Zeynep Kaya- İzmir'in tarihi güzelliklerini yansıtan sokak ve mahallelerinin yanında eski tip eşyalarla dükkanını süsleyen gençler İzmir'e değer katmaya devam ediyor. Alsancak'ta açtığı kafeyi antika eşyalarıyla dekore eden işletmecilere ise her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Antika eşyalar her insan için farklı hisler uyandırırken, kimisi günümüzün samimiyetsizliğinden ve mutsuzluğundan kaçıp huzuru arıyor, kimisi ise kendini geçmişte arayıp, çocukluğuna geri dönüyor. Antikacıdan alınanlar zaman makinesi gibi kullanılıyor. Geçmişten beri ilgi duyduğuantikaları biriktiren kafe sahibi Çağsun Emeç ise antikalara kültürel bir araştırma gözüyle bakıyor. Kafesine antika eşyalarını dekor olarak kullanmaya karar veren Emeç, 'Elimde bir çok antika eşya vardı. Bunları biriktirmektense değerlendirmek istedim. Alsancak'ın tarihi dokusuna renk katmayı düşünerek, elimdekileri yeni açacağım kafede sergilemeye karar verdim. Kafemin açılışını antika mezatıyla yaptım. İzmirliler antikalara yoğun ilgi gösterdi. Kafeme gelen kişiler bana antikalar hediye edince bunları kendileri için değerlendirmelerini düşünerek, alıcı ile satıcıyı her hafta kafesinde buluşturmaya karar verdim. Her Salı günü kafemde antika mezatı yapıyorum. İnsanlar buraya gelerek, eski eşyalarını sergiliyorlar. Onlar adına burada satıyoruz. Alıcı ile satıcıyı kafemizde buluşturuyoruz' diye açıkladı.


Bir dönemi yansıtıyor


Antika alım satım işleriyle uğraştıktan sonra kafe açmaya karar veren Çağsun Emeç, kafesinde çeşit çeşit antika saat sergiliyor. Emeç, antikaları şahıslardan, bit pazarından ve antikacılardan alarak biriktirdiğini belirterek, 'Kendime ait antikaları kafemi dizayn etmek için sergiliyorum. Çok beğenen olursa da satabiliyorum. Standart mekanlardansa, insanlar artık kendi ruhlarına hitap eden mekanları tercih ediyorlar. Antika ürünler eski günlerin ruhunu yansıtıyor ve kafemizde müşterilere doğal ortam imkanı sunuyor. İnsanlar bu tip yerlerde kendilerini daha rahat hissediyorlar. Burayı biraz da farkındalık yaratmak için açtım. Kafeden ziyade insanları geçmişe götüreceğim hisler uyandırmak beni mutlu ediyor. Antika eşyaların her biri dönemin özelliğini ve bilim seviyesini yansıtıyor. Bir eşyanın modeline ve ya üzerinde kullandığı desene bakınca, o dönemde var olan savaşları, hayvansal figürlerin neye karşı işlendiğini bile anlamak mümkün' dedi.

 

Şehir dışından geliyorlar


Mezat gününde kafede ayrı bir neşe ve hareketlilik olduğunu vurgulayan Emeç, 'Mezat etkinliklerimizi sosyal medya üzerinden canlı yayınınla takipçilerimize ulaştırıyoruz. Şehir dışından gelerek mezatımıza katılanlar oluyor. Hem ürünlerini getirip burada satışa sunuyorlar hem de başkalarının ürünlerinin alıcısı oluyorlar. Tarihi çağlardan kalma birbirinden farklı ürünler mezata açılıyor. Ürünlerin fiyat aralıkları değişiyor. 5 liraya sattığımız bir ürün de olabiliyor, 300 liraya alıcı bulan ürünler de olabiliyor. Katılımcılar ise aldıkları ürünleri ya evlerinde kullanıyor ya da  sosyal medya üzerinden mezata açıyor.
Antika eşyalarını sergilediği kafede 1950 yılından kalma bebek arabasının en eski ürün olduğunu söyleyen kafe sahibi Çağsun Emeç şöyle devam etti, 'Bebek arabası eski olmasına rağmen değişik bir ürün. 1950 yılından kalma, Avrupa'da kullanılan bir bebek arabası. Alman bir hanımefendi bebeğini büyütmek için almış, açmak kısmet olmamış. Bize getirdi, kafemizde sergiledik.  Biraz daha Avrupai bir antika denebilir. Müşterilerin yoğun ilgisini çekiyor' diye kaydetti.

Emeç şöyle devam etti, 'Çağdaş yaşamı destekleyen, yenilikçi ve üretici, tasarımcı bir toplum olmamız gerekiyor. Alsancak Semti bu ruhu yaşatan bir potansiyele sahip. Nerden baksanız Alsancak'ta bir çok kafe bu şekilde değişik dizaynlarla kendini müşteriye sunuyor. Bunlar İzmir'i İzmir yapan değerler ve Alsancak bu yönüyle diğer yerlerden farklı bir dünya.'