Çiğli Köyiçi Mahallesi'nde geçen 15 Ağustos'ta meydana gelen olayda, Serkan Sakin ile Buket Sakin çiftinin 3 yaşındaki oğulları Alperen Sakin, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu'na götürülmek üzere şoförü 47 yaşındaki T.İ. ile rehber personel 18 yaşındaki D.K.'ya teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada rehber personel D.K., ağlayan bir öğrenciyi alarak okula girdi. Serviste uyuduğu öne sürülen Alperen'i fark etmeyen şoför, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Alperen'in kreşte olmadığını öğle yemeğinde fark eden öğretmenler ile görevliler, okul ve bahçesini aramaya başladı. Aramadan sonuç alınamayınca okulun güvenlik kamerası kayıtları incelendi. Görüntüleri izleyen okul yöneticileri ve öğretmenler Alperen'in okula hiç girmediğini gördü. Bunun üzerine okul servis aracına bakan görevliler, minik Alperen'in, sabah oturduğu koltukta cansız bedenini buldu. Okul yöneticileri polise verdikleri ilk ifadelerinde gerçeği sakladı, Alperen'in uyku saatinde uyutulduğu ve bir daha uyanmaması üzerine hastaneye götürüldüğü söylendi. İfadelerden şüphelenen polis, bir görevlinin anlatımınndan yola çıkarak olayı aydınlattı. Alperen'in kreş servisinde unutulduğu için öldüğü ortaya çıkarıldı. Servis şoförü T.İ. ile eşi okulu müdürü Y.İ. tutuklandı.


BAYRAM NAMAZINA GÖTÜRECEKTİ

Alperen Sakin'in babası Serkan Sakin ile annesi Buket Sakin, oğullarını yitirmelerinin ardından en acı bayramlarını geçirdi. Çocuklarının mezarını ziyaret eden aile, döndükleri evlerinde DHA'nın sorularını yanıtladı. En büyük hayalinin oğluyla bayram namazına gitmek olduğunu anlatan Serkan Sakin, "Bayram yaşıyoruz ama buruk bayram yaşıyoruz. Sabah bayram namazına gittiğimiz zaman benim hayalimdi onu da yanıma alıp gitmek, bayram namazı kılmak. Ama olmadı, çok acı. Allah kimsenin başına vermesin. Mezarını ziyaret ettik, dualarımızı okuduk. Mezarını temizledik, çiçek diktik, çiçekler koyup geldik" dedi.


'AKLIMIZDA ŞÜPHEDEN BAŞKA BİR ŞEY YOK'

Olayla dair kafalarındaki kahreden sorulara da yanıt aradıklarını vurgulayan Serkan Sakin şöyle konuştu:

"Aklımızda, kafamızda şüpheden başka bir şey yok. O çocuk servisin içinde nasıl unutulur? Bu çocuk hareketli bir çocuktu, tavşan uykulu bir çocuktu. O servisin içinde uyuyup kalmış olamaz, herkesin kemeri açılıyor da bir tek onunki mi unutuluyor? Ben çocuğumun unutulduğuna inanmıyorum. Çocuğuma ceza verdiler belki. Belki çocuk yaramazlık yapıyor diye ya da başka bir şey de olabilir minibüse konulması için. Benim çocuğumun, arkadaşlarının sesini duyduktan sonra uyuması imkansız. Sorumlular az ceza alırsa canımız acır, adalete güveniyoruz."  

'FISTIK'LA AVUNUYORLAR

Alperen'in köpeğini kucağından indirmeyen, ona çocuklarından emanet kaldığı için gözü gibi baktıklarını söyleyen Serkan Sakin, "Alperenim sürekli oynuyordu. Onun köpeğiydi. Bize kalan hatıra oldu artık. Alperenimiz gitti, ona gözümüz gibi bakıyoruz" diye konuştu.