İskender Dörtoluklar- Yargıtay'ın iş yükünü azaltacak meslek içi eğitim programının toplumda bir güvensizlik yarattığı sorusunu yanıtlayan Gerçeker, "Adalet en üstün değerdir. Adalet gücün yoksa o devletin ayakta durması mümkün değildir. Bu soru adalete güvensizliğin neticesinde ortaya çıkıyor" dedi.

'Hukukta Kariyer Günleri'  paneline katılan  Yargıtay Eski Başkanı Hasan Gerçeker, öğrencilere deneyimlerini aktardı. Yargıtay'ın iş yükünü hafifletecek çalışmaların toplumda meydana gelen yansımaları ile ilgili olarak konuşarak, "Bir sorumluluğu üstlenince o sorumluluk gereği olan mücadeleyi vereceksiniz. Yargıtay'ın iş yükünü hafifletmek için çalıştım ama mümkün olmadı o süreç hala devam ediyor. Adalet en üstün değerdir. Adalet gücün yoksa o devletin ayakta durması mümkün değildir. Bu soru adalete güvensizliğin neticesinde ortaya çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan iş yükü bizim ülkemizde ortaya çıkıyor. Yargının hızlandırılması için geçici önlem paketleri hazırlanıyor. Avrupa ülkelerinde hakim ve savcı sayısındaki ölçütler bizimkinin üç katı. Atina'da bile 100 bin kişiye 25 hakim ve savcı düşerken bizde bu sayı 9'da kalıyor. Hakim kadrosu 30 bin olması gerekirken bizdeki 15 bin kişilik kadroların 12 bin tanesi ancak dolu durumda. Türkiye Adalet Akademisi'nden 2 bin hakim yetiştirmekle oluşan bu açığı kapatamıyoruz. Basında yer alan bir dosyaya bir dakikada bakılıyor düşüncesi doğru değil. Vatandaşın adalete olan güvenini kazanabilmek gerekir. Çaresi İstinaf Mahkemeleri'nin kurulmasında. Ben İstinaf Mahkemeleri'nin olmadığı ülke görmedim. Bu bir zorunluluk. Bu mahkemelerin bir an önce kurulması gerekmektedir" şeklinde konuştu. Konuyla ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcısı  Durdu Kavak ise, "İstinaf Mahkemeleri'nin 2013 Eylül ayı ya da 2014 Ocak ayında faaliyete geçmesi bekleniyor. Ama bu mahkemelere geçilebileceği konusunda emin değilim" dedi.

Adalet erken gerçekleşmeli


28 Şubat süreci kapsamında süren soruşturma ve beraberindeki tutuklamalar hakkında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gerçeker, "Yargı ve adalet neyi gerektiriyorsa kendi mecrasında devam edecek. Eski bir hukukçu olarak bu konuda birşey söyleme şansına sahip değilim. Bizim arzu ettiğimiz bütün çabamız hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkelerinin bütün kurumlarıyla hayata geçirilmesidir. Bütün meslek hayatım boyunca da ben adaletin en iyi ve en erken şekilde gerçekleşmesi çabası içinde oldum. Tabi şimdi emekliliğim için de aynı şeyleri söylüyorum. Kanunlarda bu konular zaten belli. Hakimlerimiz de savcılarımız da mutlaka o kurallara göre gereğini yapacaktır. Onun dışında birşey söyleme şansına sahip değiliz. 40 yıllık meslek hayatımda ve 3 buçuk yıllık Yargıtay Başkanlığım sırasında ilkelerim gereğince doğru olan şeyleri söylemeye çalıştım. Demokratik sistemde, iktidar birşey söyleyecek, muhalefet birşey söyleyecek, tartışılacak değerlendirecek, en iyi şekilde vatandaşlarımız değerlendirecek" açıklamasında bulundu.