siyasi iktidarlar değişebilir ama yargıyı ayakta tutamazsak hiçbir şeyin faydası yok. Buna herkes katkı vermeli. Kanunlara uyanlar açısından yargıdan korkulacak bir şey yok. Sermaye, huzurlu ve güvenli bir ortama adaletli bir düzene gelir. Bunu yargı, güvenlik güçleri ve iş dünyası ile birlikte sağlayacağız. Bu bir sac ayağıdır" dedi.

Yol göstericimiz hukuk

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Ekim ayı olağan meclis toplantısına katılan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, yargı mensubu olarak zor bir iş yaptıklarını söyledi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır'da olduğunu kaydeden Güre, o dönemde topyekün mücadele ile üzerlerine düşeni yaptıklarını ve hukuka uygun olarak soruşturma başlattıklarını anlattı. Güre, hukukla ilgili devamlı bir kaygının ön planda olduğunu söyledi. Devletin bir parçası olduklarını ve hukuka bağlı olarak devlete hizmet ettiklerini kaydeden Güre, "Hukuka uygun deliller varsa, o kişinin yada kurumun sıfatına bakmadan yasal gereğini yaparız. Türkiye dışarda büyük bir beka mücadelesi veriyor. İş dünyası, yargı, emniyet, istihbarat, polis herkesin el ele vermesi gerekir. Adaleti ayakta tutmalıyız. Siyasi iktidarlar değişebilir ama yargıyı ayakta tutamazsak hiçbir şeyin faydası yok. Buna herkes katkı vermeli. Kanunlara uyanlar açısından yargıdan korkulacak bir şey yok. Sermaye, huzurlu ve güvenli bir ortama adaletli bir düzene gelir. Bunu yargı, güvenlik güçleri ve iş dünyası ile birlikte sağlayacağız. Bu bir sac ayağıdır" diye konuştu.

Yargı teşkilatının yüzde 40'ı yenilendi

Meclis üyelerinin sorularını cevaplayan Güre, 'Türkiye'de adalet yok' eleştirilerine yanıt verdi. Yargının sorgulanabilir hale geldiği sürece gelişebileceğini anlatan Güre, yargının uzun yıllar sorgulamadan uzak tutulduğunu dile getirerek, "Bu ülkede 15 Temmuz'dan önce de darbe girişimleri oldu. Yargı da üniversiteler de darbe girişiminin yanında durdu. Öz eleştiri yapmamak doğru değil ama artık yapıyoruz. 15 Temmuz'da yargı ilk kez darbenin karşısında durdu. Bu bir kırılmaydı. Ama sadece biz değil sokaktaki vatandaş da darbenin karşısında durdu" diye konuştu.
Yargının, darbe girişiminin ardından yüzünü milletine döndüğünü söyleyen Güre, "Kendimizi eleştirmemiz gereken nitelikli hakim ve savcılara ihtiyacımız vardı. Hızlı sonuç almayı kolaylaştırmak gerekiyordu. Yüzde 40'ı yenilenmiş bir teşkilat düşünün. Aramızda 3- 4 yıllık kıdemi olan meslektaşlar var. Yargıya vurmak kolay. Çünkü biz konuşamıyoruz. Böyle bir dezavantajımız var" dedi.  

Kadına şiddet konusu kısa vadede çözülmez

Kadına şiddet konusunda yargının çözüm üretme konusunda yetersiz kaldığına dikkat çeken Güre, "Bu konu toplumun bir yarasıdır. Ortada mevzuat var. Yargı ve kolluk ayağı var. Mevcut sistem bu işi çözemiyor. Çözümü sağlama konusunda başka bir sorun var. Bu da toplumdaki dejenerasyondur. Kadına verilen değerde sorun var. Bu sorunu mevzuatla çözemiyoruz. Değişiklikler yapılır çözüm önerileri dile getirilir. Şiddet gören bir kadın savcılığa müracaat ediyor. Uzaklaştırma kararı veriliyor. Ama bir şekilde kadın şikayetinden vazgeçiyor. Yargının aldığı karar çözüm olmuyor. Bizim yetkimizi aşıyor. Bu sorun rakamlara bakıldığında kısa vadede de çözülmeyecek gibi görünüyor. Herkesin şapkasını önüne koyması lazım. Bunun ekonomik, siyasal, sosyolojik sebepler var. Hep beraber beyin fırtınası yapılmalı ve toplumun yapısına uygun çözüm bulunmalı. Kadın şikayetinden neden vazgeçiyor, bunu anlamak lazım" ifadelerini kullandı.

İzmir'de yıllık 150 binden fazla soruşturma açılıyor

İş insanlarının, sermayenin Türkiye'ye gelmesi konusunda yargının rolüne dikkat çekmesi ve hızlı çalışması konularında görüşlerini açıklayan Güre, şunları söyledi: "Hızlanmamız gerektiği doğru. İzmir Adliyesi'nde teknoloji konusunda yeterli karşılığımız var. Ama uyuşmazlıkların sayısı artıyor. Adliyedeki yargı personelinin yarıya yakını 10 yılın altında kıdeme sahip. Onlar bu yargı yükünün altındalar. Bizden beklentiyi karşılamaya çalışıyoruz. Fiziki şartlar birçok adliyeye göre iyi. İzmir'de 1 yılda 150 binden fazla savcılık soruşturması yapılıyor. Hızlı sonuç almak için kendi içimizde çözüm üretiyoruz."

Bizden korkmanıza gerek yok

Yargı reformu sürecinden geçildiğini ifade eden Başsavcı Güre, yeni uyuşmazlıkların ortaya çıktığını ve yargı sisteminin hepsine ayak uydurması gerektiğini savundu. Bir İzmirli olarak kentin hak ettiği yerde olmadığını öne süren Güre, bunda iş hayatı, siyaset ya da yargının birlikte sorumlu olduğunu belirterek, "Adil yargıyı bütün topluma kabul ettirmeliyiz. Kapımız herkese açık. Meslektaşlara, baroya ve size kapımız açık. Bizden korkmanıza gerek yok. Sizin için, bu şehrin huzuru için hizmet vermeye çalışıyoruz. Diyarbakır'da yaptıklarımız ortada. Bu şehre de güzel şeyler katacağımız konusunda iddialıyım" dedi.