FATİH ÖZKILINÇ- Doğal, sağlıklı ve temiz gıda ürünlerine ulaşmak, vatandaşı yeniden toprakla bir araya getirmek amacıyla Selçuk Belediyesi tarafından Efes Tarlası Yaşam Köyü kuruldu. 2 Haziran Çarşamba günü saat 19.00’da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek resmi açılış öncesi Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, basın mensuplarıyla bir araya gelerek Efes Tarlası Yaşam Köyü’nü tanıttı.

 

Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün Selçuk ve Küçük Menderes Havzası için çok önemli bir proje olduğu vurgusuyla konuşmasına başlayan Sengel, “Yaptığımız her çalışmada, tarım, gıda egemenliği, üreticilerin desteklenmesi gerektiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin fabrika ayarlarına geri dönmesi gerektiğinden bahsediyoruz. Ama sadece bahsetmek ya da tarımın ve üretimin ne kadar önemli olduğu ve Türkiye’nin geleceğinin üretimde olduğunu tek başına söylemek çok da bir şey ifade etmiyor. Yaptıklarımız sözlerden daha da önemliyse o zaman bir şey yapmalıyız ve yaptığımız şey de örnek olabilecek; aynı zamanda da Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi köylülerin görerek, anlayarak, ondan feyz alarak oluşturabilecekleri bir tarım anlayışı içinde olmamız gerektiğini düşündük. Efes Tarlası Yaşam Köyü, 5 hedef 50 projemizden bir tanesiydi. Ve şu anda da sadece kendi öz sermayemizle yapacağımızı iddia ettiğimiz bir alandayız” diye konuştu.

Yerli üretimin keyfi yaşanacak

Köy enstitülerinden ilham alarak üretimin anlatılmasının gerekliliğine vurgu yapan Sengel, “Bunun sonucunda da yine köy enstitülerinden ilham alarak oluşturulmuş köy akademilerimiz vardı. Şimdi bu köy enstitüleri ve akademileri ile Efes Tarlası Yaşam Köyü’nü bir araya getirdik. Aslında bir hayaldi bu… Biz hala da çok heyecanlıyız. Bir toprak okulu kurduk ve Türkiye’de sanırım ilk toprak okulunu biz kurmuş olduk. Bu noktada okul öncesi çocuklardan başlamak üzere ilk defa tarımla uğraşacak olanlara, ki bunlardan birisi de benim, toprak okulu bana da birçok şey öğretti. Çocuklarımızdan başlamak üzere birçok çiftçimize, ilk defa tarımla uğraşmak isteyenlere, aile tarımına tekrar geri döndürüp o işsizliği ortadan kaldırmak adına atacağımız bir adım. Efes Selçuk’ta gerçekten bir meyve sepetinin içerisinde yaşıyoruz. Çok verimli topraklarımız var. Küçük Menderes Havzası’nın en bereketli topraklarındayız ancak burada da işsizlik problemi var. Çünkü okuyan çocuklar dışarıya gidiyor ve orada kalıyor. Oysa burada üretim alanları var, geri dönüp ailesiyle çiftçiliği devam etmeli. Biz aslında o gençleri de bu işlere biraz daha ısındırmak istediğimiz için toprak okulunu kurduk. Okul öncesinden itibaren çocuklar toprakla buluşsun. Tohumun ne demek olduğunu öğrensin. Hibrit tohumun hayatımızı nasıl köleleştirdiğini, yerel tohumlarla birlikte nasıl özgürleşeceğimizi ve böylelikle geleceğimiz için çok önemli adımlar atabildiğimizi anlatabilelim istedik. Onların eline tohumu verip toprakla buluşturmayı arzu ettik. Gelsinler kendi ektiklerini kendileri sulasınlar ve nasıl ortaya çıktıklarını görsünler istedik. Sonrasında da konvansiyonel tarımın, iktisadi ve ticari tarımın haricinde, yerel tohumla birlikte üretimin de ne kadar keyifli olduğunu herkese anlatabilelim diye bir toprak okulu ortaya çıkardık” ifadelerini kullandı.

