İzmir'de yaşayan diş teknisyeni Saniye Lale Sayar, Trabzon'daki ablasını ziyaret için 4 Mart 2003 tarihinde bir firmaya ait 34 UBA 61 plakalı yolcu otobüsüyle yola çıktı. Otobüs, şoförün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu Amasya'nın Merzifon ilçesi yakınlarında, yol kenarındaki çukura devrildi. Kazada 2 yolcu yaşamını yitirdi, 17 yolcu yaralandı. Yaralılardan Saniye Lale Sayar, sol bacağını kaybetti.

Kazada tam kusurlu bulunan otobüs şoförü M.Y., tutuklu yargılandığı Çorum Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2007 yılında sonuçlanan davada, 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Saniye Lale Sayar ise avukatı Halil İbrahim Özdemir aracılığıyla, firmanın genel müdürlüğünün İstanbul'da bulunması nedeniyle Bakırköy 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde şoför M.Y., şirket ve otobüsün sahibi S.Y.'ye karşı 250 bini manevi, 310 bini maddi olmak üzere toplam 560 bin liralık tazminat davası açtı.

15 YILDIR DURUŞMALARA GİRİYOR

Kazanın ardından yaşamı adeta kabusa dönen Saniye Lale Sayar'ın sol bacağı, 7 ameliyat sonrasında protez takılabilir hale getirildi. Konak Diş Hastanesi'nde diş teknisyeni olarak görev yapan Saniye Lale Sayar'ın kullandığı protez ise bir firma tarafından geçici olarak verildi. Bir yandan tedavi süreci devam eden Sayar'ın, hukuk mücadelesi de yıllardır sonuçlanmadı. Sayar'ın açtığı ve 15 yıldır karara bağlanamayan davanın 38'inci duruşması, Bakırköy 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kısa süre önce görüldü. Duruşmalar yıllardır sürerken, bu kez de şirketin iflas kararı alması Saniye Lale Sayar'ı iyice mağdur etti. Hakim, şirketin kararını bildirmesi üzerine iflasın kesinleşmesine kadar duruşmaların yapılamayacağını belirtti.

Dosyanın 15'inci yılına girmesini Adli Tıp Kurumu'nun raporlarının geç gelmesine bağlayan Saniye Lale Sayar'ın avukatı Halil İbrahim Özdemir, şirketin iflas kararı almasını şüpheli bulduklarını belirtti. Müvekkilinin mağduriyetinin bir türlü sonlandırılmadığını ifade eden Özdemir, "Bu dava 15'inci yılına girdi. Bizi bugüne kadar Adli Tıp Kurumu oyaladı. Adli Tıp Kurumu yasaya uygun davranmadı. Hatalı ve geç rapor verdi. Raporlar gitti geldi, gitti geldi, hatalı düzenlendi. Şimdi de şirket iflas kararı aldığını mahkemeye bildirdi. İflas kararının kesinleşmesine kadar dava görülemiyor. Yani iflas kararı kesinleşene, ikinci alacaklılar toplantısı yapılana kadar davalar duruyor. Bize göre iflas şüphelidir. Şirketin iflas edecek bir durumu yoktur. Bu durum bizi mağdur etmeye yönelik bir hamledir. Müvekkilim zaten bu olay ve dava sürecinde stres bozukluğu rahatsızlığı yaşamaktadır. Mağduriyeti devam etmektedir" dedi.