Pandemi sürecince alkışlanan ama bir türlü talepleri yerine getirilmeyen sağlık çalışanları iş bıraktı. Talepleri yerine getirilene kadar eylemlilik süreçlerinin artarak devam edeceğini belirten sağlık çalışanları belki de süresiz eyleme gideceklerini haykırdı.


 

FATİH ÖZKILINÇ- İzmir Aile Hekimleri Derneği, Aile Hekimleri Federasyonu, İzmir Tabip Odası, Aile Sağlığı Çalışanları Federasyonu ve sağlık alanında faaliyet gösteren sendikalar birlikteliği ile 17-18 Şubat 2022 tarihinde iş bırakan sağlık çalışanları İzmir İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklamasında bulundu. Hekimler, etkin ve caydırıcı bir Sağlık'ta Şiddet yasası, güvenli ve insanca çalışma koşulları, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme (ceza) yönetmeliğinin geri çekilmesi, infaz komisyonlarına son verilmesi, 3600-7200 kademeli ek gösterge, bilimsel ve tıbbi gereklere uygun mesleki olanak ve koşullar, emeğin karşılığı ücretlendirme, faturaları ve giderleri karşılayan ASM cari ödenek artışı, angarya ve mobbinge son verilmesi şeklindeki taleplerini bir kez daha dile getirdi

Haklarımızı kaybettik


Basın açıklamasını okuyan İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Uz. Dr. Muteber Çolak, “Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de covid-19 pandemisi ile iki yılı bitirmek üzereyiz. Böyle zorlu bir süreçte sağlık bakanlığının yanımızda olmasını beklerdik.  Fakat onlar hizmeti daha nitelikli hale getiren uygulamalar yapmak yerine iş barışını bozan ceza yönetmeliği çıkarmayı tercih etti. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin amacı topluma koruyucu sağlık hizmeti vermektir. Ülkemizde aile hekimliği sistemine geçilmesiyle birlikte bir dizi sorun ortaya çıktı.  Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları sözleşmeli çalışmaya başladı. Daha önceden Sağlık ocağı olan binalarımıza kira ödemeye başladık. Elektrik, su, doğalgaz faturalarını biz ödemeye başladık. Taşeron firmalardan personel ve hemşire çalıştırmak zorunda kaldık. Tıbbi atıklarımızın imhasını, aile sağlığı merkezinde kullanılan sabundan ilaca her şeyi kendimiz temin etmek zorunda kaldık. Aile sağlığı merkezleri bize ait özel bir işyeri oldu. Bütün bunlar olurken ücretsiz izin hakkımızı kaybettik. Ücretli rapor hakkımız da elden gitti” dedi.

Yönetmelik geri çekilene kadar mücadeleye devam

30 Haziran 2021 çıkan aile hekimliği ödeme ve sözleşme yönetmeliğine karşı tepkilerini de bir kez daha dile getiren Çolak, “Ceza yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Yönetmelikle getirilen düzenlemeleri yapmak mümkün değil. İnfaz komisyonlarını istemiyoruz. Keyfi sözleşme fesihlerini istemiyoruz. Her geçen gün artan şiddet olaylarına karşı etkili bir şiddet yasası istiyoruz. Gereksiz ve mesnetsiz cimer şikâyetleri ile uğraşmak istemiyoruz. İş güvencesi istiyoruz. Ücretli izin hakkı ve rapor hakkı istiyoruz. Negatif performans istemiyoruz. Gereksiz ve bizleri zorlayıcı raporlarla uğraşmak istemiyoruz. Askere alma muayenesi, spor katılım raporu, av tüfeği raporu gibi raporların birinci basamak bir değerlendirme olmadığını düşünüyoruz. Bu raporlar nedeniyle hastalarımızla karşı karşıya kalıyoruz. Yapılması imkânsız uygulamalarla baskı ve mobing görmek istemiyoruz. Ceza yönetmeliği geri çekilene kadar mücadeleye devam edeceğiz. 14,15,16 Mart tarihlerinde üç gün derdimizi bakanlığa anlatmak için grevde olacağız. Sesimizi duyurana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Nitelikli sağlık hizmeti vermek için. İş yerlerimize keyifle gelip hizmet edecek enerjimiz, İsteğimiz kalsın diye mücadele ediyoruz. Bizler sağlıklı olursak ancak sağlık hizmeti verebiliriz” diye konuştu.

“Sağır kulaklara haykırıyoruz”


Meslek hakları için mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı ise “Sağlıktaki tüm yükü hekimlere sağlık çalışanlarına yükleyenlere karşı ayaktayız. Özellikle birinci basamak aile sağlığı merkezi çalışanlarının yaşadıkları hepinizin malumu... Günübirlik yönetmelikle geldiğimiz nokta ortada. Özellikle ceza yönetmeliğine karşı iş bıraktık, basın açıklaması yaptık ama bizi duymadılar bizi görmediler. Sadece bu yönetmelik değil ne çalışma koşullarımız ne de özlük haklarımız kabul edilebilir durumda değil. Bunları görün diye buradayız. Pandemide özveriyle yaşamlarını riske atarak hizmet vermeye çalışan bizler korunamadık. 500’e aşkın sağlık çalışanını bu süreçte kaybettik. Şiddette durmadı. Bütün bunlara yeter demek için buradayız. 14 Mart’ta giderken bu eylemlilik sürecimiz artacak belki de süresiz eyleme gideceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz. Mesleğimiz hakkımız için dayanışmayı omuz omuza yükselteceğimizi buradan bir kez daha sağır kulaklara haykırıyoruz” ifadelerine kullandı.