Yerel tohumlar canlanıyor

Köy enstitülerinden aldıkları ilhamla yaşam köyü içinde bir kütüphane de oluşturduklarının belirten Sengel, “Her şey internet ortamından değil; dokunarak ve kütüphanelerden vazgeçmeyeceğimizi de ifade ederek tarıma dair bir toprak kütüphanesi kuralım dedik. Aynı zamanda bu işin içinde en önemli şey göstermek ya da teoride bir şeyleri bırakmak değil, bunu pratiğe döndürebilmek. Bu işi pratiğe döndürebilmek adına da plantasyonlarımızı ve seralarımızı kurduk. Küçük Menderes Havzası’ndaki belediyelerimizi tek tek ziyaret ederek bütün çiftçilerimizle konuşarak ‘Burası sizin de merkeziniz’ dedik. İstedikleri herhangi bir ürünün denemesini bizim seralarımızda ve aynı zamanda plantasyonlarımızda yapabileceklerimizi söyledik. Sonrasında yerel tohumlarımızı araştırmaya başladık. Eskiler bilir, Selçuk’un en önemli ürünlerinden biri kara karpuzuydu. O kara karpuzun tohumunu yıllarca saklayan vatandaşlarımızdan temin ederek onu üretmeye başladık. Tohum mevzusu çok hoşumuza gitmeye başladı ve daha fazla köylere giderek oralardan yerel tohumları aldık. Şu anda yaklaşık 523 tane yerel tohumumuz var ve bunları paylaşabilmek istiyoruz. Çünkü gidişat hepimizin bildiği gibi hiç de hoş değil. Gidişat bizi ne yazık ki büyük şirketlere gebe hale getiriyor. Onların üretmiş oldukları tohumlar nedeniyle zehirleniyoruz. Çünkü o tohumları toprakla buluşturduktan sonra yetişebilmeleri için bu sefer tekrar kimyasal gübreye müracaat ediyoruz ve bu döngü birbirini alıp götürüyor. Oysa kendi yerelimizde olanları elimizde tutmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de tohum merkezimizi de oluşturduk. Her zaman eğitimin şart olduğunu söylüyoruz ancak doğru eğitim şart. Bizim zaten doğru eğitim modellememiz dünyada ilk ve tekti, o da köy enstitüleriydi. O köy enstitülerinden ilham almamız sonucunda İsmail Hakkı Tonguç Tarım Müzesi adını verdiğimiz, geçmişten günümüze kadar tarım aletlerini hem gösterebileceğimiz hem de bir aidiyet duygusunu oluşturabileceğimiz bir alan kazandık. Bunun için de Efes Selçuklu çiftçilerimize çok teşekkür ediyoruz. Onlar atalarından kalmış olan birçok ürünü bize teslim ettiler” diye konuştu.

Kadınlar kazanacak, kadınlar konuşacak

Kooperatifleşmenin önemine değinen Sengel, “Selçuk Efes Tarımsal Kalkınma Kadın Kooperatifi ile birlikte iki tane salça makinesi ile başladığımız iş, şimdi alıp başını gitti… Efes Tarlası Bakkalımızı kurmuş ve onların ürettikleri ürünleri burada satmaya başlamıştık. Böylece başladığımız günden bu yana 60 kadınımıza istihdam kazandırdık. Üretilen ürünler için de bir pazar kuralım ve bu pazarda sadece kadınlar olsun istedik. Kadınlar ekonominin döngüleri içinde en önemlileri döngülerinden biri haline gelsin. Kadınları özgürleştirmek, siyasi hayatın içinde daha fazla yer almalarını istiyoruz. Tabi bize sadece söylemek yetmezdi, bunu hayata geçirmek için önce onları ekonomik olarak özgürleştirmemiz gerekiyordu. 45 kişi ile başlamıştık, tahmin ediyoruz ki 100 çadıra kadar çıkacağız. Çünkü fazlasıyla talep var. Kurduğumuz üretici kadın pazarında gelir elde eden kadınlarımız da hem ekonominin hem sosyal hayat hem de siyasetin içerisinde kalacak. Çünkü biz hiçbir şeyin vitrinde olmasını ya da sözde kalmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

Projede neler var?

Toprak analizi

Çiftçiler, tohum ve fide temininden ilaç ve gübre kullanımına kadar her aşamada alanlarının uzmanlarıyla buluşturularak aile tarımını geliştirmeleri sağlanacak. Çiftçiler, ürünlerinin zamanında tüketicilere ulaşması için desteklenecek. Çiftçilere sunulacak toprak analizi hizmetiyle üreticiler hangi tarlasında toprağının neye ihtiyacı olduğunu bilecek.

Üretici pazarı

Pahalılaşan, sağlıklı olmayan ve besleyiciliğini kaybeden market gıdalarına karşı; üreticilerin sağlıklı ve besleyici ürünlerini doğrudan halka sunabildikleri ve hem üreticinin hem de tüketicinin kazandığı üretici pazarı süreklileşecek.

Toprak okulu

Toprak Okulu, her yaştan ve her meslekten yurttaşın toprak bilincini ve bilgisini yeşertecek. Toprak analiziyle üretime ve doğaya destek olunacak. Deneyimliler, Toprak Okulu’nda katılacakları tarım atölyelerinde, çocukluklarındaki toprak ve doğa bilincini yeniden hatırlayacak, günlük yaşamlarına renk katacak üretim tekniklerini deneyimleyecek. Çocuklar, alanlarında uzman eğitmenler tarafından sunulacak bilgisel ve deneysel aktarımlarla toprağı daha yakından tanıyacak, kendi seçtikleri tohumların günden güne filizlenip hayata gelişlerine tanık olacak. Tarımsal üretim atölyeleri ile gençler, tarımsal üretimin bilgisini uygulayarak deneyimleyecek ve kentteki tarım sektöründe eğitimli iş gücü olarak istihdam edilebilecek.

Tohum merkezi

Tohum Merkezi’nde yenilenen yerel tohumlar filizlendirilerek küçük üretici çiftçilere ulaştırıldı. Kentin bitkisel atıklarından elde edilen kompost gübrelerle beslenen fideler ürüne dönüştüğünde, çiftçileri satın alınacak. Kadınlarının kooperatifte işledikleri ürünler Efes Tarlası Bakkalı’nda halka sunulacak.

Tarım müzesi

Tarım Müzesi, başta çocuklar olmak üzere tüm yurttaşlara ve misafirlere gıdanın, geçmişten bugüne ve tohumdan sofraya yolculuğunun sunulduğu bir kültür noktası olacak.